• Turkhane Logo

​Deprem için felaket raporu: 100 bin ölüm, yüzde 10-12 milli gelir kaybı

Türkiye, İstanbul’da da hissedilen son depremle ciddi bir korku yaşadı. Yıllardır beklenen İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceği endişesi oluşan bu deprem sonrası gözler olası yıkıma çevrildi.

10:00 28 Şubat 2019 Perşembe
​Deprem için felaket raporu: 100 bin ölüm, yüzde 10-12 milli gelir kaybı
Türkiye, İstanbul’da da hissedilen son depremle ciddi bir korku yaşadı. Yıllardır beklenen İstanbul depremini tetikleyip tetiklemeyeceği endişesi oluşan bu deprem sonrası gözler olası yıkıma çevrildi.





Cumhuriyet’ten Şükran Soner’in haberine göre, mevcut yapı stoku genel olarak güvenlikten uzak. Soner, “En iyimser tahminler, deprem senaryolarında bile hayatını kaybedecek insan sayısı on binlerle ifade edilmektedir” diyor.


Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı(JİCA)tarafından belirlenen riskli bölgeler haritasıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığının haritasının örtüşmediğini söyleyen yazar, “İstanbul içinden çıkılmaz sorunların sıkışıklığındayken ve deprem tehlikesinin sıcaklığını hissediyorken, nüfus yoğunluğunu, sorunlarını iki katına çıkaracak, Kanal İstanbul gibi bir projeye neden ihtiyaç duyulmaktadır?” sorusunu yöneltiyor.

İmar affıyla yapı stokunu iyileştirme hedefinden vazgeçildiğine dikkat çeken Soner, kaçak ve sağlıksız yapılaşmanın adeta ödüllendirildiğini söylüyor.

İstanbul için beklenen olası depremde 40 bin ila 100 bin can kaybı olacağını ileri süren yazar, 100 bini aşkın evin yıkılacağını, milli gelir kaybının ise yüzde 10-12’ye ulaşacağını kaydediyor.

Ersin Arıoğlu’nun CHP milletvekili olarak 8 Ocak 2003’te yaptığı tutanaklara geçmiş konuşmasına atıf yapan Cumhuriyet yazarı, “en çarpıcı” olduğunu söylediği bölümleri şöyle özetliyor:

“Türkiye, inşaatlarını, gerekli kalite kavramı içerisinde üretemediğinden, deprem bilinci ve yapı denetimi bir türlü yeterince geliştiremediğinden, Türkiye’de olan depremler daima şiddetlerinden daha büyük ölçekte yapısal hasarlara ve can kayıplarına yol açmaktadır. 

Nitekim 1999 Marmara depremi, bize üzerinde yaşadığımız toprakların yüzyıllardır süregiden bu gerçeğini, çok acı bir şekilde tekrar hatırlatmıştır. Türkiye, 17 Ağustos 1999 depreminde 18 bin yurttaşını ve milli gelirinin yüzde sekizini, 48 saniye içerisinde kaybedivermiştir. 2000-2001 yıllarında içine düştüğümüz derin krizlerin muhtemel tetikleyicisidir.

Türkiye İzmit depremiyle çok acı tecrübeler yaşamıştır. Yeterli araştırma olmamasına rağmen 2001-2002 yıllarında içine düştüğümüz derin krizlerin muhtemel tetikleyici sebeplerinden biridir. Ayrıca Türkiye’nin depremlere karşı ne kadar hazırlıksız olduğunu açıkça ortaya çıkarmıştır.

Türkiye depremliliği özetlenirse, deprem doğuran fayların toplam uzunluğu 15 bin kilometredir. 5.5’ten büyük olan depremler yapısal hasar doğururlar. Ölümlere sebep olan depremler, genel olarak 6 ve 6’dan büyük olanlardır. 

Türkiye’de 5.5 ile 6 arasında her yıl iki deprem beklenmektedir. 6 ile 7 arası 3 ile 7 yılda bir beklenir. 7’den büyük olan çok şiddetli depremler 10 yılda bir tekrar geri dönerler. Türkiye’nin en aktif deprem bölgesi Kuzey Anadolu fay hattı civarıdır. Batıda Marmara Denizinin içine girer ve İstanbul’un hemen güneyinden geçer. İstanbul’u etkileyecek bir depremin olası olduğunu göstermektedir. İstanbul tüm vergilerimizin yüzde 47’sini ödeyen, en gelişmiş kentimizdir. Senelerin ihmaliyle, tüm diğer şehirlerimiz gibi hazırlıksız durumda bulunan İstanbul için olası bir depremde 40 bin ile 100 bin vatandaşımızı kaybedeceğiz.

100 bini aşkın ev yıkılacak. 800 bin ile 1 milyon aile depremden zarar görecek.. Maddi kayıplarımız, milli gelirimizin yüzde 10 ile 12’sine ulaşacak. İzmir kentimiz için de hasar boyutu sayısal olarak daha küçük, fakat benzer senaryolar bulunuyor...”

Son güncelleme: 10:00 28.02.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı