• Turkhane Logo

“Hangi vicdan 42 günlük bir eri suçsuz yere cezaevinde çürütmek ister?”

15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü’ne götürülen ve 9 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Hamza Yıldız bir er olarak Silivri Cezaevinde çürümeye terk edildiğini söyledi.

15:45 01 Eylül 2020 Salı
“Hangi vicdan 42 günlük bir eri suçsuz yere cezaevinde çürütmek ister?”
15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü’ne götürülen ve 9 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Hamza Yıldız bir er olarak Silivri Cezaevinde çürümeye terk edildiğini söyledi.



Kapatılan Kuleli Askeri Lisesinde er olarak vatani görevini yaparken 15 Temmuz olaylarının içine sürüklenen Hamza Yıldız, 4 yıl sonra mektup yazarak o geceyi, ailesini ve çocukluğunu anlattı.

3 Haziran 2016’da Kuleli’de askerliğe başlayan Hamza Yıldız, Boğaziçi Köprüsü’ne götürüldüğünde 42 günlük erdi. O gece kimseye zarar vermediğini  söyleyen Yıldız, her şeyin kamera kayıtlarında olduğunu, buna rağmen linç edildiğini, üstünün başının kanlar içinde kaldığını ve üzerindeki kutsal üniformanın paramparça edildiğini ifade etti.


Yoksul ve gariban bir ailenin çocuğunu olduğunu belirten Hamza Yıldız mektubunda çocukluğunu nasıl geçirdiğini, 10 yaşındayken sanayilerde çalışmak zorunda kaldığını anlattı:

“Benimle beraber 4 kardeşiz. Bir erkek, 2 kız kardeşim var. Babam yaşlı ve hasta olduğu için çalışamıyor. Abim ile ben gücümüz yettiği kadar bu aileyi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Ben 10 yaşımdan beri sanayide arabaların altında, gözlerime kadar her yerim yağ içinde, elim kolum parçalanmış, dişimi tırnağıma takıp çalışmak zorunda kaldım. Emsallerim çocukluğunu yaşarken ben onlara bakıp ağlayarak o küçücük yaşta bedenimde 10 kat ağırlığın altında çalışıyordum. Geceleri aç karnına uyumak nedir, yoksulluk nedir ben çok iyi biliyorum.

“BUNLARI HAK EDECEK BİR BİR ŞEY YAPMADIM”

Ben bunları hak edecek hiçbir şey yapmadım. Okuluma bile doğru düzgün gidemedim. Çocukluk nasıl bir duygu ben bilmiyorum ama asla bilemeyeceğim. Garibanlığı, yoksulluğu ben seçmedim. Kışın soğuğuna yırtık ayakkabı ve ceketle ben okula giderdim. Herkes pırıl pırıl giyinip gelirken ben yırtık parçalanmış kıyafetlerle okula gelmek zorundaydım. Çünkü gariban bir ailenin evladıydım. Arkadaşlarım kantine gidip bir şeyler yerken ben onların ağzına bakardım. Benim ailem şimdi bu durumda bana cezaevine para göndermekte zorlanıyor. Benim ailemi omuzlayıp kaldırmam gerekirken ailem beni omuzlayıp kaldırmaya çalışıyor.”

“ÇILDIRMA NOKTASINA GELDİM”

Silivri Cezaevinde koğuşların kalabalık olduğu biliniyor. Hamza Yıldız da mektubunda bunu doğruluyor ve 7 kişilik koğuşlarda bazen 42, bazen 27 kişi kaldıklarını kaydediyor, pandemi süreci nedeniyle salgın korkusu yaşadıklarını ifade ediyor. Bir yılı aşkın süredir ailesini göremediğini vurgulayan Yıldız “Artık takatim kalmadı, çıldırma noktasına geldim.” diyor.

“YAŞAMAYACAĞIM KADAR CEZA ALDIM”

15 Temmuz gecesi Kuleli’den çıkarılan erlerin bir kısmı Boğaziçi, bir kısmı FSM, bir kısmı da Çengelköy’e götürülmüştü. O davalarda yargılanan erlerin beraat ettiğini hatırlatan Yıldız, kendisinin onlardan ne farkı olduğunu soruyor ve 9 kez müebbet ve 564 yıl ceza aldığını, ‘yaşamayacağı kadar ceza verildiğini’ vurguluyor.

Mahkemede kendilerini doğru düzgün ifade etmelerine izin verilmediğini, bir yandan küfürlere, bir yandan avukatların baskısına maruz kaldıklarını söyleyen mektubunu şöyle bitiriyor:

“Oldu bittiye getirip bizi çürümeye terk ettiler. Ben sizlere sormak istiyorum. Hangi vicdan, hangi yürek, 42 günlük bir eri, cezaevinde suçsuz olmasına rağmen çürütmek ister? Hakkım olan yaşama hakkını istiyorum. Adalet dileniyorum. Kaybolup giden 4 senemi istiyorum.”

34 KİŞİ ŞEHİT OLMUŞTU

15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü’de Erdoğan’ın arkadaşı Erol Olçok ve Abdullah Tayyib Olçok’un da olduğu 34 kişi şehit olmuştu.

HAMZA YILDIZ’IN GERGERLİOĞLU’NA GÖNDERDİĞİ MEKTUP

/




 

Son güncelleme: 15:45 01.09.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı