• Turkhane Logo

Erdoğan, İmralı’dan yardım istedi: Çözüm Süreci yeniden mi geliyor?

28 Şubat 2015 tarihli Dolmabahçe Mutabakatı 7’nci yıldönümüne girerken Tayyip Erdoğan’ın HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı İmralı’ya şikayet etmesi ‘Yeni bir çözüm süreci mi geliyor’ sorusunu sordurtuyor.

14:15 21 Şubat 2022 Pazartesi
Erdoğan, İmralı’dan yardım istedi: Çözüm Süreci yeniden mi geliyor?
28 Şubat 2015 tarihli Dolmabahçe Mutabakatı 7’nci yıldönümüne girerken Tayyip Erdoğan’ın HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı İmralı’ya şikayet etmesi ‘Yeni bir çözüm süreci mi geliyor’ sorusunu sordurtuyor.


Bold Medyadan Berk Yıldırımın haberine göre PKK’yla yıllardır devam eden silahlı çatışmaların sona ermesi ve silah bırakılması için AKP hükumeti tarafından başlatılan Çözüm Süreci sırasında, 7 Haziran seçimlerinden yaklaşık 3 ay önce, 28 Şubat 2015 tarihinde, AKP’li ve HDP’li isimlerin katılımıyla imzalanan ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nın 7’nci yıldönümü yaklaşıyor.ÖCALAN, YENİ BİR YOL HARİTASI AÇIKLAYACAK İDDİASI

AKP hükümeti ve terör örgütü PKK arasında, 2012 yılında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesiyle başlayan çözüm süreci, 2015 ve 2016’da TSK tarafından örgütün şehir yapılanmasına yönelik gerçekleştirilen geniş çaplı operasyonlarla son buldu. Fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve PKK lideri Abdullah Öcalan arasındaki temas hep devam etti. Öcalan en kritik süreçlerde Erdoğan’a kol kanat gerdi. Erdoğan en son 2022’in Ocak ayında, kendisine siyasi rakip olarak gördüğü, Kürt siyasi hareketinin Öcalan’dan sonra belki de en popüler ismi konumunda bulunan ve şu anda hapishanede olan Selahattin Demirtaş’ı, Öcalan’a şikâyet ederek bir kez daha İmralı’dan yardım istedi. Hem Kürt hareketine hem hükümete yakın kaynaklar, yeni bir çözüm sürecinin başlayabileceğini söylüyor. Hatta bazı kaynaklar, Öcalan’ın çözüm için yeni bir yol haritası açıklayacağını iddia ediyor. Yine ABD Başkanı Joe Biden’ın, yeni bir çözüm sürecinin başlatılması için Erdoğan’a baskı yaptığı belirtiliyor. Peki MİT kontrolündeki Öcalan ile yeni bir süreç mümkün mü?


ÇÖZÜM SÜRECİNDE NE OLDU?

Bu soruya cevap vermeden önce çözüm sürecinde neler yaşandığını, sürece yön veren aktörlerin kim olduğunu bilmek şart. Çözüm süreci resmi olarak 16 Aralık 2012’de, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, İmralı Adası’nda tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmesiyle hayat buldu. Erdoğan bu görüşmeden iki hafta sonra, bir televizyon yayınında ilk kez Öcalan’la görüştüklerini açıkladı. 21 Mart 2013’te, Öcalan’ın yazdığı mektup MİT tarafından onaylandı ve Diyarbakır’da nevruz kutlamaları sırasında okundu. Öcalan mektubunda, ‘Artık silahlar sussun fikirler konuşsun noktasına geldik. Yine diyorum ki artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir’ ifadelerini kullandı. Çözüm sürecinde sağlanan mutabakat çerçevesinde hükümet, iki yüzün üzerinde PKK/KCK mensubunu hapishanelerden tahliye etti. Aynı yıl, Türkiye’de Gezi Olayları ortaya çıktı ve milyonlarca insan hükümeti istifaya davet etti. Yer yer şiddet olayları meydana geldi.


Tayyip Erdoğan, Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile.

ERDOĞAN, OY ORANI DÜŞÜNCE ÇÖZÜM MASASINI DEVİRDİ

Erdoğan’ın ülkeden kaçacağı konuşulurken Öcalan devreye girdi ve tabanına ‘sokağa çıkmayın’ mesajı verdi. 2013’ün sonunda Erdoğan ve bakanlarına karşı başlatılan büyük yolsuzluk operasyonunda da Öcalan bir kez daha hükümete yardım elini uzatarak, yolsuzluk operasyonlarını ‘darbe’ olarak nitelendirdi. 2015’te, Dolmabahçe Sarayı’nda hükümet yetkilileri ve Öcalan’la görüşen HDP milletvekilleri bir araya gelmiş ve PKK’ya silahsızlanma kongresi toplaması yönünde çağrıda bulundular. Anketlerde oy oranının düştüğünü, milliyetçi seçmeni kaybettiğini gören ve aynı zamanda Gülen Hareketi’yle yaşadığı kavga sonrasından devlet içinde yeni bir müttefik arayan Erdoğan, kendi talimatıyla düzenlenen bu toplantıyı eleştirdi. Erdoğan’ın bu tavrı ve Kuzey Irak’taki PKK yöneticilerinin Öcalan’ın iradesine karşı yaptıkları açıklamalarla çözüm masası devrildi. 2015 ve 2016’da TSK tarafından örgütün şehir yapılanmasına yönelik gerçekleştirilen geniş çaplı operasyonlarla da süreç tamamen sona erdi.

İSTİHBARAT OYUNLARI

Yeni bir çözüm sürecin başlayıp başlamayacağını belirleyecek önemli aktörler, Erdoğan’ın iktidar ortaklarıdır. Türkiye’yi şu anda resmi olarak Erdoğan-Devlet Bahçeli ittifakı yönetiyor. Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek de bu ittifaka özellikle askeri bürokrasideki ve yargıdaki nüfuzuyla destek veriyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kurucu lideri olan, aynı zamanda 1960 askeri darbesinin başrolündeki isimlerden Alparslan Türkeş, Devlet Bahçeli’nin MİT ajanı olduğunu iddia etmişti. Yine tanınmış birçok isim Bahçeli’nin MİT’le bağlantılı olduğu yönündeki iddiayı tekrarladı. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın eski eşi Kesire Öcalan’ın babası Ali Yıldırım MİT mensubu. MİT Kontrterör eski Başkanı Mehmet Eymür de Doğu Perinçek’in İngiliz İstihbaratı’ına çalıştığını savunuyor. Bahçeli ve Perinçek daha önce çözüm sürecine şiddetle karşı çıktı. Fakat şu anda Erdoğan’a tam destek veriyorlar. Hatta 2019’da yenilenen İstanbul seçimleri öncesi Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan, Erdoğan’ın talimatıyla devlet televizyonu TRT’ye çıkmış, Kürt’lere ‘Ekrem İmamoğlu’na oy vermeyin’ çağrısı yapmıştı. Bahçeli ve Perinçek ise bu durum karşısında sessiz kalmıştı. İşte karşımızda böyle karışık bir tablo durmakta. Bu yüzden hem Bahçeli hem de Perinçek’in, muhtemel bir çözüm sürecine ilişkin gelecekte nasıl bir strateji izleyeceğini öngörmek, siyaset biliminin konusunun dışına çıkıp istihbarat dünyasının alanına giriyor.

ERDOĞAN’IN AMACI KÜRT SEÇMENİ YENİDEN KAZANMAK

Kaynaklar, Abdullah Öcalan ve Tayyip Erdoğan’ın yeni bir ‘süreç’ için anlaştığı bilgisini veriyor. Fakat bu, önceki çözüm süreci gibi kapsamlı bir proje olmayacak. Erdoğan’ın amacı, kaybettiği Kürt oylarını Öcalan üzerinden geri kazanmak. Çünkü yüzbinlerce Kürt seçmen için Öcalan halâ çok önemli bir figür konumunda. Öcalan’ın en büyük arzusu ise ‘kahraman’ olarak özgür dünyaya geri dönmek. 2021’in Temmuz ayında Diyarbakır’da yaptığı konuşmada ‘Evet çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık’ diyen Erdoğan, Öcalan’la yeniden yola çıkmaya hevesli olduğunu tekrarladı. Fakat son tahlilde, AB üyelik perspektifini fiilen sonlandırmış, Avrasyacı kadroların devlette etkinliğini arttırdığı, her gün onlarca muhalifin siyasi görüşlerinden dolayı hapse atıldığı, milliyetçi hassasiyetlerin sürekli körüklendiği bir ülkede, sonuç odaklı, samimi ve kapsamlı yeni bir ‘çözüm süreci’ mümkün olmayacaktır. Yeni süreç, Erdoğan ve Öcalan arasındaki bir ‘al gülüm ver gülüm’ süreci olarak kalmaya mahkum olacaktır.

Son güncelleme: 14:15 21.02.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı