• Turkhane Logo

Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Göktaş, "kaç" diyen köstebeği anlatır mı?

T24 yazarı Tolga Şardan, bugün ilginç bir köşe yazısı yayınladı ve 'Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Göktaş,

12:59 20 Aralık 2022 Salı
Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Göktaş,
T24 yazarı Tolga Şardan, bugün ilginç bir köşe yazısı yayınladı ve 'Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Göktaş,

İŞTE TOLGA ŞARDANIN KÖŞE YAZISININ İLGİLİ BÖLÜMÜ

Akademisyen Necip Hablemitoğlunun öldürülmesi olayının kilit isimlerinden Emekli Albay Levent Göktaş, yakalandığı Bulgaristandan hafta sonunda iade edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 2015te dönemin Başsavcı vekili Necip Cem İşçimenin gayretiyle yeniden açılan dosyada adı geçen devlet görevlilerinin en önemlisi Göktaş.

Cinayetin 20. yıldönümünde Türkiyeye getirilen Göktaş, soruşturmanın zaman aşımına girmesine günler kala başlatılan yargı sürecinin kilit ismi aynı zamanda.

Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) bünyesindeki Muharebe Arama ve Kurtarma (MAK) Alay Komutanı olarak görev yapan Göktaşın Hablemitoğlu soruşturması çerçevesinde 8 Haziranda kendisine yönelik operasyonu önceden haber alıp ortadan kaybolduğunu unutmamak gerek.

Bu konuda Büyüteçte 14 Haziran ve 22 Temmuzda iki yazı kaleme almıştım.

Kısaca aktarmak gerekirse; Nuri Gökhan Bozkırın Ukraynadan gelmesiyle yeni boyut kazanan dosya kapsamında aralarında Göktaşın da yer aldığı 9 şüpheli hakkında gözaltı kararı alındı. Göktaşın İstanbulda bulunması sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Talimat Bürosuna çok gizli ibareli özel bir yazı gönderdi.

Yazı, 7 Haziran 2022 tarihini taşıyordu. Yani, gözaltı işlemleri başlatılmadan bir gün öncesi.

Ankaranın Göktaşın yakalanması amacıyla İstanbula gönderdiği yazının dikkat çeken bölümü şöyleydi:

(...) Şüphelinin, soruşturma dosyasındaki diğer şüpheliler ile birlikte yakalanması ve suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla 08/06/2022 tarih saat 07.00dan itibaren eş zamanlı operasyon planlanmış olup, (...)

Yani; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dokuz şüpheli hakkında aynı gün ve saatte eş zamanlı harekete geçilmesi talimatını verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, talimatı aynı gün içinde İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bildirdi.

Polis, ertesi sabah – iddiaya göre talimatta verilen saatten 30 dakika sonra 07.30 sıralarında – belirtilen adrese baskın yaptı, ancak Göktaş aynı binada kiraladığı başka bir daireden kaçarak kayıplara karıştı.

Sonrası malum, Bulgaristanda yakayı ele verdi.

Göktaşın firar etmesiyle birlikte köstebek iddiası gündeme geldi.

İstanbula getirildikten sonra Marmara Cezaevine gönderilen Göktaş, pazar akşamı avukatı Hüseyin Ersöz aracılığıyla açıklama yaptı.

Göktaş, şöyle dedi:

(...) Merhum Necip Hablemitoğlu ile ilgili bana yöneltilen suçlamaların asılsız ve dayanaksız olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. Tıpkı Ergenekon kumpasında olduğu gibi gerçekler er ya da geç gün yüzüne çıkacaktır.

Neden yurt dışına çıktığım konusundaki eleştirilere vereceğim yanıt ise; 5 yıl 3 ay sahte deliller ve uydurma bir örgüt iddiasıyla cezaevinde kalan şahsımla empati yapmaları olacaktır. Bundan sonraki süreçte hakkımdaki haksız ve hukuka aykırı iddialara duruşmalarda gerekli cevabı vereceğim. (...)

Bir dönemin çok şey bilen adamı Göktaşın neler anlatacağı merak konusu.

Belki Göktaş, mahkemede yapacağı açıklamalarda polisin elinden kurtulmasını sağlayan süreçte kimin / kimlerin köstebeklik yaptığını, diğer bir deyişle hangi kuşun ya da kuşların kendisine neleri öttüğünü de anlatır. Kim bilir...

İktidardan kimlerle bağlantılı olduğunu açıklayabilir. Sezgin Baran Korkmaz – İnan Kıraç anlaşmazlığı konusunda bilinmeyenleri seslendirebilir.

Tabii, yargılama sürecinde susma – konuşma ekseninde pazarlık yapılmadıysa!

Göktaşın tayininin çıkmasına viskili kutlama

Bu arada Göktaşın Türkiyeye iade edilmesiyle birlikte savcılıkça hazırlanan iddianameyi bir kez daha inceledim. Satır aralarında ilginç bilgiler var.
Birkaçını aktarmadan önce, Göktaşın, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki son durumunu ve sicilini Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, net biçimde anlattı.

Pekinin, Göktaşla ilgili 2005te emekli olmadan kısa süre öncesi için anlattıkları pek iç açıcı değil.

Benzer bir olayı ise, bir dönem Göktaşla birlikte çalışan Emekli TSK Mensubu Altan Bora savcıya aktardı.

Boranın aynı zamanda iddianameye giren ifadesine göre, ÖKKda görevli iki üst düzey komutan, Göktaşın ÖKKdan gönderilmesini viski içerek kutladı.

Bora, yaşananları şöyle anlattı:

(...) Levent Göktaş, alay komutanımız iken kendi istediği dışında EDOK Komutanlığına gönderildi. O dönem; ÖKK Kurmay Başkanı olan Metin Şenay, bana Levent Göktaş ÖKKdan ayrılırken, ÖKK Komutanı Tümgeneral Sadık Ercanın yanında Ben buraya geri geleceğim, ama sen burada olmayacaksın dediğini söyledi. Ayrıca Levent Göktaş çıktıktan sonra da Tümgeneral Sadık Ercan da Kurmay Başkanı Metin Şenaya başkan viskileri doldur, hadi bunu kutlayalım demiş. Bunu bana Metin Şenay anlattı. (...)

ÖKK Komutanı: Burası şer yuvası olmuş
Anlatımlarına devam eden Bora, Göktaşın EDOKa gönderilmesinin ardından ÖKK Komutanı Tümgeneral Sadık Ercanın eğitim sırasındaki sözlerini de şöyle aktardı:

(...) Levent Göktaş, EDOKa gönderildikten sonra Sivrihisar ilçesinde bir gün paraşüt eğitimi sırasında ÖKK Komutanı Sadık Ercan, MAK Alayını ziyarete geldiğinde alaya hitaben burası şer yuvası diye bağırıyordu. Bunu neden söylediğini bilemedim. Bu durumdan ötürü çok kırılmıştım. Diğer asker arkadaşlardan bu hissiyattaydı, neden bize hitaben bu şekilde konuştuğunu anlayamadım. (...)

* * *
Geriye dönüp baktığımızda PKK lideri Abdullah Öcalanı Kenyadan uçağa koyup Memlekete hoş geldin diyerek Türkiyeye getiren ekibin içinde yer alan Göktaş, bu kez kendisi Türk Interpolünde görevli iki polisin kolunda memlekete getirildi.

Dünün terörle mücadele kahramanı, bugün ülkeyi sarsan bir suikastın sanığı olarak yeniden cezaevinde.

Dramatik bir görüntü Göktaş için.

Son güncelleme: 12:59 20.12.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı