• Turkhane Logo

Erdoğan'ın İdlib çıkmazı

Putin, Soçi’de Erdoğan’dan İdlib konusunda söz aldı mı? Türkiye, HTŞ’ye karşı adım atabilir mi? Türk askeri neden büyük risk altında? DW Türkçe, merak edilen sorulara yanıt aradı:

16:51 09 Ekim 2021 Cumartesi
Erdoğan'ın İdlib çıkmazı
Putin, Soçi’de Erdoğan’dan İdlib konusunda söz aldı mı? Türkiye, HTŞ’ye karşı adım atabilir mi? Türk askeri neden büyük risk altında? DW Türkçe, merak edilen sorulara yanıt aradı:

Rusya ve Esad rejiminin İdlibe yönelik askeri harekat hazırlıkları Türkiye üzerinde baskıyı artırıyor,  bölgede gerilimi tırmandırıyor.
Son haftalarda Rusyanın bölgede hava saldırılarını yoğunlaştırması dikkat çekerken, Esad rejimi de önemli noktalara ağır silah sevk etmeyi sürdürüyor.
Birçok uzman, 2020de bölgede ateşkesi sağlayan Türkiye-Rusya mutabakatının artık ortadan kalkmakta olduğu yorumlarını yapıyor, ancak Rusyanın hedefleri ve atması muhtemel adımlar konusunda farklı görüşler bulunuyor.
Putin, düğmeye basar mı?Gelişmeleri yakından takip eden Alman uzman Kristian Brakel, son gelişmeleri kaygı verici olarak görmekle birlikte, henüz Kremlinin İdlibe kapsamlı harekat için yeşil ışık yakmadığı görüşünde.
Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Brakel, DW Türkçeye yaptığı değerlendirmede, Rusya Devlet Başkanı Putinin İdlib konusundaki son hamlelerinin gerisinde, farklı hesapların da olabileceğini söyledi.
Brakel, İdlibde tırmanan gerilime, Kremlinin Türkiyenin yeniden ABDye yakınlaşmış olduğu yönündeki algısı da kaynaklık etmiş olabilir. Türkiyenin, Kafkaslar, Ukrayna ya da Libya konularında Rus çıkarlarına karşı hareket etmiş olması da bu süreçte rol oynamış olabilir görüşünü dile getirdi.
2020 yılında varılan Türkiye-Rusya mutabakatının uygulamada birçok sorunla karşı karşıya olduğunu, kalıcı çözüm bulunmadığı takdirde çatışma sürecinin yeniden başlamasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Brakel, Esad rejimi İdlibi geri almak istiyor. Ama bunun için Rusyanın yeşil ışık yakması gerekecek. Ancak Erdoğanın Putin ile görüşmesinin gayriresmi sonuçlarını, yani iki liderin kapalı kapılar ardından vardıkları uzlaşmanın ayrıntılarını henüz bilmiyoruz şeklinde konuştu.
Avrupa da gelişmelerden endişeliMuhaliflerin son kalesi olarak görülen İdlibde, yerlerinden edilmiş yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli yaşıyor. Bölgenin radikal grupların elinde olması ve terör örgütlerinin kontrolünde bulunması, hem Ankarayı, hem de Avrupa başkentlerini endişelendiriyor.
Olası bir askeri harekat durumunda İdlibden yeni bir göç akınının yaşanması, bu bölgede bulunan radikal cihatçı örgütler nedeniyle terör tehdidinin yeni boyutlar kazanması, uzmanları kaygılandıran gelişmelerin başında geliyor.
Suriye basınında çıkan haberlerde, İdlibe yönelik operasyonun eli kulağında olduğu, yakında bu bölgenin de muhaliflerden alınacağı belirtiliyor.
Erdoğan ve Putin ne konuştu?Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçide gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, İdlib konusunda ayrıntılı açıklamaların yapılmamış olması, kamuoyunda spekülasyonları arttırıyor. Uzun süredir Türkiyeyi İdlib konsundaki mutabakatın gereklerini yerine getirmemekle eleştiren Rusyanın, bu konuda Erdoğandan bazı tavizler almış olabileceği iddia ediliyor.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Timur Ahmetov, DW Türkçenin soruları yanıtlarken, Soçide eğer yeni bir uzlaşma sağlandıysa, Putin açısından bunu kamuoyuna açıklamamak için bir neden bulunmadığını söyledi.
Rusyanın Suriyede avantajlı konumda olduğunu, elinde çok güçlü kartlar bulundurduğunu söyleyen Rus uzman, Buna karşın Erdoğan Putine, kamuoyu nezdindeki imajını olumsuz yönde etkileyebilecek bazı taviz ve sözler vermiş olabilir. Erdoğanın, yerine getirilmesi çok güç bir söz vermiş olması da mümkün dedi.
Muhtemel tavizlerin ya da taahhütlerin neler olabileceği konusunda ise Ahmetov şunları dile getirdi:
Türkiyenin İdlibdeki kimi gözetleme noktalarından çekilmesi söz konusu olabilir. Bir diğer başlığı, İdlibde siyasi durumun değişmesi sonucunda yaşanacak sığınmacı akını oluşturuyor olması mümkün. Ayrıca, Türk Cumhurbaşkanı güç kullanımını erteleyebilmek için Putine bir kez daha, İdlibdeki radikal grupları, müzakereler gibi, askeri olmayan yöntemlerle ikna etme sözü vermiş olabilir. Bu tür süreçler, ciddi düzeyde bir gizlilik gerektirir, çünkü bu Türkiyenin radikal terör gruplarıyla, yerel savaş ağalarının ılımlı muhalefet gruplarına dahil edilmesi gibi hassas konular hakkında, zor ve ucu açık görüşmeler yapacağı anlamına gelir.

Rusyanın Türkiyeden talepleriSoçi görüşmesinden sonra Rusya basınında çıkan haberler, Kremlinin, İdlibdeki terör örgütlerinin etkisizleştirilmesi konusunda ısrarcı olduğuna işaret ediyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğandan taahhütlerini yerine getirmesinde ısrarcı olduklarını, Heyet Tahrir el- Şam (HTŞ) başta olmak üzere İdlibdeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi gerektiğini yineledi.
İdlibin çevresinde yaklaşık 70 farklı kontrol noktasında Türk askerleri konuşlu. İdlibin içi ise büyük ölçüde Heyet Tahrir el- Şamın (HTŞ) kontrolü altında. 
Ebu Muhammed El Culani liderliğindeki bu örgüt, El Kaideden ayrıldığını duyurarak ismini HTŞ olarak değiştirmişti. 2019dan bu yana İdlibi fiilen yöneten HTŞ, BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor, Türkiye tarafından da terör örgütü olarak görülüyor.
Son dönemde bölgede Türk asker ve istihbarat yetkililerinin ölümüne sebep olan saldırıların kimler tarafından gerçekleştirildiği resmi olarak açıklanmıyor.

Ancak İdlibde yaşanan gelişmelerin üst düzey bazı Türk generallerin istifasına neden olduğu, orduda izlenen politikaya tepkilerin arttığı, basına yansıyan ama resmi olarak doğrulanmayan iddialar arasında. 
Türkiyeyi bekleyen riskler Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Kristian Brakel, Rusyanın taleplerinin karşılanmasının zor olduğunu işaret ederken, gelişmelerin bölgedeki Türk askerlerini de alanda çok güç bir duruma soktuğunu söyledi. 
Brakel, İdlibdeki Türk askerinin çok zor bir durumda bırakıldığı bir gerçek. Ne Rusyanın ne de rejimin saldırılarına gerektiği gibi karşılık vermelerine izin veriliyor ne de HTŞ ile işbirliği yapmalarına. Zaten HTŞ, ideolojik olarak Türk ordusu mensuplarının inandıklarıyla örtüşmediği gibi, onlar tarafından güvenilir bir partner olarak da görülmüyor. Türk askerlerinin bu iki taraf arasında sıkışıp kalması ciddi bir risk oluşturuyor görüşünü aktardı.


HTŞ ikilemi
Alman uzman, Türkiyenin Rusya ve Esad rejiminin askeri adımlarına karşı HTŞye destek verebileceğini savunanlar olduğunu söylerken, Ancak ben Türkiyenin başka ülkelerin desteği olmaksızın, ABD gayrı resmi de olsa yeşil ışık yakmadan, böyle bir adım atacağını düşünmüyorum dedi.
Türkiyenin HTŞ ile açıkça işbirliği yapması mümkün görülmüyor. Zira HTŞnin önde gelen isimlerine, BMnin terör örgütleriyle mücedele kararları doğrultusunda, Türkiyede de yaptırım getirilmesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğanın imzası bulunuyor. HTŞnin bir kez daha isim değiştirerek, yeni oluşumlarla bölgede manevra alanını genişletmeye çalışması mümkün.
Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Soçi görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada, mutabakat uyarınca tüm terörist grupların etkisiz hale getirilmesi gerektiğini söylerken, en başta HTŞnin, kıyafetlerini, kılıflarını her ne şekilde değiştirirlerse değiştirsinler vurgusunu yapması bu hamleye göz yummayacakları şeklinde yorumlandı.
James Jeffrey uyardıİdlib konusunda kritik gelişmelerin yaşandığı günlerde, ABDnin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey de çarpıcı bir çıkış yaptı.
Amerikan düşünce kuruluşu Wilson Centerın Ortadoğu Programının başkanlığını yürüten Jeffrey, Önümüzdeki haftalarda Suriye dramatik değişime sahne olabilir, üstelik bu değişim daha iyiye bir gidişat olmayacaktır uyarısında bulundu.
Jeffrey, internet sitesinde yayınlanan değerlendirmesinde, İdlibde 2020 yılında Türkiye ile Rusya arasında mutabakatın sağlanmasında, ABDnin o dönem alanda Türkiyeye verdiği askeri desteğin belirleyici olduğunu hatırlattı.

Biden yönetiminin ise Suriye politikasını IŞİDle mücadele ve insani yardımlar ile sınırlandırmakta olduğuna dikkat çeken Jeffrey, şu dikkat çekici görüşü dile getirdi: Rusyaya yeşil ışık yakılmış görünüyor, tıpkı Deradaki bir diğer ateşkesin çöküşü gibi, Rusyanın hedeflerine ulaşma çabası Washington tarafından artık engellenmiyor.


Türkiye, İdlibden çekilmeli mi?
Rusyanın artan baskısı İdlib konusunda Ankarayı zor tercihlerle karşı karşıya bırakırken, Türkiyenin askerlerini bölgeden geri çekmesini öneren uzmanların sayısı da artıyor.
Önde gelen güvenlik uzmanlarından Doç. Dr. Nihat Ali Özcan, Youtubede yayınlanan ODAK Suriye adlı programda, İdlibin Türkiye için giderek kangrene dönüşme riski taşıdığını belirterek, kararlı adımlar atılması gerektiğini söyledi.
HTŞnin İdlib içerisinde siyasi otoritesini sağlamlaştırırken, Türk askerine sen güvenlik görevlisi gibi dışarıda kapıda bekle mesajının verildiğini söyleyen Özcan, hiçbir kural, denetim, yasa olmayan bu bölgede büyük paralar döndüğünü, HTŞnin rüşvet ağı kurduğunu, durumun giderek kötüleşmekte olduğunu kaydetti.
İdlibden çekilmenin Türkiye için en doğru karar olacağını söyleyen Nihat Ali Özcan, şu tespitlerini aktardı:
Uzun vadede Suriyede artık İdlib veya diğer yerlere dayanarak, bırakın rejimi değiştirmeyi, rejimin karakteri üzerinde etkide bulunma kapasiteniz artık sıfır… Çünkü Esad orada oturuyor, arkasında Rusya var ve bu bölge artık Amerikanın umurunda değil. Bir an önce burayı sırtınızdan atmanız gerekiyor. Atmazsanız bu çürüme sizi Hataydan, Antepten itibaren çürütmeye devam eder.
 

Son güncelleme: 16:51 09.10.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı