Artı Gerçek’ten Süheyla Kaplan’ın aktardığına göre, Köln Üniversitesinde hukuk eğitimi alan Selen, 2000 yılında Alman emniyet birimlerinde çalışmaya başladı. Aynı yıl Federal Asayiş Dairesine getirildi. Selen aynı zamanda 2006 yılında Kölnde tren istasyonuna saldırı planı yapan İslamcı militanlara yönelik soruşturmayı yürüten ekibin başkanlığını yürüttü. Saldırı planını hazırlayan bir zanlı yakalandı.
Bu başarının, Selenin emniyet birimlerinde yükselmesine neden olduğu belirtiliyor. Selen daha sonra Federal İçişleri Bakanlığı Uluslararası Terörle Mücadele Biriminin başkanlığına getirilirken 2016da bu görevinden ayrılarak dünyanın önemli turizm şirketlerinden biri olan TUİnin dünya genelindeki güvenlik konseptinin başına geçti.
Sinan Selen, 22 Ocak 2016 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Merkelin, Berlinde iki ülke arasında hükümetlerarası istişareler toplantısında Almanya adına serpa olarak atanmıştı. Almanyanın serpası Selen, Ankarada atanan diğer bir temsilci ile içişleri, terör konusu başta olmak üzere oluşabilecek gündem maddelerini tespit edip, işbirliğinin sağlanması için destek sağlamakla görevliydi.
“Serpa”, diplomaside ülkeleri önemli zirvelerde temsil eden, zirve gündemine hazırlayan görevliler için kullanılan bir terim. Nepal’in Himalayalar bölgesinde yaşayan etnik bir grup olan Serpalardan geliyor. Himalayalara tırmanmak isteyenlere serpa eşlik ettiği için, ülkeleri zirveye hazırlayan, zirvede temsil eden kişilere de serpa deniyor.
Sol Parti İçişleri Politikası Sözcüsü Ulla Jelpke, Alman hükümetinin yanıtlaması istemiyle serpa konusunda bir soru önergesi vermişti. Önergede 22 Ocak 2016 yılında, dönemin Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ile Türkiye İçişleri Bakanı Efkan Ala terörizm ile mücadele konusunda ortak bir toplantı gerçekleştirmişti. Burada Almanya adına serpa olarak Sinan Selen, Türkiye adına da Mehmet Tekinarslan atanmıştı. Berlinde bu toplantıda ne konuşuldu? Serpa olarak atanan kişinin somut görevi ne idi? ifadeleri yer almıştı.
Türkiye uzmanı, Alman gazeteci Dr. Nick Brauns, Alman Anayasayı Koruma Dairesi Başkanlığına Sinan Selenin atanacak olmasını birkaç nedene bağlıyor. Selenin atanmasıyla federal hükümet iki kuşu tek bir taşla öldürmek istiyor diyen Brauns, Bu pozisyona göçmen kökenli bir memurun ilk kez atanması ile başta Türkiye olmak üzere birçok göçmenin Alman İç İstihbarat Servisine olan olan güveninin yeniden tesis edilmesi amaçlanmaktadır. Hatırlanacağı üzere Türkiye toplumu, 8i Türkiyeli 10 kişinin öldürüldüğü NSU cinayetlerinden sonra teşkilatı aşırı sağcılara yönelik ihmallerde bulunmakla suçlamış ve teşkilata olan güvenleri sarsılmıştı ifadesini kullanıyor.
Diğer taraftan, Selenin atanması Almanyanın AKP hükümeti ile çalışmaya devam etmek istediğine dair bir işaret olarak da yorumlanıyor. CDU kökenli olmasına rağmen aşırı sağ, muhafazakar çizgideki AfDnin pozisyonlarını temsil eden eski Anayasa Koruma Dairesi Başkanı Maaşsen’in, daha çok Türk düşmanlığı ve İslamofobik bir çizgiyi benimsediği söyleniyor.
Artı Gerçek’in haberinde, Selen’in atanmasına ilişkin olarak şu görüşler dile getiriliyor:
“2016 yılında bu yeni oluşturulan Alman-Türk terörle mücadele mekanizması bağlamında her iki ülke sadece PKK, TKP/ML ve DHKP-C gibi örgütlere karşı mücadelede hemfikirdi. Gülen hareketi şu ana kadar Alman İç İstihbaratı tarafından terör örgütü olarak görülmedi, aksine koruma altına alındı. Birkaç gün önce Hollanda İstihbarat Servisi yayımladığı Suriye raporunda IŞİDin Türkiyeyi üs olarak kullandığını ve Türk yetkililerin de buna ses çıkarmadığını ileri sürdü. Bundan sonra Alman İç İstihbarat Servisi bu gibi konularda nasıl bir rapor hazırlayacak? Titizlikle takip edilmesi gerekir. Ancak bilinen bir gerçek var ki o da Selenin atanmasıyla toplumun mağdurları Almanyadaki Kürt hereketi yanlıları ve Türkiye kökenli radikal solcular olacağa benziyor.”
