Almanya’da yayın yapan Fontäne 25. Yılını kutladı. Frankfurt’ta dün gece gerçekleşen kutlama törenine derginin yayın heyeti ve birçok Alman davetli iştirak etti. Derginin çeyrek asırlık uzun yolculuğundan kısa kesitlerin ve hatıraların sunulduğu gecede dergide emeği geçenlere plaket taktim edildi. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin mesajının okunduğu programda derginin yazarları duygu ve düşüncelerini paylaştı.
Derginin misyonu ve dergiciliğin günümüzdeki önemine değinilen programda Alman akademisyenler yayınla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Açılış konuşmasını yapan Fontäne Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Dr. Arhan Kardaş, “Bu okula geldiğimde on iki yıl devam edeceğimi bilmiyordum. O zamanlar önümde hâlâ Alman televizyonu ve çeşitli kurumları gibi cazip medya teklifleri vardı. Fontäne ise mütevazı bir dergiydi. Alçakgönüllü olmasına rağmen yaklaşımı özeldi. Bu yaklaşımı bu kadar özel kılan şey nedir? Bunu ancak zamanla öğrendim. Örneğin uzman bir komitede yazıları incelemeyi öğrendim. Yazı işleri müdürü olmama rağmen yazarlar toplantısında bir yazımın yayınlanmaya değer görülmesini bir yıl kadar bekledim. Kendi adıma en azından şunu söyleyebilirim: Fontäne bana her şeyi bilen tavırlardan kurtulmamı sağlayan bütünsel bir bakış açısı kazandırdı.” ifadelerini kullandı.
Fontäne’nin 2011den bu yana Hizmet Hareketi’nin medya organı olarak pek çok deneyim yaşadığına değinen Kardaş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Tahliyeler, kamulaştırmalar, mali acil durumlar, göç, salgın hastalıklar, savaşlar ve çok sayıda olay... Çalışanlarımız ve yazarlarımız da az çok bu kaderi paylaştı. Ancak Yaratıcının lütfu ve korumasıyla ‘Die Fountain’ tüm bu zorluklardan kurtuldu. Bugün 2023te, 25 yıllık varoluşunda bunu görebiliyoruz. 101 sayıyı Almanca konuşan kamuoyuna pek çok zahmet ve uğraşla ulaştırmayı başardı.” 
Derginin Heidelberg Üniversitesinde “Almanyada Din ve Sivil Toplum” başlıklı bir teze de konu olduğuna vurgu yapan Kardaş, “Dr. Daniela Leitner, Fountain dergisinde bilim ve din ilişkisi üzerine bir örnek çalışma yaptı. Fontäne artık yeni bir derginin anası haline de geldi: Fontäne Jugend. Bu ay 12. kez çıkıyor ve üç ayda bir de yayınlanıyor. Fontäne ile aynı yaklaşımı izliyor: kalbi akılla birleştirmek.” dedi.
Sadece bilim, kültür ve diyaloğu merkeze koymadıklarının altını çizen Kardaş, sözlerini şu şekilde tamamladı; “Aynı zamanda sevgi, umut, denge ve inanç için de yer alıyoruz. Almanyada ve dünyada yapıcı eyleme ve barış içinde bir arada yaşamaya kararlı insanlardan oluşuyoruz. Uzman yazarlar Prof. Dr. Bultmann veya Prof. Dr. İrfan Yılmaz, Onur Alka ve Fau Beyza Güçlü gibi isimlerimiz ve yetenekli tasarımcılar veya Metin Akbaş gibi idarecilerimiz var. Fontäne abone olmak için fedakarca çalışan birçok gönüllü arkadaşımız mevcut. Ayrıca bize değerli geri bildirimlerini veren okurlar ve dergi etrafındaki tartışma gruplarımız var. Dergimizin bu asası, Musanın kini ve hileyi yok eden asası gibidir; taşlardan kalp ve akıl için su pınarları fışkırtır. Fontäne sensin. Bu kaynak son güne kadar tükenmesin.”
Sızıntı dergisinden örnek vererek mesajına başlayan Abdullah Aymaz ise gecede şu açıklamayı yaptı; “Dergimiz 1998 yılında önce İngilizce olarak The Fountain, ardından Almanca olarak die Fontäne adıyla çıktı. Üç ayda bir çıkan bu dergi, Hocaefendinin yazılarını, Yaratıcının varlığına dair gerçekleri, diğer kardeşlerin yazılarını ve daha önce yayınlanmış çok güzel makalelerden bir seçkiyi Türkçe ve İngilizce olarak yayınladı. 25 yıldır gerçekten büyük bir hizmet verdi ve artık bir bilgi ansiklopedisi değerindedir inşaallah. Akademik dünyadaki düşüncelerimizi ve anlayışımızı Almanca olarak ifade eden, gelişerek ve mükemmelleşerek devam eden bir dergi olmayı sürdüreceğini umuyoruz. Burada kaliteli bir dergi olarak kendini kanıtlamış olduğundan birçok anlayıştan insan tarafından da okunmaktadır. Farklı inançlardan pek çok insan da bu dergiyi seviyor, okuyor ve yazıyor. Bu da başka bir zenginlik. Bu yüzden Fontäne’nin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bazen yazar toplantılarına ben de katılıyorum. Almanca bilmesem de bu güzelliklere hayran kalıyoruz. Allah kardeşlerimize yardım etsin, hizmetlerini bereketli kılsın. Yılda yedi kez çiçek açan bitkiler gibi, yılda 700 kez meyve veren bitkiler gibi, yılda 7000 kez gelişen bitkiler gibi. Hizmetinizin Almanca konuşulan tüm dünyaya fayda sağlayacağını umuyorum.”
Gecede dergiye emeği geçen şu isimlere de plaket taktim edildi; Prof. Dr. Christoph Bultmann, Prof. Dr. İrfan Yılmaz, Dr. Metin Aysel, Hilal Akdeniz, Noah Sattler, Felix Stein, Wilhelm Willeke, Muhammed Mertek, Dr. Frank Giesenberg, Thorsten Unger, Abdullah Kılıç, Sevval kargılı, Yavuz Aydemir, Onur Alka, Mehmet Tekin, Osman Aydın, Hasan Akbaş, Sekan Meraloğlu, Mehmet Kurt, Erkan Koç, Mustafa Hafızoğlu, İsmail Küçük, Harun Köken.
