• Turkhane Logo

HRW: Türkiye’de hukukun üstünlüğü krizi derinleşti

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporunda Türkiye’de geçen yıl hukukun üstünlüğü krizinin derinleştiği belirtildi. Raporda İsrail'in Hamas’ın saldırılarına verdiği karşılık ve Batılı liderlere eleştiriler de yer aldı.

21:32 11 Ocak 2024 Perşembe
HRW: Türkiye’de hukukun üstünlüğü krizi derinleşti
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporunda Türkiye’de geçen yıl hukukun üstünlüğü krizinin derinleştiği belirtildi. Raporda İsrail'in Hamas’ın saldırılarına verdiği karşılık ve Batılı liderlere eleştiriler de yer aldı.

DW Türkçede yer alan habere göre İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2024 Dünya Raporu’nda Türkiye’de geçen yıl hukukun üstünlüğü krizinin derinleştiği belirtildi. Raporda İsrailin 7 Ekimdeki Hamas saldırılarına misilleme olarak Gazze Şeridinde yürüttüğü operasyonlar ve Batılı ülkelere yönelik eleştiriler de yer aldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yayınladığı 2024 Dünya Raporunda hem batılı liderlere hem de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yönelik eleştirilerde bulundu.

Örgüt, Erdoğanın Mayıs ayında yeniden seçilmesinin ardından siyasi saiklerle alınan mahkeme kararlarının ve adalet sisteminde güç mücadeleleri yaşandığına dair ortaya çıkan emarelerin, ülkede hukukun üstünlüğü ilkesinin ortadan kalkması tehlikesini doğurduğunu belirtti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson raporda, Erdoğanın seçim zaferinin ardından yargıdaki güç mücadeleleri ve mahkemelerin kararlarını siyasi saiklerle vermeleri hız kazandı ki, bu da ülkede insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün uğradığı erozyonun ne kadar derinleşmiş olduğunu gösteriyor ifadelerini kullandı.

Williamson, Türkiyenin yüzüncü yılındaki insan hakları karnesinde, susturulmuş bir medya ve düzenli olarak hedef alınarak cezalandırılan siyasi muhalifler yer aldı. şeklinde konuştu.
Türkiyede ifade özgürlüğü

Raporda Türkiyenin yüzüncü yılında, medyanın sansüre maruz kaldığına ve bağımsız haber kuruluşlarının keyfi para cezaları ve kovuşturmalarla mücadele ettiğine dikkat çekildi.

Erdoğan hükümetinin medyanın büyük bir bölümünü kendi kontrolünde tutması, özellikle seçim yılında daha da önem kazandı denilen raporda, hükümete yakın Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK), başta Halk TV olmak üzere hükümete eleştirel yaklaşan az sayıdaki televizyon kanalına düzenli olarak keyfi para cezaları kestiği belirtildi.

En az 43 gazeteci ve medya çalışanının gazetecilik faaliyetleri veya medya ile ilişkileri nedeniyle terör suçlarından tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu kaydedildi.
İnsan hakları savunucuları

Raporda insan hakları savunucusu Osman Kavala ile birlikte dört kişinin daha 2013te İstanbuldaki Gezi Parkı gösterilerinde üstlendikleri rol nedeniyle aldıkları mesnetsiz mahkumiyet kararlarının Eylül ayında Yargıtay tarafından onandığına işaret edilerek, Türkiyenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını hiçe sayan tavrının katmerlendiği belirtiliyor.

Yargıtay’ın Gezi davası sanıklarından Can Atalayın Mayıs ayında yapılan seçimlerde milletvekili seçilmesi üzerine cezaevinden tahliye edilmesini engellediği belirtilirken, Yargitayin Anayasa Mahkemesinin bu yönde verdiği kararı hiçe saydığı kaydediliyor.

Raporda Türkiye’de 2023te endişe yaratan diğer uygulamalar; medya üzerindeki kısıtlamalar, internet sansürü, gösteri yasakları ve gazeteciler, insan hakları savunucuları, siyasetçiler, sosyal medya kullanıcıları ve diğer kişilere yönelik cezai kovuşturmaların kötüye kullanılması olarak sıralanıyor.

Gözaltında işkence ve kötü muamele

HRW, Türkiye’nin güneydoğu illerinde 6 Şubatta meydana gelen depremlerin ardından polisin ve jandarmanın faili olduğu işkence ve kötü muamele vakalarında da artış görüldüğünü belirtiyor.

Raporda 2016dan bu yana polis ve jandarma gözetiminde ve cezaevinde işkence ve kötü muamelede bulunulduğuna ilişkin iddiaların titizlikle soruşturulmasına ve faillerin yargılanmasına nadiren şahit olunduğu kaydediliyor.

Raporda Türk hükümetinin, Mayıs ayındaki seçimler yaklaşırken lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel bireylere karşı nefret söylemleri kullandığı, Kürt siyasetçileri siyasi saikli suçlamalarla cezaevinde tutmayı sürdürdüğü ve mülteci ve göçmenlerin sınır dışı edilme işlemlerini hızlandırdığı yer alıyor.
İsraile Gazze eleştirisi

İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu yıl 34üncüsü yayımlanan 740 sayfalık Dünya Raporu 2024te 100’den fazla ülkedeki insan hakları uygulamalarını inceliyor.

Örgüt raporunda İsrail-Hamas savaşının yanı sıra Ukrayna, Myanmar, Etiyopya ve Afrikanın Sahel bölgesinde çatışmaların yol açtığı muazzam acılara dikkat çekti.

Raporda, İsrailin Gazze Şeridine yönelik saldırıları eleştirilerek İsrail hükümeti Gazzedeki 2,3 milyon sivilin su ve elektriğini keserek yakıt, gıda ve insani yardımın girişini engelleyerek karşılık verdi. Bu bir savaş suçu olan toplu cezalandırmadır denildi.

Raporda, Hamasın işlediği savaş suçlarını kınayan hükümetlerin çoğu, İsrail hükümetinin işlediği suçlara yanıt vermekte ihtiyatlı davrandı ifadeleri yer aldı.
Batıya çifte standart suçlaması

HRW Genel Direktörü Tirana Hassan uluslararası insan hakları sisteminin devlet ve hükümet başkanlarının yaşanan ihlallere kayıtsız kalması nedeniyle tehdit altında olduğunu söyledi. Hassan, kafaların başka tarafa çevrildiği her ihlalde küresel insan hakları prensiplerinin bir bedel ödediğini söylerken Bu bedel bazen insanların hayatı olabiliyor dedi.

Örgüt, Çinin Sincan bölgesinde ve Tibetteki eylemleri konusunda sessiz kalındığını belirterek yaşanan çifte standartlar nedeniyle insan haklarının uygulanması konusunda güvenilirliğin zarar gördüğü uyarısında bulundu.

Raporda ayrıca Sudandaki insan hakları durumuna verilen tepkilerin Ukraynadakinden farklı olduğu vurgulandı. Batılı hükümetlerin başlangıçta Sudanda bir hesap verebilirlik mekanizması kurulması konusunda isteksiz davranmaları, Ukrayna için benzer bir yapıya ayırdıkları kaynakları ya da çabayı harcamak istemedikleri eleştirisi getirildi.

Son güncelleme: 21:32 11.01.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı