• Turkhane Logo

'Fatma, sen İmamoğlu'nu duymadın mı?'

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 23 Aralık’ta Kanal İstanbul projesi ile ilgili hazırlanan ÇED raporunu kabul etmişti. Rapor, 10 gün boyunca askıda kalacak ve yurttaşların görüş, eleştiri ve itirazlarına açık olacak. İtirazlar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine dilekçeyle yapılabiliyor. İlgili kurumlara ya da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) faks ya da e-posta da gönderilebiliyor.

14:35 26 Aralık 2019 Perşembe
'Fatma, sen İmamoğlu'nu duymadın mı?'
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 23 Aralık’ta Kanal İstanbul projesi ile ilgili hazırlanan ÇED raporunu kabul etmişti. Rapor, 10 gün boyunca askıda kalacak ve yurttaşların görüş, eleştiri ve itirazlarına açık olacak. İtirazlar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine dilekçeyle yapılabiliyor. İlgili kurumlara ya da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) faks ya da e-posta da gönderilebiliyor.

Kanal İstanbul için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu, 3 Ocak 2020’ye kadar halkın görüş ve önerileri için askıda kalacak. 
Raporla ilgili görüş, eleştiri ve itiraz belirtmek isteyen binlerce kişi İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Beşiktaş ve Ataşehir’de bulunan binalarına akın etti.
3 OCAKA KADAR İTİRAZ EDİLEBİLECEK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 23 Aralık’ta Kanal İstanbul projesi ile ilgili hazırlanan ÇED raporunu kabul etmişti. 
Rapor, 10 gün boyunca askıda kalacak ve yurttaşların görüş, eleştiri ve itirazlarına açık olacak. 
İtirazlar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine dilekçeyle başvurarak yapılabildiği gibi, ilgili kurumlara faks göndererek ya da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden de yapılabiliyor. 
23 Aralık Pazartesi günü başlayan süreç 3 Ocak’ta son buluyor.
TMMOB İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİNİ İNTERNET SİTESİNDE YAYIMLADI
Sabah saatlerinden itibaren Batı Ataşehir’de bulunan İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gelen çok sayıda kişi, burada dilekçelerini el yazısıyla doldurup teslim ederlerken, salonda bulunanlar dilekçede hangi ibarelerin kullanılması gerektiğine dair yardımlaştı. 
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) gibi sivil toplum kuruluşlarının yayımladığı dilekçe örneklerinden faydalandı. 
Dilekçeleri cep telefonlarından okuyanlar, ifadeleri beyaz kâğıda geçirdi, tarih ve imza ekledi.
Kanal İstanbulun ÇED raporuna itiraz dilekçesi vermek isteyenler saatlerce kuyrukta bekliyor.
FATMA SEN İMAMOĞLU’NU DUYMADIN MI?
Öğleden sonra kalabalık daha da arttı. Dilekçeleriyle gelenler ya da dilekçelerini Ataşehir’deki hizmet binasında yazanlar 1-1,5 saat kuyrukta bekledi. 
Zaman zaman personel yetersizliği sebebiyle sıranın hızlı ilerlemediğini düşünenler ve görevliler arasında tartışmalar çıktı. Saat 15:30’dan sonra el yazması dilekçeler azaldı. Bilgisayarda düzenlenen dilekçe örnekleri getirildi ve çoğaltılarak dağıtıldı.
Mesainin bitmesine bir saat kala, salonda bulunanlar ve sırada bekleyenler yakınlarını arayarak İl Müdürlüğü’ne çağırdı. 
“Bugün gelemem.” diyenlere yarın sabahtan mutlaka gelmesi tembihlendi. Orta yaşlı bir kadın telefonda konuştuğu arkadaşına, “Fatma, sen İmamoğlu’nu duymadın mı?” diyesitem ediyordu.
KONSENSÜS OLUŞMADAN KARAR ALDILAR
ÇED raporuna itiraz dilekçesi vermek için Ataşehir’deki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gelenlerden biri de Meryem Kalay’dı. En büyük sorunun projenin yeterince anlatılmaması olduğunu belirten Kalay, şöyle konuştu:“Sivil toplum örgütleri, konusunda uzman kişiler, dernekler gibi gerekli kurumlara danışmadan bir konsensüs oluşturmadan böyle bir karar aldılar. Öncelikle bunun için itiraz ediyorum.
‘HERKES İŞİNİ, GÜCÜNÜ BIRAKMIŞ GELMİŞ’

İçerideki kalabalığı “Herkes işini gücünü bırakmış, gelmiş.” diye tarif eden Aziz Duman, ÇED raporuna itiraz döneminin başladığını sosyal medyadan öğrenmiş. 
İtiraz gerekçelerinin başında, projenin doğaya vereceği zarar geliyor: “Yerleşim alanlarından öte, hem doğal su kaynaklarına hem de doğal yapıya zarar verecek. Bu gayet meydanda olan bir konu. İstanbul’un ve Trakya’nın su kaynaklarına büyük zarar verecek.”
Duvara mülakat veren Duman’ın başka bir şerhi ise projenin ekonomik boyutuna dair: “Türkiyenin bu ekonomik şartlarda böyle büyük bir projeye girişmesinin hiçbir faydası yok. Büyük bir ekonomik yük. Edirne’den Kars’a kadar tüm insanların sırtına yüklenecek büyük bir meblağ olacak.”
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİNİ TARTIŞMALI HÂLE GETİRECEK
Sinan Demir ise, dilekçesinde yer alan üç temel gerekçeyi şöyle anlatıyor: “Doğal dengeyi ve ekolojik yapıyı alt üst edecek, o bölgenin tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyecek ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmaya açık hâle getirecek.”

Son güncelleme: 14:35 26.12.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı