• Turkhane Logo

Erdoğan'ın 'sırtımdan hançerlediler' dediği eski ekibi buna ne diyor?

Tayyip Erdoğan'ın, kimi kulis haberlerine göre

14:04 10 Temmuz 2019 Çarşamba
Erdoğan'ın 'sırtımdan hançerlediler' dediği eski ekibi buna ne diyor?
Tayyip Erdoğan'ın, kimi kulis haberlerine göre

BBC Türkçede Ayşe Sayın imzasıyla yayınlanan habere göre yeni parti oluşumuna ilişkin Gül ve Babacan cephesinden kulislere yansıyan bilgiler şöyle:
Yakın çevresinin BBC Türkçeye verdiği bilgiye göre Gül, Babacan hareketini desteklemekle birlikte, aktif olarak partide görev almayı düşünmüyor.
Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra yurt dışı ağırlıklı konferans ve toplantılara katılan Gül, ismini taşıyan Kayseri Abdullah Gül Üniversitesine de, kurduğu vakıf aracılığıyla destek sağlıyor.
Gülün, siyasi konumunda yeni partiyle ilgili bir değişiklik yapmayacağı ifade ediliyor. Bunun nedeni olarak da 11. Cumhurbaşkanı sıfatını taşıması gösteriliyor.
Gülün gerek yeni parti oluşumundaki arkadaşları ile gerekse yakın çevresine yaptığı değerlendirmelerde, Artık cumhurbaşkanı olmasam da, 7 yıl boyunca bu kimlik üzerimize nüfuz etti. Bir yandan tek kişi yönetimini eleştirirken, diğer yandan bir parti oluşumu içinde yer almam doğru olmaz, partilerüstü konumumu sürdüreceğim mesajı veriyor.
Yine eski cumhurbaşkanı sıfatıyla, sisteme yönelik eleştiri ve önerilerini sürdüreceği vurgulanan Gül, fikirsel olarak yeni parti oluşumuna destek veriyor.
Ancak bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde, üzerinde uzlaşma olması halinde, aday olması da olasılık dahilinde gösteriliyor. 24 Haziran 2018 seçimlerinde de CHPnin Gül üzerindeki uzlaşı arayışı anımsatılıyor ve İYİ Parti lideri Meral Akşener karşı çıkmasaydı, Gül muhalefetin ortak adayı olacaktı deniliyor.
Suskun kalamazdık
Peki şimdiye kadar Parti kuruyor, kuracak denilen Gül, bunca zaman suskun kaldıktan sonra neden yeni parti oluşumuna destek verme kararı aldı?
Güle yakın kaynaklar, bunun gerekçesini, son 1 yıllık başkanlık sisteminin Türkiyeyi getirdiği noktaya bağlıyorlar.
Türk tipi başkanlık olarak adlandırılan Anayasa değişikliğine de karşı çıkan Gülün, yakın çevresiyle şu görüşü paylaştığı belirtiliyor:
İşler yolunda gitseydi, yeni bir parti kurulmasını konuşuyor olmazdık. Kuruluşunda yer aldığımız partide kalır, başarılı olması için gerekli katkıyı da sağlardık. Ancak gelinen noktada Türkiye, bir üçüncü dünya ülkesi konumuna geriledi. Biz yıllarca devlet hizmetinde bulunmuş insanlarız, demokrasi, özgürlükler, insan hakları, ekonomideki gidişat karşısında, bu aşamadan sonra suskun kalamazdık.
Davutoğlu ve Babacan hareketi birleşebilir mi?

Bir süredir yeni parti kuracağı konuşulan eski Başbakan Ahmet Davutoğluna, Babacan kanadında sıcak bakılmıyor ve iki ismin aynı parti çatısı altında buluşması olasılığının olmadığı ifade ediliyor.
İlk başlarda iki hareketin birleşmesi için aracılar nabız yoklasa da; Davutoğlunun Suriye politikalarının yanı sıra, Gülün yeniden cumhurbaşkanı adaylığının gündeme gelmesine giden süreçte Davutoğlunun rolünün olduğunun düşünülmesi ve bazı temel politikalarda görüş ayrılığının etkili olduğu yorumu yapılıyor.
Babacanın siyasete girmesinde de rolü olduğu belirtilen Gülün, Babacanın ailesinin sahip olduğu şirketten bir ürünü bile kendi evine götürdüğünde vergisini ödeyen kişiler olduğunu sık sık örnek olarak verdiği anımsatılıyor. Babacanın AKPnin kurucularından biri olması için bizzat ailesinden izin isteyenin de Gül olduğu vurgulanıyor.
İhanet eleştirilerine ne diyorlar?

Cumhurbaşkanı Erdoğanın 23 Haziranda yenilenen İstanbul seçimi sonrasında partisinin milletvekilleriyle yaptığı toplantılarda, yeni parti kurma girişimindekilerin başarılı olamayacaklarını belirtirken, sırtımızdan hançerlediler diyerek, eski yol arkadaşlarını bir anlamda ihanetle suçladığı haberleri kamuoyuna yansımıştı.
Gül ve arkadaşları ise bu yaklaşıma, kendilerinin oldukları yerde durduğu, Erdoğanın partinin kuruluşundaki felsefesinden uzaklaştığı eleştirisiyle yanıt veriyor.
Yeni parti oluşumunun gerekliliği konusunda da, hem kendilerinin hem Erdoğanın içinde yer aldığı yenilikçiler olarak adlandırılan hareketin, Necmettin Erbakan liderliğindeki Fazilet Partisi ile yollarını ayırmasına göndermede bulunuyorlar.
O dönem, kararların ortak akılla alınması, tek kişinin belirleyiciliği yerine parti kurullarının demokratik katılımının sağlanmasının hedeflendiği anımsatılıyor.
Gülün de yakın çevresine yaptığı değerlendirmelerde, ihanet eleştirilerine Biz, Avrupa Birliği hedefi doğrultusunda, muhafazakâr, dindar demokrat kimliğimizi koruyarak, demokratik değerleri benimseyen, çevremizdeki Müslüman ülkelere rol model olacak bir iktidar hedeflemiştik, ancak gelinen nokta Türkiyeyi bambaşka yere, bir alt lige taşıdı. Yeni rejim, bizim muhafazakâr demokrat kimliğimizle uyuşmuyor mesajıyla yanıt verdiği belirtiliyor.

Gül ve Babacan cephesinde Türkiyenin asıl beka sorunu olarak, yetkilerin tek elde toplandığı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi görülüyor ve bir anlamda özerk kimliği olan Merkez Bankası Başkanının kararnameyle görevden alınması da en yakın örnek olarak gösteriliyor.
367 zorlamaydı, seçim tekrarı da öyle
Abdullah Gül, İstanbul seçimlerinin YSK tarafından iptal edilmesine tepkisini, kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesinin engellendiği sürece benzetip, Anayasa Mahkemesinin 2007 yılındaki haksız 367 Kararı karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüksek Seçim Kurulunun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız mesajıyla göstermişti.
367 kararı sonrasında, seçmenin tepkisini AKP oylarını artırarak ortaya koyduğunu hatırlatan kaynaklar, 367 zorlamaydı, seçim tekrarı da. Geçmişte de bir dayatma yapılmıştı, şimdi de benzeri yapıldı ve seçmen bu dayatmayı reddetti ifadelerini kullanıyor.
Babacanı kimler destekliyor, hangi parti tabanları hedefleniyor?
Babacana destek veren isimler arasında, ağırlıklı olarak AKPnin kuruluşunda ya da ilk iktidar yıllarında partide ve hükümetlerde görev alan siyasetçiler, bazı tanınmış ekonomistler ve iş insanlarının yer aldığı belirtiliyor.
Eski bakanlar Beşir Atalay, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Nihat Ergünün de aralarında bulunduğu isimlerin Babacan hareketine destek verdiği ifade ediliyor.
Kulislerde, Babacan hareketinin ağırlıklı olarak AKP tabanından karşılık bulacağı tahminleri yapılsa da, liberal ekonomi politikaları ile merkez sağa daha yakın bir siyasi çizgide olacağı ifade ediliyor. Bu nedenle, yeni parti daha çok Turgut Özalın kurucusu olduğu Anavatan Partisi modeline benzetiliyor.
Revize edilmiş parlamenter sistem ve tarafsız cumhurbaşkanlığının yeniden sağlanması hedefiyle yola çıkacağı belirtilen Babacanın, AKPden istifasının ardından ekibiyle birlikte yeni parti çalışmalarına hız vermesi bekleniyor.
Yansıyan bilgiler, parti kuruluşu konusunda net bir tarih belirlenmediği yönünde.
Kimi tahmin ve kulis bilgilerinde sonbahara işaret ediliyor ancak Babacanın, AKPden istifasının ardından geniş katılımlı istişare toplantılarını tamamlayıp ekonomik ve siyasi konjonktürü de dikkate alarak partiyi resmen kuracağı belirtiliyor.

Son güncelleme: 14:04 10.07.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı