• Turkhane Logo

Eşi, merhum Yasin öğretmeni anlattı

Geçtiğimiz haftalarda Fransa'da kanserden hayatını kaybeden öğretmen Yasin Karaman'ın eşi, merhumu anlattı

20:27 02 Aralık 2018 Pazar
Eşi, merhum Yasin öğretmeni anlattı
Geçtiğimiz haftalarda Fransa'da kanserden hayatını kaybeden öğretmen Yasin Karaman'ın eşi, merhumu anlattı

Gine, Senegal ve Malide öğretmenlik yapan, okulu AKPnin hırsızlık için kurdurduğu Maarif Vakfına devredildikten sonra Fransaya giden Yasin Karaman burada tedavi gördüğü kanser hastalığını yenemeyerek vefat etmişti. Vefatı sonrası eşi Büşra hanımın merhumu anlattığı yazı, İsmet Macitin sosyal medya hesabında yayınlandı.İşte Facebooktaki o yazı...
TEŞEKKÜR NİYETİNE...
Yasin, 2012nin sonlarına doğru Gine /Conakry ye hicret etmiş. Aslında henüz çocukken başlamış gurbeti.

Eğitim hayatı ortaokuldan itibaren genelde anne-babadan ayrı geçmiş; fakat yaşadığı gurbetlere rağmen anne, baba ve ailesini hiç ihmal etmemiş. Tam bir vefa insanıydı...
Yaşadığı bütün güzellikleri ailesiyle paylaşırdı her zaman. Sadece ailesine karşı değil; öğrencilerine, velilerine, arkadaşlarına, herkese karşı vefalıydı.
Benim için iyi bir eş olmanın ötesinde tam bir hayat rehberiydi. Gıpta ettiğim bir imanı vardı. Onca günahıma rağmen Allah(cc) beni bu dairede tutuyor, Rabbimin bana merhamet edeceğine inanıyorum derdi hep.
Ve belki de onun vefasına ve Allaha olan hüsn-ü zannına karşılık o kadar güzel bir gecede verdi ki son nefesini Yasin. Mevlid Kandili vesilesiyle bir araya gelen insanlar, dünyanın dört bir yanından dualar gönderdi Yasine.
Ekim 2016da Senegale hicret ettik. Haramilerin okulumuza el koymasıyla burada ancak 3 ay kalabildik. Sınır ülke Maliye karayoluyla geçtik. Burada eşime kanser teşhisi konuldu ve Fransaya iltica etme kararı aldık.
Tedaviye hemen başlandı. Pariste yedi ay misafirhanede kaldıktan sonra, ensar abi ve ablaların bizim için en ince ayrıntısına kadar düşünüp döşedikleri küçük bir eve geçtik. Burada Yasin hem tedavisine devam ediyor hem de bir çiftlikten aldığı doğal ürünleri arkadaşlara satıyordu. Borçlarını kuruşuna kadar yazardı.
Hakkından fazlasını hiç almadı. Çok dürüst biriydi. Dünya için hiç eğilmedi. Dosdoğru yaşadı ve kısacık ömrünü Allah (cc) yolunda tüketip yürüdü ebedi istirahatgâhına...
Tedavi sürecinde gerek Pariste, gerek son aylarını geçirdiği Marsilyadaki abi, abla ve arkadaşlar hiç yalnız bırakmadılar.
Özellikle son günlerini geçirdiği zamanlarda, Marsilyadaki arkadaşlar o kadar güzel organize olmuşlardı ki. Ev bulmanın büyük uğraşlar gerektirdiği Fransada bizim için ev tutan, evin eksiklerini fark ettirmeden tespit edip alışveriş yapıp gelen, yoğurt mayalayan, çamaşırlarımızı götürüp kendi evinde kurutup getiren, Muhsinime bakan ve daha niceleri... Hangi birini yazayım ki...
Yasinin anne ve abisi Türkiyeden gelip bu sıcacık ortamı görünce çok ama çok sevindiler. Yasinin abisi bu gördükleri karşısında duygulanıyor: Ben biliyordum, Yasin anlatıyordu ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Siz burada aile gibi olmuşsunuz , birbirinize ne kadar güzel sahip çıkıyorsunuz. Bu yaptıklarınızı ancak Efendimiz (sav)i örnek alan birileri yapabilir. diyordu.
Yasin ile ilgilenen gayr-ı müslim hemşirelerin yüzlerinde hiç eksik olmayan gülümsemelerini, hastalıktan kaynaklanan bazı durumlardan ötürü hastayı asla mahcup etmeyen anlayışlarını hiç unutmayacağım.
Sadece onlar mı; ateist Fransızca öğretmenim bana bir zarf içerisinde biraz para göndermiş. O kadar hassas, o kadar düşünceliler ki rahatsız ederim düşüncesiyle ziyarete gelip gelmemekte tereddüt ettiğini söylemiş. Hep arkadaşlara sorup soruşturmuş bizi. Bu güzel insanlar ile tanışınca Alvarlı Efe Hz.lerinin ‘Allah bizi insan eyleye’ duasının manâsını anladım.
Ve Yasinimin bana emaneti Beyaz Ana...
Hayatında okul yüzü görmemiş, yetmiş yaşında üzerindeki bu mütevekkil kadın o kadar olgun ve Rabbinin emrine o kadar teslim haldeydi ki anlatamam.
Üç yıldır sarılamadığı oğlunu yatakta hastalıktan erimiş halde gördüğü zaman bile metanetli idi. Hepimize teslimiyet ve tevekkül dersi verdi bu süreçte. Yasin, annesine 2012 yılında yurtdışına çıkmak istediğini söyleyince, annesi oğluna Eğer gideceğin yol kötü bir yolsa, insanlara zarar vereceksen gitme, hakkımı helal etmem, ama eğer gideceğin yol güzel bir yolsa, insanlara iyilikleri güzellikleri öğreteceksen git, o yolda da öl demiş. Öyle akıllı idi ki buraya geldiklerinden beri ziyarete gelen arkadaşlara bakıyor Acaba bunların hangi biri bir insan öldürmüş olabilir diyor, bu insanlara bu zulmü yapanları Allaha havale ediyordu.
Ve son olarak bu yazıyı yazdığım gece kendilerinden haberdar olduğum, Yasinin ardından Amerikadaki ablama başsağlığına giden, bir de yemek yapıp götüren gönlü zengin, güzel insanlar. Nasıl bir ahlâk bu, ne kadar güzel bir şey. Binlerce kilometre öteden zor durumda olduğunu düşündüğü birisinin acısını paylaşmak, ne yapabilirim diye sancı çekmek, bana ulaşamadığı için ablama yemek götürüp onu ferahlatmak ve ablamın da beni mutlu etmesine vesile olmak... İçimin yandığı şu günlerde nasıl su serptiniz yüreğime...
Bu bir örnek sadece, hiç şüphem yok dünyanın dört bir yanından arkadaşlar ne yapabilirim diye fikir sancısı içerisindeler.
Ben de kaderime teslim oluyor, hayatı, hicretimiz, Yasinin hastalığı ve cenaze merasimine kadar bizi yalnız bırakmayan dostlarımıza ve ahirete giden yolda Kuran ve sünnet çizgisinde bizlere usul ve edep öğreten Hocamıza teşekkür ediyorum.

Son güncelleme: 20:27 02.12.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı