• Turkhane Logo

Emre Olur'un yakalanmasından sonra neler yaşanabilir?

T24 yazarı Tolga Şardan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden sınırdıiı edildikten sonra Arnavutluk'ta yakalanarak Türkiye'ye getirilen, Sedat Peker'in

10:40 20 Eylül 2022 Salı
Emre Olur'un yakalanmasından sonra neler yaşanabilir?
T24 yazarı Tolga Şardan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden sınırdıiı edildikten sonra Arnavutluk'ta yakalanarak Türkiye'ye getirilen, Sedat Peker'in

Emre Olurun yakalanmasından sonra neler yaşanabilir?
Bir iddia var. Şöyle ki; kendisine yönelik diplomatik girişimlerden haberdar olan Peker, yakın zamanda yaşanması olası yeni süreçte, elindeki görüntü, kayıt, bilgi ve belgelerin bir kopyasını Olura teslim etmeyi planladıFirari organize suç örgütü lideri hükümlüsü Sedat Pekerin sağ kolu denilebilecek Emre Olur, Arnavutlukta yakalanarak Türkiyeye sınırdışı edildi.

Pekerin aynı zamanda basın danışmanı olarak tanınan Olur, İstanbulda hakkında savcılıkça verilen yakalama kararı uyarınca Ankaradan giden özel polis ekibince İstanbula getirildi.

Olur, doğruca İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Organize Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek gözaltı işlemi başlatıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğünün açıklamasına göre 23 Mayıs 2021 günü Türkiyeyi terk ederek Kuzey Makedonyaya geçen Olurun, geçen hafta Birleşik Arap Emirliklerine (BAE) gidişiyle birlikte yeni bir süreç başladı.

EGMnin açıklamasına bakıldığında Olurun yurt dışına çıkışı Pekerin geçen yıl başlattığı sosyal medya paylaşımlarından üç hafta sonrasına denk geliyor.

Olur, Pekerin İçişleri Eski Bakanı Mehmet Ağar ve mevcut İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili seri atışlara başlamasıyla birlikte yasal yollardan Kuzey Makedonyaya gitti. Olur, geçen hafta BAEye gidene dek Üsküpte yaşadı.

Pekerin aynı zamanda maaşlı personeli olduğu bilinen Olur, Üsküpte kaldığı dönem içinde kimi zaman Peker, kimi zaman da kendi adına sosyal paylaşımlar yaptı.

Olur, BAEye gitmek için doğrudan Üsküpten uçmak yerine önce karayolu ile Arnavutluka geçmeyi tercih etti. Buradan Dubaiye uçtu.

Bu noktada; Olurun neden BAEye gitmesi gerekti? sorusunun yanıtı önemli. Türkiyenin hakkında ulusal yakalama kararı çıkarmasına rağmen Üsküpte gözlerden uzak yaşayan Olurun Pekerin yanına geçmek istemesinin sebebi olmalı.

Sorunun yanıtını şimdilik bilmiyoruz ancak zaman içinde ortaya çıkacaktır.

Fakat bu konuda bir iddia var. Şöyle ki; kendisine yönelik diplomatik girişimlerden haberdar olan Peker, yakın zamanda yaşanması olası yeni süreçte, elindeki görüntü, kayıt, bilgi ve belgelerin bir kopyasını Olura teslim etmeyi planladı.

BAE yönetiminin Olura yönelik sınır dışı işlemi yapması, planı bozmuş olabilir. Olurda söz konusu arşiv var mı? Bu da henüz bilinmiyor maalesef.

Dediğim gibi sıkça konuşulan iddia bu.

* * *
Olurun BAEye ulaşmasının ardından bu kez Emirlik yönetimi devreye girerek Pekerin basın danışmanının Sırbistana sınır dışı edilmesinin arkasında Türkiyenin bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.

Hatırlatayım, Türkiyenin de üye olduğu Uluslararası Polis Teşkilatı Interpolün Başkanı BAEli. Ve Başkan Ahmed Naser Al – Raisi bu göreve Interpolün İstanbulda gerçekleştirilen genel kurulunda seçildi.

Türkiye, Al – Raisinin seçilmesinde çaba gösterdi. Aynı zamanda Türkiye, Interpolün yönetimini oluşturan Executive Committeenin (Yürütme Kurulu) 13 üyesinden birisi. Türkiye, Avrupa kanadını temsil ediyor.

