Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güvenli Bölge olmazsa kapıları açmak zorunda kalırız” diyerek Avrupa ülkelerini tehdit etmesi gündemdeki yerini koruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliği’ni (AB) sözlerini tutmamakla itham etmesi ve güvenli bölge olmaması durumunda sığınmacıları Avrupa’ya gönderebileceklerini söylemesi Türkiye-AB göçmen mutabakatını yeniden gündeme getirdi.
DW Türkçe’nin haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu bu itham ve tehditlerine AB cephesinden ilk yanıt geldi.
AB Komisyonu sözcülerinden Natasha Bertraud, Türkiyedeki Suriyelilere yardım için taahhüt edilen 6 milyar euroluk mali kaynağın 5,6 milyar euroluk bölümünün tahsis edildiğini, geriye kalan kısmın da kısa süre içerisinde aktarılacağını belirtiyor.
Türkiyenin olası taleplerini ele almaya açık olduklarına da işaret eden sözcü, Türk ortaklarımızla bu işbirliğini iyi niyetli bir şekilde sürdürebileceğimize güvenimiz tam ifadelerini kullanıyor.
AB-Türkiye mutabakatının geleceğini tartışmaya açan gelişmeler Erdoğanın açıklamalarıyla sınırlı değil. Son haftalarda Türkiye üzerinden Yunanistan adalarına geçmeye çalışan göçmenlerin sayısında hızlı bir artış yaşanması da Avrupa başkentleri tarafından dikkatle izleniyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) verilerine göre, Türkiye üzerinden Yunanistan adalarına geçen göçmen sayısı Temmuz ayında 5 bini buldu, Ağustos ayından ise 8 bin 103e yükseldi.
Son üç ayda Türkiye üzerinden Yunanistan adalarına ulaşan mültecilerin sayısı bir yıl öncesine kıyasla yüzde 114 arttı. Bu oran AB-Türkiye mutabakatının uygulanmaya başlamasından bu yana en yüksek rakamları oluşturuyor.
Alman hükümet sözcü yardımcısı Martina Fietz, gelenlerin sayısındaki artışın ciddiye alınması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Ama buna rağmen AB-Türkiye mutabakatı öncesine kıyasla daha az.”
Fietz, Türkiye-AB mutabakatının zaten ana hedefi sığınmacılara, ABye gelme ihtiyacı duymayacakları şekilde Türkiyede uygun koruma temin etmek ve perspektif sağlamak. Rakamlar da bunun büyük ölçüde başarıldığını ortaya koyuyor. Bu nedenle biz, 18 Mart 2016 tarihli mutabakatın bir başarı olduğu ve sürdürülmesi görüşündeyiz diyor.
Türkiyenin Suriyeli mültecilere harcadığı paranın 40 milyar doları bulduğunu söyleyen Erdoğan, AByi mali yardım sözünü tutmamakla suçluyor.
AB, göçmen mutabakatı kapsamında Türkiyeye Avrupaya kaçak göçü önlemesi karşılığında 6 milyar euro mali yardım taahhüdünde bulunmuştu. Bugüne kadar bunun 5 milyar 600 milyon euroluk bölümü tahsis edildi. Bunun da 3 milyar 450 milyon euroluk bölümü projeler bazında sözleşmeye bağlandı.
AB Komisyonunun açıkladığı son verilere göre, söz verilen mali yardım kapsamında bugüne kadar yapılan ödemeler 2 milyar 350 milyon euroya ulaştı.
2016 yılından bu yana AB ile Türkiye arasında anlaşmazlığın temelinde, AKP hükümetinin mali yardımın nakit olarak Türk kurumlarına aktarılması ve Ankaranın kendi takdir ettiği şekilde bu kaynağı kullanabilmesi talebi yatıyor.
AB ise bu mali yardımı, sığınmacıların öncelikli ihtiyaçlarına odaklanarak, somut projeler bazında, ilgili kurumlara, uluslararası örgütlere ve sivil toplum kuruluşlarına tahsis ediyor.