• Turkhane Logo

Hrant Dink katledildiği yerde anılıyor: ‘Utanmak için geç değil’

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden tam 13 yıl geçti. Hrant Dink ölüm yıldönümünde Agos önünde anılıyor.

16:33 19 Ocak 2020 Pazar
Hrant Dink katledildiği yerde anılıyor: ‘Utanmak için geç değil’
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden tam 13 yıl geçti. Hrant Dink ölüm yıldönümünde Agos önünde anılıyor.





Artı Gerçek’in haberine göre Hrant Dink’i anma etkinlikleri saat 15.00’da başladı. Dinkin öldürüldüğü Agos Gazetesinin bulunduğu Sebat Apartmanına “Utanmak İçin Geç Değil” yazılı pankart asıldı.


Dink’i anma etkinlikleri nedeniyle Osmanbey metrosu valilik kararı ile kapatıldı.

Taksim’de toplanan binlerce kişi Agos binasına doğru “Katil devlet hesap verecek” sloganı ile yürüyüşe geçti.

Tatavla Dayanışması, Ergenekon Caddesi’ne sprey boyayla “Hrant Dink Caddesi” yazdı. 
  Gazeteci Hrant Dink 13 yıl önce öldürüldüğü Agos gazetesi önünde anılıyor. Anma etkinliğine katılanlar sık sık Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz sloganı attılar. pic.twitter.com/bFMuZCwTKS — ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) January 19, 2020

Hrant Dink anmasında ilk olarak Gülten Kaya konuştu. Kaya, İstihbaratıyla, güvenlik birimiyle, medyasıyla artık tanıdığımız korunaklı bir şemsiyenin altında gayet nizami bir cinayet işlediler ifadelerini kullandı.

Gülten Kaya şunları söyledi:

Bizler, 19 Ocak’ta düştük, kanadık. Neredeyse yüz yıl boyunca hayatlarımızda asılı duran ve devletin yüzünü asan bir tartışmayı bitirecek olan insanın da buralardan gidişi üzerinden tam yedi yıl geçti.

Bu siyasi cinayetin satrancındaki tüm hamleleri, vezirini, şahını, piyonunu görebiliyoruz artık.

Kollarını, halkların birlikte, yan yana, birbirlerine dokunarak yaşama kültürünü oluşturmasına sıvayan Hrant Dink’in çabasıyla oluşturabileceğimiz mutabakatımıza, ortak yaşam protokolümüze sıkıldı kurşunlar. Çünkü tam orada duruyordu Hrant.

İstihbaratıyla, güvenlik birimiyle, medyasıyla artık tanıdığımız korunaklı bir şemsiyenin altında gayet nizami bir cinayet işlediler.

Kardeşimiz Hrant, bizler, burada olanlar, kardeşlerin ve arkadaşların,  tam yedi yıl önce senin ayakkabılarını giydik ve öyle basıyoruz yere.

Senin muhteşem aklına soruyoruz şimdi; adalet yere düştüğünde insanlık hangi pusulayla bulur yönünü?

Giderek hantallaşıp budanan, hareket alanı kalmamış bir hukukla yola nasıl devam edeceğiz derken, yolumuz parklara düştü. Tarihin zamana boyun eğdiğini gördük, orada aldık senin de selamını, kumru ve serçelerden.  ‘Gittiler’ dediklerimiz parkın ağaçları arasından gülümsüyordu, o uzun gölgeli gençlere ve çocuklara… Resimlerdeki suretleriniz bir dokunuşta ve oracıkta canlanıverdi.

İnsanlık ve yurttaşlık adına bir manifesto yazıldı, herkes gördü.

Acının üzerine tuz eken bu devletin askeri yargısı da sivil yargısı da merhametten ve adaletten yoksundur artık. Bu cümlemizi koyduk orta yere, çünkü evlatlarının kahrından ölüyor artık,  Roboskî anneleri. O kahırla öldü Fadime Ayvalıtaş ve Berfo anne. Onların ve Cumartesi annelerinin bedduası değil, âhı yükseldi gökyüzüne, bu âhı duyanınız var mı? Bu ah gelip bulacak sizleri, anlamayanınız kaldı mı?

KCK davalarından Alevilere, avukatlara, gazetecilere, öğrencilerden, gezicilere, LGBTİ haklarından tüm insan haklarına, topluma yayılan koku ve korkunun kılavuzu kim? Yüzünüzdeki örtü iyice aralanıyor ve görüyoruz arkasındaki siluetlerinizi. Çünkü bir yüzünüz bile yok sizin!

Cepheler arasında kendi mevzilerinize yığınak yaparken sizler, yalanlarınız,  ihanetleriniz ve kırımlarınızla elimizden dünyayı düzeltecek başka çocuklarımızı da aldınız. Ali İsmail’i, Ethem’i, Abdullah’ı, Mehmet’i, Mustafa’yı, Medeni’yi, Ahmet’i aldınız. Oğul öksüzü yaptınız anne babaları.

Bu ülkenin evlatlarına hain pusular kuruldu başka topraklarda, 3 kadın yere düşürülüp omuzlara alındı Fransa topraklarında, unutmak mümkün mü, ne çok ocağı söndürdüğünüzü. Bunların da ahı duruyor orta yerde, bir utanç duyanınız var mı?

Plastik mermilerle, gaz fişekleriyle, gözümüzü çıkardınız. İnsansız uçaklarınızdan insanlara bomba yağdırarak girdiniz çocukların uykularına. Kolunun altındaki sıcak ekmeğine attığınız gaz kapsülünden beri bir hastane odasında uyuyor Berkin Elvan. Halkın cümlesiyle; bunu yapanlara haram olsun uykular!

İkballeriniz uğruna izanınızı-insanlığınızı kaybettiniz. Yordunuz, kırdınız, kıydınız. İnkar ettiniz, sizleri belleğimize kazımayı farz kıldınız. Bunları da ekledik tüm acıların kayıtlı tarihine.

Sözün özü; devletin dürüstlüğünden kuşku duymayan kaldı mı aramızda arkadaşlar?

Hrant Dink Devlet dersinde katledilmiştir. Hayat ve tarihin bu bahiste bazı cüretkârlara vereceği notu bilelim ve bu dersi hiç unutmayalım. O kadar iyi bilelim ki bu dersi, bu ders onlara dert olsun! Hayat onlara ağu olsun, zehir olsun!

Biz burada olanlar ise, kahırlarımız ve gülüşlerimizle besleyeceğiz insanlık düşümüzü.

Çünkü gülmek, Edip Cansever’in dizesindeki gibi Bir halk gülüyorsa güzeldir bize…

Hrant Dinkin anısı bizi ıssızlaştırsa da, acısıyla bilgeleşecek, aydınlık aklı ve gülüşüyle güçleneceğiz!”

Hrant Dink için düzenlenen anma programında cezaevinde bulunan Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş da unutulmadı, Faşizme karşı omuz omuza sloganları atıldı.

Son güncelleme: 16:33 19.01.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı