• Turkhane Logo

DW'den 'Uber' dosyası: 'Erdoğan'a ulaşmak için kimlerle görüştü?'

DW Türkçe, Uber'in Erdoğan'a ulaşmak için hangi bakanlarla görüştüğünü ortaya çıkardı. #UberFiles'a göre Cuneyd Zapsu'nun şirketi de Uber'den 150 bin dolar istedi. Dosyada dikkat çeken ilişkiler de gün yüzüne çıktı.

21:28 10 Temmuz 2022 Pazar
DW'den 'Uber' dosyası: 'Erdoğan'a ulaşmak için kimlerle görüştü?'
DW Türkçe, Uber'in Erdoğan'a ulaşmak için hangi bakanlarla görüştüğünü ortaya çıkardı. #UberFiles'a göre Cuneyd Zapsu'nun şirketi de Uber'den 150 bin dolar istedi. Dosyada dikkat çeken ilişkiler de gün yüzüne çıktı.

Türkiyede sarı taksi - Uber tartışması giderek alevleniyordu. Ruhsatsız araçlarla çalıştığı, yasal düzenlemelere uymayarak haksız rekabete neden olduğu gerekçesiyle Ubere açtığı dava iki yıldır devam ediyordu. Taksiciler protesto eylemleri yaparken Uber sürücülerinin de şiddete maruz kaldığı iddia ediliyordu.Tartışmalar sonrası yasal süreç taksicilerin zaferiyle sonuçlandı.

Mahkeme kararıyla 2019da erişime engellenen Uber, 2020 sonunda ise sadece taksilerle çalışma şartıyla tekrar kullanıma açıldı.
Mobil uygulama üzerinden araç çağırma platformu olan Uber Technologies, Inc.  San Francisco merkezli bir Amerikan şirketi. Travis Kalanick ve Garrett Camp tarafından 2009da kurulan şirket, yasal statüsü ve taksi pazarında yarattığı değişimler nedeniyle dünyanın dört bir yanında sorunlar yaşarken hızla büyüdüve yıllık 17 milyar dolardan fazla gelir elde eden bir şirkete dönüştü. Kalanick ve Camp ise Forbesin en zenginler listesine girdi.
Şu anda dünya genelinde 72 ülkede faaliyet gösteren Uber, Türkiye pazarına Haziran 2014te girdi. Şirket, araç sürücüsü sayısını 2017de yaklaşık 3 bin, 2018de ise 8 bin olarak açıklamıştı. Taksicilere göre ise o dönem bu rakam 10 bini geçiyordu. Lisansı bulunmayan şirketin Türkiyeden kazandığı yüzde 20lik komisyonun vergisini ödemeye başlaması ise 2018in son dönemini buldu.
Peki Uber, yasal bir statüsü olmadan Türkiyedeki faaliyetlerini sürdürmeyi ve genişletmeyi nasıl başardı?
DW Türkçenin Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile birlikte yürüttüğü The Uber Files araştırmasına göre Uber, başarı sağlamak için girdiği tüm ülkelerde benzer taktikler kullandı. Şirket, sızdırılan iç kayıtlarına göre teknolojiden yararlanarak agresif lobi faaliyetleri yürüterek ve yasaları hiçe sayarak birkaç teknoloji uzmanı çalıştıran bir San Francisco girişiminden küresel bir dev haline geldi.
İncelenen kayıtlara göre, Uberin Türkiyede ruhsatsız araçlarla büyümesi taksicileri ayağa kaldırırken arka planda lobi faaliyetleri sürüyordu. Uber, Türkiyedeki varlığını garantilemek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yakın isimleri radarına aldı. Dönemin bakanları Ali Babacan ve Mehmet Şimşekin Erdoğanı ikna etmesi için harekete geçen şirket, ilk olarak AKP kurucularından olan ve bir danışmanlık firması bulunan Cuneyd Zapsuya ulaştı.
Erdoğana yakın isimler hedeflendi
Tüm dünyada eş zamanlı olarak yayınlanan ve Türkiyeye ilişkin belgeleri sadece DW Türkçenin incelediği araştırmaya göre Uber, Türkiye piyasasına girmeden önce karşılaşacağı yasal sıkıntılar ve engellenme riskinin farkındaydı. Türkiyede lisans almayı garantilemek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yakın isimler üzerinden lobi faaliyetleri yürüten şirket, böylece her türlü yasal düzenlemeyi rahatlıkla yaptırmayı amaçlıyordu.
İncelenen belgelere göre, Uber Türkiyeye girmeye hazırlanırken pazar araştırması yapan bir yönetici, Önemli bir nokta şu ki, RTE (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) bu günlerde yabancı internet şirketlerine karşı çok agresif. Twitter ve Youtubeu vergi ödememekle suçluyor... O halde tüm bu (yaratıcı!) argümanlara karşı hazırlıklı olmalıyız dedi.
Türkiyede ilk olarak taksilerle işe başlayan Uber, taksi ruhsatı olmayan araç sahipleriyle müşterilerin karşılıklı hizmet alım satımına imkan sağlayacak peer-to-peer, yani kişiler arası iş modeli P2Pnin lansmanı için de hedefleri ve riskleri belirlemeye başladı.
Bu şekilde işleyen platformlar kullanıcıların birbirlerine mal ve hizmet alıp satmalarını sağlarken karşılığında da bir komisyon alyor.
Eylül 2014 tarihli toplantı notlarına göre şirket yöneticileri, Türkiyede güçlü olan taksi lobisinin vereceği cevap taksicilerin imajını olumsuz etkileyecek olsa da Uberin topla tüfekle saldırmak yerine, daha ölçülü bir cevap vermeleri gerektiğini belirttiler. Bir yönetici Gerçek şu ki Türkiye, sürücü ortaklarımız için şiddet riskine kayıtsız kalan büyük, kötü Amerikan şirketi olarak kabul edilirsek, kamuoyunu kazanamayacağımız aşırı milliyetçi bir pazar dedi.
Cesur korsan taksicilere ihtiyacımız varAynı toplantıda korsan taksilerle çalışma da gündeme geldi. Korsan taksicileri olağan iş ortakları olarak tanımlayan şirket yetkilileri, Türkiyedeki yasalara göre ticari ehliyeti olmayan ve taksi taşımacılığı yapan sürücülerin sadece para cezası ile cezalandırıldığına dikkat çekti. Belgelere göre korsan taksicilerin sisteme kayıt olduğunda daha şeffaf hale geleceğini ve bunun onlar için sorun oluşturabileceğini söyleyen bir yöneticinin şöyle dedi:
Bu yüzden başlangıçta sürücüleri bulmakta zorlanabiliriz, cesurlara ihtiyacımız var ve cezaları ödeyeceğimizi garanti ediyoruz.
Uber, Türkiyede faaliyete geçtikten hemen sonra bir lobi kitapçığı hazırlatarak stratejilerini de belirledi. Şirketin temel hedeflerinden biri, kilit iş ve siyasi paydaşları belirleyerek lüks taşımacılıkta daha iyi bir lisanslama planı için yasa yapma sürecinin aktif bir oyuncusu olmaktı.
Ekim 2014teki yazışmalarda Türkiyeden sorumlu bir yönetici, Uberin P2P lansmanının Cumhurbaşkanı Erdoğana Twitter ve Youtube vakası gibi aktarılma riskine karşı, AKP kabinesinden entelektüel ve teknoloji meraklısı kişilerle iletişime geçeceklerini söyledi.
Babacan ve Şimşek ile görüşme
Bu isimler dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekti. Yazışmalara göre Babacan, o tarihten önce şirket kurucusu Travis Kalanick ile görüşmüş, Şimşek ise yakın zamanda Londrada Uberi destekleyen bir tweet atmıştı.  
Toplantılarda Amacımız, taksi lobisinden önce bu iki kişinin Uberi Erdoğana anlatmasını sağlamak diyen Uber yöneticisi, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile konuşmanın taksi lobisini harekete geçirebileceğinden Topbaştan önce daha kıdemli insanlarla irtibata geçmeyi deneyeceklerini ifade etti.
Şirket, Babacan ve Şimşeke AKPnin kurucularından ve Erdoğanın yakın arkadaşı olan Cuneyd Zapsu üzerinden ulaşmaya karar verdi.
Öte yandan eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksunun oğlu Murat Aksuya ait bir hukuk bürosu olan ASC Hukuk ile de olası bir yardım için iletişime geçeceklerini belirttiler.
AKP kurucularından olan Zapsu, 2001 ile 2008 yılları arasında partinin merkez yürütme kurulu üyesiydi. Zapsu, Erdoğanın Başbakanlık döneminde danışmanlığını üstlendi. 2008 yılına kadar AKP Merkez Karar Yürütme Kurulunda (MKYK) olan ve Genel Başkan Erdoğanın Özel Asistanlığı ve Veri Koordinatörlüğünü yapan Zapsu, 2008 yılında aktif siyasi görevlerinden istifa ederek kurduğu Cuneyd Zapsu Danışmanlık A.Ş. ile uluslararası yatırım ve yönetim danışmanlığı hizmeti vermeye başladı.
Cuneyd Zapsu 150 bin dolar istediKayıtlara göre UBER yöneticileri İstanbulda Zapsu ve şirket yetkilisi ile bir yemek gerçekleştirdi. Görüşmede Zapsunun şirketi, Uberin Türkiye pazarında işlerini kolaylaştıracak kilit kişileri belirledi. Valilerden belediye başkanlarına, taksi plakası sahiplerinden medya şirketlerinin başkanları ve içişleri, ulaştırma ve maliye bakanlarına yaklaşık 30 kişilik bir liste sunan Zapsunun şirket yöneticisi, bu kişilerin kim oldukları ve şirketten duymak istedikleri mesajın ne olduğu konusunda Ubere yardım edeceklerini belirtti. Ayrıca 2015 seçimlerinin öncesi ve sonrasında doğru iletişim kanalları kurmaları için şirkete rehberlik edeceklerini ifade etti.
Görüşmenin ardından Aralık 2014te Zapsunun danışmanlık firması Ubere bir anlaşma taslağı gönderdi. Taslağa göre Zapsu, üç aylık lobi faaliyeti için ayda 50 bin dolarlık ücret talep ediyordu.
Üst düzey bir yönetici, Fiyat çok yüksek ama muhtemelen Türkiyede gerçekten büyümemizin tek yolu Cuneyd Zapsu gibi nüfuz sahibi birinin bizi önemli Türklerin radarına sokması dedi. Ancak iki şirket fiyatta anlaşamayınca o dönem resmi bir anlaşma yapılmadı.

Yazışmalarda Zapsunun Erdoğanın ilk döneminden olduğu ve etkisini yitirdiğini dile getiren şirket yöneticileri, kendisine son çare olarak başvurmayı düşünerek yeni alternatiflere yöneldi.
Hükümetin göz yummasını sağlayabilirŞirket yöneticilerine göre Uberin Türkiyede yapacağı bir iş ortaklığı da yasaların değiştirilmesine yardımcı olabilirdi.
Ocak 2015teki bir yazışmada, Türkiyeden sorumlu bir yönetici, kurduğu bağlantıların kendilerine ortaklık için Cumhurbaşkanı Erdoğanın imam hatip lisesinden arkadaşı Hasan Gürsoyun sahibi olduğu Gürsoy İnşaatı tavsiye ettiğini söyledi. Şirketin ağırlıklı olarak inşaat ve alışveriş merkezi işletmeciliği yaptığını ve ulaşıma yatırım yapmayı planladığını anlatan yönetici, Özellikle özel jet kiralama. Hükümet ve Cumhurbaşkanı ile çok iyi bağlantıları var, gerçekten bu şirket AKP döneminde yükseldi. Bağlantımız aracılığıyla kendisine ulaştık ve çok ilgilendiler. Gerçekten de bu adam hükümetin önce Ubere göz yummasına ve sonra da gerekli P2P düzenlemelerine gitmesine meydan verebilir. Onlarla bir anlaşma yaparsak, Zapsunun hizmetlerine ihtiyaç duymuyor olacağız dedi.
Uber daha sonra iki şirketle daha stratejik yatırım görüşmesi yaptı.
Şubat 2015te ise dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşme gerçekleşti. Şimşekle görüşmenin hangi lobici ya da bağlantılar aracılığıyla gerçekleştirildiği sızan belgelerde belirsiz kaldı. Şimşekin bu görüşmesi kamuya açık kaynaklarda da yer almadı.
Şimşek çok destekleyiciYenilikçilik ve şeffaflık yanlısı olarak tanımladıkları Bakan Şimşek ile görüşmenin olumlu geçtiğinin belirtildiği şirket notlarında Şimşekin, Uberin Türkiyede faaliyet göstermesi konusunda çok destekleyici olduğu ifade edildi. Şirket notlarında Bizden Gelir idaresi ile görüşmemizi istedi. (Onlardan da Uber konusunda olumlu olmalarını talep etti.) Twitter yasasını incelememizi tembih etti. Uber, e-araç çağırma düzenlemeleri ve P2P hakkında Bakana bir teklif sunacak denildi.
Dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın o dönem Uber CEOsu olan Travis Kalanick ve şirket kurucusu Garrett Camp ile yemek yediği de Uber yöneticilerinin iç yazışmalarında ortaya çıktı. Üst düzey bir Uber yöneticisi, 30 Haziran 2016da şirketin başka bir üst yöneticisine yazdığı bir e-postada şöyle dedi:

Yemekte Türkiye eski Başbakan Yardımcısının yanında oturuyorum. Yaklaşık üç yıl önce Travis ve Garrett ile yemek yediğini söylüyor. Herhangi bir değeri var mı? Eğer öyleyse, ondan bizim için ne yapmasını isteyebilirim?
Diğer yönetici, Sanmıyorum ama onunla sohbet etmeye değer. Ekonomiden sorumlu eski Başbakan Yardımcısıydı, ancak aldığımız bilgilere göre Erdoğanın gözünden düştü ve son kabine değişikliğinde başka bir bakanlık görevine atanmadı yanıtını verdi.
Uber, Türkiyedeki stratejik ortaklık planını ise hayata geçiremedi. Eylül 2015teki yazışmalarda firmaların çoğunun Türkiyedeki gergin siyasi ortamdan dolayı ya da taksi sektörünü etkilemek istemedikleri için bu alanda bir ortaklığa sıcak bakmadığı ifade edildi.
Eski büyükelçi Tan ayda 35 bin dolar aldıBunun üzerine yazışmalarda, Türkiyede lisans almak için herhangi bir meşru yolun olmadığı, bu nedenle daha güçlü bir lobiciye ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Uberin Avrupa, Ortadoğu ve Afrikadan (EMEA) sorumlu bir direktörü, Birçok seçeneği tükettikten sonra, yasallaşma sürecinde bize destek olacak doğru kişiyi bulamazsak, bunun Türkiyedeki tüm operasyonumuzu yeniden gözden geçirmemize neden olacağını hesaba katmak zorundayız dedi.
Cuneyd Zapsu, Mehmet Şimşek ve Ali Babacan ile bir sonuca varamayan Uber, bu konuşmadan yaklaşık bir ay sonra, lobi faaliyetlerine devam etmek için kutuplaştırıcı bir siyasi figür olmadığını düşündükleri ABD eski büyükelçisi Namık Tan ve ortağı, dönemin Türk Amerikan İşadamları Derneği Başkanı Ekim Alptekin ile anlaştı. Tan ve Alptekinin birlikte çalıştığı NT Danışmanlık firmasıyla aylık 35 bin dolardan üç aylık bir sözleşme imzalandı.
Uber yöneticileri, Ocak 2016daki yazışmalarda, üç aylık süre sonunda ilerleme kaydedildiği, ama hedefe ulaşmak için daha uzun zamana ihtiyaç olduğunu belirterek aylık ödenecek miktarı 20 bin dolar + bonuslar olarak belirleyip şirketle bir yıllık anlaşma yapmayı önerdiler. Sızdırılan belgelerde bu sözleşmenin imzalanıp imzalanmadığı yer almadı.

Fatih Altaylıya sipariş köşe yazısıUber, bu süreçte medya çalışmaları da yürütüyordu. İç yazışmalara göre bire bir görüşmeler sonrası Hürriyet ve Sabahın aralarında olduğu gazetelere şirket hakkında pozitif haberler yaptırıldı.
Ocak 2016daki yazışmalarda hükümete yakın gazeteci olarak tanımladıkları Fatih Altaylının da iki köşe yazısı kaleme aldığı belirtildi.
Uber yasal statü kazanmadan büyüdüGelinen noktada ise şirketin Türkiyedeki lobi faaliyetleri başarısız oldu. Kendi lehine yasal düzenlemelerin önünü açamayan Ubere 16 Ekim 2019 tarihinde İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı ile erişim engeli getirildi. Şirketin, turizm taşımacılığı yetki belgeli araçları taksi olarak çalıştırması yasalara aykırı bulundu. 2020nin aralık sonunda ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin kararına göre sadece sarı taksilerle çalışmak suretiyle Ubere getirilen erişim engeli kaldırıldı.
Ancak tüm bu lobi faaliyetleri içinde şirket, 2014 ile 2019 arasında yasal statü kazanmadan Türkiyede faaliyet göstererek büyümüş oldu.
İstanbul Taksiciler Esnaf Odasının eski başkanı Yahya Uğur, DW Türkçeye şirketin mahkeme kararına kadar yasa dışı faaliyette bulunmasa da yasalardaki boşluklardan faydalandığını, istinaf kararı sonrası ise sadece taksilerle çalışma şartından dolayı yasalarla uyumlu hale geldiğini söyledi.
ICIJin araştırması da Uber yöneticilerinin zaman zaman yasaların dışında faaliyet gösterdiklerini bildiklerini ortaya koydu.
Sızan iç yazışmalara göre o dönem Uberin kurumsal iletişim direktörü olan Nairi Hourdajian, Tayland ve Hindistandaki hükümetlerin araç çağırma hizmetini kapatma çabaları devam ederken şirket yöneticilerinden birine şöyle diyordu:

Sorunlarımız var, çünkü s*tiğimin sadece yasadışıyız.
Başka bir yazışmada ise Uberin EMEA yöneticisi Mike Macgann, şirketin ülke direktörlerinden birine Uberin yeni pazarlara giriş stratejisini şu sözlerle açıkladı: Temelde Uber piyasaya çıkıyor ve ardından düzenleyici ve yasal bir b*k fırtınası var.
Gizli kayıtlar sızdırıldıUberin sızdırılan kayıtları, şirketin dünyanın farklı ülkelerindeki şehirlere girmek için savaşırken 2013 ve 2017 yılları arasında kullandığı taktikleri ortaya koydu.
The Uber Files, İngilterenin önde gelen yayın kuruluşlarından the Guardiana sızdırıldı ve Washington D.C. merkezli kar amacı gütmeyen gazeteciler ağı olan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşıldı.
Araştırma, 83 bin e-postayı içeren 124 binden fazla kayda dayanıyor. Bu kayıtlar arasında e-postaların yanı sıra Uberin üst düzey yöneticileri arasındaki iMessagelar ve WhatsApp yazışmaları, sunumlar, not defterleri, brifing notları ve faturalar yer alıyor. Dosyalar, Uberin dünya çapında agresif bir şekilde genişlediği dönem olan 2013ten 2017ye kadar uzanıyor. The Guardian ve ICIJ tarafından yürütülen ve 44 medya partneri ile paylaşılan proje üzerinde 29 ülkeden 180den fazla gazeteci dört ay boyunca çalıştı.
Uber, ICIJe ve DW Türkçeye yaptığı açıklamada Uber bugün farklı bir şirket diyerek geçmişteki davranışlarının mevcut değerleriyle uyuşmadığını kabul etti. Beş yıl önceki bu hatalar, çok sayıda hükümet soruşturmasına ve üst düzey birkaç yöneticinin iş akdinin feshine yol açtı diyen Uberin Pazarlama ve Halkla İlişkiler Kıdemli Başkan Yardımcısı Jill Hazelbaker, bu yüzden Eylül 2017de firmanın iş yapış şeklinin her yönünü dönüştürmekten sorumlu yeni bir CEO olan Dara Khosrowshahinin göreve getirildiğini belirtti.

Hazelbaker, mevcut Uber çalışanlarının yüzde 90ının Dara Khosrowshahi CEO olduktan sonra işe başladığını aktardı. Uber sözcüsü Jill Hazelbaker ise Tabi ki ilk yaklaşımımız daha hassas olabilirdi, çok sayıda hata ve yanlış adımlar içeriyordu. Büyüdükçe, hükümetlerle olan ilişkilerimizin hem yasalara uygun hem de şeffaf olmasını sağlamak için, lobi faaliyetlerimiz için ilave iç denetim mekanizmaları geliştirdik ifadelerini kullandı.
Türkiyedeki lobi faaliyetleri için ne kadar bütçe ayırdığını açıklamayı reddeden şirket, şu anda Türkiyede İstanbul, Ankara ve İzmirde sadece ticari taksi plakası olan taksilerle çalıştıklarını ve Türk yasalarına uygun hareket ettiklerini bildirdi.
DW Türkçenin ulaştığı Ali Babacan ve Mehmet Şimşek, Uberin o dönem Türkiyedeki faaliyetlerini kolaylaştıran herhangi bir etkide ya da faaliyette bulunup bulunmadıkları ve şirket yöneticileriyle gerçekleştirdikleri görüşmelerin kapsamına ilişkin sorularımıza yanıt vermedi.

Son güncelleme: 21:28 10.07.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı