DW Türkçe’den Burcu Karakaş facianın birinci yılında yakınlarını kaybeden ailelerle konuştu.
Tren faciasında anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal, annesi Ruzibe Kartal’ın bacağını tren altında aramak, babası Gani Kartal’ı ise tanınmayacak halde olduğu için kişisel eşyalarından teşhis etmek zorunda kalmış.
Yaşadığı travmayı halen atlatamadığını söyleyen İsmail Kartal, “Biz aynı binada altlı-üstlü yaşıyorduk. 44 yıldır beraberdik. Evlendim, yine de ayrılmadım onlardan. Şimdi babamın kıyafetlerini giyiyor, annemin eşyalarını kokluyorum. Bir yılımız onların hatıralarıyla geçti” diyor.
Kartal, Ankara’da Anayasa Mahkemesi önünde basın açıklaması yapılırken yaşadıkları polis müdahalesine tepki gösteriyor:
“Şov yaptığımız söylendi bize. Bizim gibi bir aileye, ‘Şov yapıyorsun’ denebilir mi? Ölmüş annemin bacağını ararken mi şov yapıyordum ben, kime neyin şovunu yapacağım? Kim silecek bu travmaları bizden?
Aileler faciaya ilişkin açılan soruşturmada üst düzey yetkililerin de yargılanmasını talep ediyor. Ancak dava kapsamında şu ana kadar tutuklu dört sanık bulunuyor.
Faciada kızı Bihter Bilgin, kız kardeşleri Derya Kurtuluş ve Emel Duman ile yeğeni Beren bebeği kaybeden Zeliha Bilgin de “Dört canımı ihmaller sonucu toprağa verdim” diyor.
Bir yıldır adalet savaşı verdiklerini belirten Bilgin, bir yılın sonunda hukuksal anlamda hiçbir ilerleme kaydedemediklerini ve tek isteklerinin sevdiklerinin ölümüne sebep olanların cezalarını çekmesi olduğunu ifade ediyor.
Faciaya ilişkin ihmaller zinciri olduğuna dikkat çeken Bilgin, “O zincirde kimin imzası varsa hepsi yargılanmalı” diyor.
Tren faciasına ilişkin davanın ilk duruşması geçen 3 Temmuz’da Çorlu’da yapılmıştı. Gerginlikle başlayan davada Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi dosyadan çekilmiş, ancak bir üst sıralı mahkeme olan Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bu karar kabul edilmemişti. Bir sonraki duruşmanın tarihi ise henüz belli değil.
