• Turkhane Logo

Interpol'ün BAE'li başkan adayına tepki

Interpol'ün yeni başkanı, 23-25 Kasım'daki İstanbul toplantısında seçilecek. BAE'den Tümgeneral Ahmed Nasır el-Reisi de adaylardan biri. Ancak Almanya'da el Reisi'nin adaylığı tepkilere neden oluyor.

10:29 17 Kasım 2021 Çarşamba
Interpol'ün BAE'li başkan adayına tepki
Interpol'ün yeni başkanı, 23-25 Kasım'daki İstanbul toplantısında seçilecek. BAE'den Tümgeneral Ahmed Nasır el-Reisi de adaylardan biri. Ancak Almanya'da el Reisi'nin adaylığı tepkilere neden oluyor.

Alman Federal Meclisinin üç üyesi Yeşiller partili Kai Gehring, Hür Demokrat Partiden (FDP) Peter Heidt ve Sosyal Demokrat Partiden Frank Schwabe ortak bir bildiri kaleme alarak Birleşik Arap Emirliklerinden (BAE) Tümgeneral Ahmed Nasır el-Reisinin, Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol) başkanlığına adaylığı konusundaki çekincelerini dile getirdi.

DWden Kersten Knippin haberine göre, Başkanlık seçimi, Interpolün 23-25 Kasım tarihleri arasında İstanbulda düzenlenecek 89unucu genel kurul toplantısında yapılacak. Teşkilatın başında şu anda 2018den beri Güney Koreli Kim Jong-yang bulunuyor.  
Alman parlamenterler, el-Reisinin seçilmesinin Interpolün hukuk kültürü açısından ciddi sonuçlar doğurmasından endişeli. Üç milletvekili ortak bildiride Birleşik Arap Emirliklerinin ürpertici insan hakları sicili göz önüne alındığında, el-Reisinin başkanlığa getirilmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve örgütün misyonuyla bariz bir çelişki içinde olacaktır. Bu durum, Interpolün uluslararası itibarını da zedeleyecektir görüşüne yer verdi.

BAE insan haklarını ihlal ediyor

Milletvekilleri, BAEli adayı insan hakları ihlallerine doğrudan karışmakla da suçladı. Alman politikacılar, 2005 yılında ülkesinde Merkezî Güvenlik Operasyon Sorumlusu olarak atanan ve 2015 yılında da İçişleri Bakanlığı Müfettişi olarak görevlendirilen Tümgenerali, otoriter bir rejimin temsilcisi olarak görüyor. Alman vekillere göre el-Reisi, BAEnin devlet temsilcisi olarak ülkedeki barışçıl muhalifleri sistematik şekilde çökerten bir güvenlik aygıtının parçası konumunda.

Alman vekiller bildiride, Tümgeneral el-Reisi, BAE İçişleri Bakanlığı Müfettişi olarak baskıcı bir ceza ve adalet sisteminin başında bulunduğu için, bir dizi yüksek profilli davada insan hakları ihlallerine doğrudan katılıyor ifadelerini kullandı.

El-Reisinin adaylığına insan hakları örgütleri ve Fransadan da tepki var. ABD merkezli İnsan Hakları İzleme örgütü, 17 insan hakları organizasyonuyla birlikte geçen Ekim ayında el-Reisinin adaylığına karşı çıkmıştı. Fransada da 35 milletvekili Cumhurbaşkanı Emmanuel Macrondan el-Reisinin adaylığına itiraz etmesini talep etti.

İki İngiliz vatandaşının açtığı davalar

Daha önce BAEde tutuklu bulunan yabancılar da benzer endişeler dile getirdi. Mayıs 2018de doktora tezi için bu ülkede iki hafta boyunca bazı görüşme ve incelemeler yapan İngiliz siyaset bilimci ve güvenlik uzmanı Matthew Hedges, Dubai Havaalanında tutuklanmıştı. BAEli yetkililer Hedgesi İngiltere adına casusluk yapmakla suçladı. Hedges, aynı yılın Kasım ayında müebbet hapis cezasına çarptırıldı, ancak birkaç gün sonra affedildi. Hedges, Mayıs 2021de ise Tümgeneral el-Reisi de dahil olmak üzere, tutuklanması ve gözaltı koşullarıyla bağlantısı olan Emirlik makamlarının dört temsilcisine karşı dava açtı.

Cezaevinde kaldığı süre içinde korkutulduğunu, tehdit edildiğini ve işkenceye maruz kaldığını söyleyen Hedges için Tümgeneral el-Reisinin Interpol Başkanı seçilme olasılığı kabul edilemez bir durum. Hedges, İşkencelerden o sorumlu. Böyle biri, nasıl dünyanın en önemli polis yetkililerinden  biri olabilir? diye konuştu.

BAEde 2019 yılında bir süre tutuklu kalan diğer İngiliz vatandaşı Ali İsa Ahmed de Tümgeneral el-Reisinin de aralarında bulunduğu BAE güvenlik teşkilatlarının altı temsilcisi hakkında dava açtığını söylüyor. 22 Ocak 2019taki Katar-Irak maçını tribünlerde o sırada yasak olan Katar forması giyerek izlediği için tutuklanan Ahmed, DWye tutuklama ve nakil sırasında dövüldüğünü, hatta kafasına plastik bir torba bile geçirildiğini anlattı.

Kırmızı bültenlerin istismarı endişesi

DWye konuşan Bundestag üyesi Kai Gehring, Temel insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan baskıcı bir devlet, en önemli uluslararası polis örgütü üzerinde böyle bir etkiye sahip olmamalı dedi. Gehring ayrıca, kırmızı bültenler başta olmak üzere, Interpolün çıkardığı uluslararası arama bültenlerinin, BAEnin güvenlik kurumları tarafından istismar edilme olasılığına da dikkat çekti. Alman politikacı, bu bültenlerin siyasi muhalifleri tutuklamak için kötüye kullanılabileceğini vurguladı.

Bu rejim muhaliflerinden biri de aktivist ve blog yazarı Ahmed Mansur. Hem Uluslararası Af Örgütü hem de İnsan Hakları İzleme örgütü, BAE yönetiminin Mansura sistematik baskı ve işkence uygulamak suretiyle insan haklarını ihlal ettiğine dikkat çekiyor. Nitekim insan hakları örgütü Körfez İnsan Hakları Merkezi (Gulf Center for Human Rights), Tümgeneral Nasır el-Reisiye karşı aktivist Ahmed Mansura yapılan işkenceden sorumlu olduğu suçlamasıyla dava açtı.

BAE iddiaları reddediyor

BAE ise bu endişe ve iddiaların yersiz ve asılsız olduğunu savunuyor. BAE, 1973ten bu yana Interpol üyesi olan ülkenin siciline dikkat çekerek Emirliğimiz, suç şebekeleriyle mücadele ve kanun kaçaklarını diğer üyelerle işbirliği içinde yargı önüne çıkarma konusunda mükemmel bir sicile sahip açıklamasını yaptı. BAE, 2018-2021 yılları arasında organize suçlar, hırsızlık, dolandırıcılık, kara para aklama, terörizm ve diğer suçlardan 58 ülke tarafından aranan toplam 516 kanun kaçağını yakalayarak ilgili ülkelere iade ettiğini kaydetti.

DWye açıklamada bulunan BAE Büyükelçiliği de Interpol İcra Kurulunun mevcut bir üyesi olarak Tümgeneral el-Reisi, yerel ve ulusal düzeyde polislik hizmetlerinde 40 yıllık deneyime sahip olağanüstü bir profesyoneldir. Interpol Başkanı olarak da insanları korumak, toplum güvenliğini artırmak ve dünya çapındaki kolluk kuvvetlerine, modern suç şebekeleriyle mücadelede en son araçları sağlamak için çalışmaya devam edecektir ifadelerini kullandı. BAEnin dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olmaktan gurur duyduğu belirtilen açıklamanın devamında BM İnsan Hakları Konseyinin seçilmiş bir üyesi olarak BAE, kadınların bireysel özgürlüğünü, dinî değerlerin sosyal hayattaki varlığını ve farklı görüşlerdeki insanlara hoşgörüyle yaklaşımı teşvik etmek de dahil olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışında insan haklarını korumaya odaklanıyor denildi.

Son güncelleme: 10:29 17.11.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı