• Turkhane Logo

'Demirtaş'ı cezaevinde tutmanın matematiksel hesabı yapıldı'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), geçtiğimiz günlerde HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutulduğunu ve siyasi saiklerle sürdürülen tutukluğunun sona erdirilmesi çağrısında bulunmuştu.

10:18 26 Kasım 2018 Pazartesi
'Demirtaş'ı cezaevinde tutmanın matematiksel hesabı yapıldı'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), geçtiğimiz günlerde HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutulduğunu ve siyasi saiklerle sürdürülen tutukluğunun sona erdirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Demirtaşın avukatı Mahsuni Karaman ise, Demirtaşın cezaevinde tutulabilmesi için matematik hesabı yapıldığını ve gizli bir planın işletildiğini savundu. 

AİHM kararının ardından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise,AİHM’in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar işi bitiririz yorumunu yapmıştı. 

Karamana göre, şimdi yapılmak istenen Demirtaşın İstinaf Mahkemesinde bulunan dosyasından hüküm verilmesi için gizli bir planın yürürlüğe konması. 


Karaman, 23 Kasım Cuma günü, İstinaf Mahkemesindeki dosya için, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi Başkanlığı’na bir dilekçe verdi ve şu talepte bulundu:

Siyasi erkin, yargı makamlarına ve bu kapsamda, özellikle Dairenize yöneltildiğini düşündüğümüz emir ve talimat niteliğindeki açıklamasının Anayasal suç olduğunun altını çizerek, Dairenizden, Ülkede tarafsız ve bağımsız bir yargı merciinin bulunduğunu ortaya koyacak ve bu dosya kapsamında da ileride AİHS’in 18. maddesinin muhtemel ihlalini önleyecek şekilde tutum sergilemesini ve bu doğrultuda karar almasını saygıyla talep ederiz.

Karaman, dilekçesinde İstinaf Mahkemesinin Demirtaş’ın dosyasını AİHM’den bir gün önce incelediğini belirtti ve Demirtaşın cezaevinden çıkarılmaması için formül arandığını iddia etti.

Süreçle ilgili, Karaman şu yorumu yaptı:

Aslında aylar öncesinden farkındaydık böyle bir şey yapabileceklerini. AİHM kararı açıklanmadan da bu kaygımızı dile getirmiştim. Demirtaş’ın Ankara’daki son duruşmasında bu komplonun bir parçası olduklarını o heyetin yüzüne de söyledim. Bunun iki emaresi vardı, ilki, ana dosyada aynı mahiyette 17 suçlama (propaganda) birleştirilmesine rağmen İstanbul 26’ncı Ağır Ceza’daki bu dosyanın ayrı tutulmasıydı.

İkinci emare ise alt sınırı bir yıl olan bir suçtan dolayı Demirtaş’a 4 yıl 8 ay ceza vermeleriydi. Bu ikisi bu işin matematik hesabının yapıldığının açık kanıtıdır. Sayın Demirtaş’ın buradaki 3 yıl 6 ay gibi bir infazı söz konusu olacak. Ana dosyadan yatmış olduğu 24 ayı mahsup ettiğimizde de yine bir yıl 5 ay gibi bir süre cezaevinde kalacak. Sayın Demirtaş’ı kalan bir buçuk yılda da bu şekilde hükümlü tutup sonra diğer dosyalardan kendisine ceza yağdırmayı düşünüyorlar. Tüm bunlar, AİHM’in kararında belirtmiş olduğu siyasi saik ve motivasyonla yapılıyor. Her şeyin farkındaydık ve nihayetinde geldiğimiz yer burası!

Karaman, Demirtaş ile ilgili İstinaf Mahkemesine şu dilekçeyi verdi:

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO: 2018/2362Esas

BEYANDA BULUNAN : Selahattin DEMİRTAŞ


1 – Müvekkil, 04.11.2016 tarihinde tutuklanmış, tutuklu olarak yargılandığı dosyası Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde halen derdesttir.

2 – Müvekkilin tutukluluğunun hukuki temellerinin olmadığı, özgürlük ve güvenlik hakkının siyasi saik ve motivasyonlarla; İfade özgürlüğünün ve serbest seçim hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapmış olduğumuz başvuru, 20.11.2018 tarihinde karara bağlanmıştır.

AİHM, mezkur karar ile;

3 – Selahattin Demirtaş’ın tutuklandığı 4 Kasım 2016 tarihinden görevinin sona erdiği 24 Haziran 2018 tarihine kadar geçen bir yıl yedi ay ve 20 günlük sürede bir milletvekili ve muhalefet partisi eş genel başkanı olarak siyasi faaliyetlerini ve meclis çalışmalarını yerine getirmesinin imkansız kılındığını, bu nedenle Sözleşme’ye Ek 1 Numaralı Protokol’ün 3. Maddesinde düzenlenen serbest seçim hakkının ihlal edildiğine,

4 – Mahkeme, tutukluluk devam kararları verirken, başvurucu Demirtaş’ın tahliye talepleri reddedilirken ve Anayasa Mahkemesi tarafından bireysel başvuru reddedilirken Ceza Muhakemesi Kanunu’nda gösterilen ‘matbu’ gerekçeler dışında bir gerekçe gösterilmediğini, ayrıca, başvurucunun muhalif bir partinin eş genel başkanı olan bir milletvekili olarak yüksek düzeyde koruma gerektiren siyasi faaliyetlerini yerine getirmekten alıkonulmasının da hiç dikkate alınmadığını tespit etmiştir. Mahkeme ayrıca, Demirtaş’ın bu kadar uzun süre tutuklu kalmasını meşrulaştıracak bir gerekçe de ortaya konamadığını vurgulamıştır. Bu nedenle, Demirtaş’ın 23 ay boyunca tutuklu kalmasını sağlayacak yeterli gerekçe sunulmadığı için, Sözleşme’nin 5. Maddesinin 3. Fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir.

5 – Mahkeme, Demirtaş’ın siyasi nedenlerle tutuklandığına karar vererek, Türkiye’ye karşı bir dava da ilk kez, Sözleşme’nin 18. Maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme’ye göre, Demirtaş’ın, özellikle referandum ve cumhurbaşkanlığı seçimi gibi iki kritik seçim kampanyası döneminde gerekçe gösterilmeksizin tutuk halinin devamına karar verilmesi, çoğulculuğu ve siyasi tartışma yürütülmesini sınırlandırma amacı taşımaktadır ki bu durum sadece başvurucu Demirtaş’ın değil, bütün demokratik sistemin tehdit altında olduğunu göstermektedir ve demokrasi için çok ciddi bir sorun teşkil ettiğini,

6 – Mahkeme bu dava özelindeki yaklaşımı ışığında, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun devamının sözleşmenin 5/3. maddesi ile bağlantılı 18. maddesinin ihlalinin devamı anlamına geleceği ve bunun da devletin sözleşmenin 46/1. maddesi bağlamında Mahkemenin kararları ile bağlı olma yükümlülüğünü ihlal edeceğini,

7 – Bu sebeple, davanın özel şartları dikkate alındığında, bir ihlal bulunmuş olması ve Sözleşmenin 5/3. madde ile 18. maddeleri kapsamındaki ihlallerin derhal sona erdirilmesi için, Mahkeme devletin Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun, yeni bir delil ya da gerekçe ortaya konulmadığı sürece, mevcut ceza yargılaması kapsamında derhal sona erdirilmesini karar vermiştir.

8 – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararını açıkladığı 20.11.2018 tarihinde, karar ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN “Bu karar bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” şeklinde talihsiz ve aslında yargı makamlarına yöneldiğini düşündüğümüz talimat niteliğinde bir açıklamada bulunmuştur.

9 – Müvekkil Demirtaş, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, hukuka aykırı bir şekilde 4 yıl 8 aylık bir hapis cezası ile cezalandırılmış, yapılan İstinaf başvurusu nedeniyle iş bu dosya dairenizde derdest bulunmaktadır.

10 – AİHM kararının açıklanmasından hemen sonra Cumhurbaşkanınca yapılan “Bu karar bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” şeklindeki beyanın, esasen Dairenize yönelik olduğu, müvekkilin İstinaf incelemesi için Dairenizde duran iş bu dosyasının derhal karara çıkarılarak cezasının onanması talimatı niteliğinde olduğu yönünde çok ciddi kuşkular bulunmaktadır.

Zira;

11 –  Yaptığımız tespit ve araştırmalarda, Dairenize gelen iş bu dosyanın 25.10.2018 tarihinde Dairenize ulaşarak 2018/2362 Esas sayısına kayıt aldığı, Dairenizde İstinaf İncelemesi için bekleyen dosyalardan inceleme sırasının 1700 Esaslı dosyalar civarında olduğu, ancak olağandışı bir usul ile iş bu dosyamızın 19 veya 20 Kasım itibariyle ön inceleme için hakime atandığı anlaşılmıştır.

12 – AİHM kararı uyarınca, müvekkil Demirtaş’ın, tutuklu yargılandığı dosyadan tahliye edilmesi zorunluluğuna karşılık, Sayın Demirtaş’ın Cezaevinden çıkmaması için formüller arandığı, bu formülün, Cumhur Başkanının”hamlemizi yapar, işi bitiririz ” cümlesi ile somutlaştığı ve Mahkemeniz dosyasının geçirdiği olağandışı safahatin de bu bu konudaki kaygılarımızı teyid ettiğini üzülerek ifade etmek isteriz.

Sonuç Olarak;

Türkiye’nin de yargı yetkisini kabul ettiği Uluslararası bir yargı mercii tarafından, müvekkilin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiş olması, bu ihlalin arkasındaki saik ve motivasyonun “siyasi nitelikte” olduğuna vurgu yapmak suretiyle Sözleşmenin 18. maddesinin de ihlal edildiğinin tespit edilmiş olması ve Sözleşmenin 46. maddesindeki yükümlülüğe atıf yaparak bu ihlallerin gideriminin sağlanması kapsamında müvekkilin derhal serbest bırakılması gerekliliğine karşın;

Siyasi erkin, yargı makamlarına ve bu kapsamda, özellikle Dairenize yöneltildiğini düşündüğümüz emir ve talimat niteliğindeki açıklamasının Anayasal suç olduğunun altını çizerek, Dairenizden, Ülkede tarafsız ve bağımsız bir yargı merciinin bulunduğunu ortaya koyacak ve bu dosya kapsamında da ileride AİHS’in 18. maddesinin muhtemel ihlalini önleyecek şekilde tutum sergilemesini ve bu doğrultuda karar almasını saygıyla talep ederiz.          




Son güncelleme: 10:18 26.11.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı