Necdet Çelik | BÜKREŞ
Albeu.comda çıkan yazıda, kasım ayı sonunda yaşanan deprem sonrası Erdoğanın depremzedelere vaad ettiği 500 konutun bedelini, Harun Çeliki göndererek ödediği görüşü dile getiriliyor. Editoryal imzasıyla yayımlanan yorumun Türkçesi şöyle:
26 Kasımda Arnavutluku sarsan ve 51 cana mal olan korkunç deprem henüz unutulmadı. Bu soğuk günlerde zihinler, soğukta açık havada kalanlara ve başını sokacak bir yer arayanlardan öteye gitmez.
Arnavutluka yardım edenleri hatırlarsak, en şaşırtıcı olanı Erdoğanın depremzedelere 500 ev inşa edeceği yönündeki ifadesiydi.Herkes gizli amaçlarından endişelenerek, dokunulmaz hükümdar Erdoğanın cömertliğinden şüpheleniyordu. 1 Ocak akşamı bu amaçlar gerçekleşti.
Gülen hareketinin bir öğretmeni ve üyesi olan Türk vatandaşı Harun Çelik, ardında geniş tartışmaları ateşleyerek Arnavutluktan gönderildi.
42 yaşındaki Harun Çelik, Rinas sınır polisi tarafından sahte vizeyle yakalandıktan sonra, 5 buçuk ay hapis cezasını çekti ve duruşması aniden 1 Ocaka ertelenerek serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak, 42 yaşındaki şahıs, serbest bırakılmadı.Hemen hapishaneden Laprakadaki Göç Müdürlüğüne nakledildi. Birkaç saat boyunca yasadışı bir şekilde gözaltında tutulduktan sonra Çelik, polis arabaları tarafından alınıp Rinas Havalimanına götürüldü.
Sonrasında Air Albania uçuşuyla, terörizm faaliyetlerinden suçlandığı Türkiyeye gönderildi ki, böyle bir şey temel insan özgürlüklerini doğrudan ihlal eden bir işlemdir.
Herkesin tatil olduğu, yolların boş ve medyanın habere ara verdiği 1 Ocak tarihi kasten seçilmiş, Tiran Mahkemesi ve hakim Kreshnik Osmani azimle çalışarak işi böylece karara bağlamışlardır.
Yürürlükteki yasaların, uluslararası sözleşmelerin ve insan haklarının aksine, bu karar bir kez daha AB üyeliğini ve elbette insanların demokratik bir devlette yaşadıklarına dair inancını tehlikeye atıyor gibi görünüyor.
Yasal yönden bakarsak, Avrupa Temel Hakları Antlaşmasının 19. maddesi, 2. fıkrasında şu hüküm vardır: “Hiç kimse, ölüm cezası, işkence veya diğer insanlık dışı veya onur kırıcı muameleye maruz kalabileceği konusunda ciddi risk bulunan bir devlete sınır dışı edilemez ya da iade edilemez.”
O halde yeniden soralım: Başbakan Rama, Çelik ile Erdoğana bedel mi gönderdi?