Olurun BAEye gittiğinin anlaşılması üzerine Türkiye, Interpol üzerinden devreye girerek - biraz da baskı yaparak - destek istedi. Her ne kadar Pekerin durumuyla ilgili desteği pek görülmese de BAE yönetimi, bu kez Olurun sınır dışı edilmesini sağladı.

Sonrası malum; Sırbistana dönen Olur, transit yolcu statüsü nedeniyle Arnavutluka gönderildi.

Türkiyeye getirilen Olurun üzerinde neler çıktı? İddiaya konu olan arşiv bulundu mu? Resmi bir bilgilendirme henüz yapılmadı.

* * *
Pekerin ifşaatları merkezinde Soylu hakkında halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında açık adli soruşturma dosyasının bulunduğunu hatırlatayım. Soylunun atanmış bakan olması sebebiyle sahip olduğu dokunulmazlık nedeniyle şimdilik bir işlem yapılamıyor.

Halen ailesiyle birlikte BAEde bulunan Pekerin son açıklamalarında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresine yönelik paylaşımları iktidarda fazlasıyla sıkıntıya neden oldu kuşkusuz.

Yanı sıra Pekerin Taşkesenlioğlu Ailesi hakkındaki söylemleri AKP ve tabanında kimsenin tahmin edemeyeceği rahatsızlık yarattı.

İddia ve ithamların daha çok İçişleri Bakanı Soylu nezdinde olması nedeniyle önceleri sessiz kalmayı tercih eden iktidar, Pekerin el yükseltmesine karşılık verdi.

Bu kapsamda; Olurun yakalanarak Türkiyeye getirilmesini, iktidarın kendi tabanına yönelik harekete geçildi mesajını vermesi bakımından önemli.

Kaldı ki, deyim yerindeyse Olur, Pekerin sosyal medyadaki eli ayağı. Olurun hakkındaki adli soruşturmayla devre dışı bırakılması da kısıtlı çevrede yaşayan Pekerin etkinliğini sürdürebilmek amacıyla yeni bir sosyal medyacı bulmasını zorunlu hale getirecek.

Ayrıca, yurt dışında yaşayan Olurun Türkiyeye getirilmesi, Pekerin faaliyetlerinde zamansal veya içerik itibarıyla değişikliğe neden olabilir.

Bir de Olurla bağlantılı olanlar var elbette. Özellikle muhalif medyadan kimi gazetecilerin Olurla temasta olduğu biliniyor. Olurun suç örgütü üyeliğinden adli işlem görmesi – belki ileri bir yorum olacak – bazı gazetecilerin savcılıkça ifadelerinin alınmasının önünü açabilir.

Bu durum elbette savcılığın tutumuyla belli olacak.

Yazının yayına girdiği bu saatlerde Olur, büyük olasılıkla savcılığa çıkartılmış olacak. Ve yine büyük olasılıkla tutuklanacak. Böylece Pekere bir mesaj daha verilecek!

* * *
Soruşturma demişken bir bilgi daha vereyim.

Aldığım bilgiye göre; Olurun TCKnın hangi maddesi hükmü gereğince soruşturmaya alınacağı konusunda savcılık ile emniyet arasında görüş ayrılığı var.

Soruşturmayı yürüten savcılık, Olurun organize suç örgütlerine yönelik hükümleri içeren TCKnın 220. maddesinin 7. fıkrası gereğince işlem yapılması görüşünde. Emniyet ise, aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarına göre adli soruşturma yürütülmesinde ısrarcı.

Yasaya bakıldığında; Emniyetin beklentisini oluşturan hükümler şöyle:

(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

Savcılığın üzerinden durduğu hüküm ise;

(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir. şeklinde.

Kaotik durumun nasıl aşılacağına önümüzdeki günlerde birlikte tanıklık edeceğiz.

* * *
Yaşananların, bu coğrafyada yaşayan ve gazetecilik yapmaya çalışan birey olarak endişelendirdiğini de söylemeliyim. Özellikle kamu güvenliği çerçevesinde.

Bir süredir bilhassa Sedat Pekerin de adının geçtiği İstanbulda silahlı çatışmalar yaşanıyor. Peker, bu olaylara karşı tavrını koymuş görünüyor. Hatta, kendine yakın olanlara karşı yaşanan silahlı saldırıların kim tarafından hangi amaçlarla gerçekleştirildiğini açık açık anlatıyor.

Zamanında ya da tarihinden önce yapılacak genel seçimler öncesinde benzer - hele ki ivmesi daha yukarı çıkacak - olayların yaşanması ihtimali sadece beni mi rahatsız ediyor caba?

Son güncelleme: 10:40 20.09.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı