• Turkhane Logo

[Cuma Karaman] Protesto hakkı

Ne protesto hakkı ne de kitlelerin protesto hakkından mahrum bırakılması sanıldığı gibi yeni bir konudur

16:11 11 Temmuz 2022 Pazartesi
[Cuma Karaman] Protesto hakkı
Ne protesto hakkı ne de kitlelerin protesto hakkından mahrum bırakılması sanıldığı gibi yeni bir konudur

CUMA KARAMAN 
İnsan ve hayvan haklarını savunmak, çevre kirliğine ve doğanın tahribine karşı çıkmak insani bir sorumluluktur. İnsanlar kötü yönetime karşı fikir ve düşünceleriyle muhalefet etme hakkına sahip oldukları gibi yürüyüş ve protesto hakkınada sahiptirler. Konuya İslami açıdan bakacak olursak bu tür eylemler, iyilikleri yaymak ve yaşatmak, kötülüklerden ise nehyetmek amaçlı eylemler olarak görülebilir. Bu da dinin inananlarına verdiği hem bir hak hem de önemli bir sorumluluktur. 
Hal böyle olduğu halde, İslam coğrafyasındaki demokratik niteliklerden mahrum birçok yönetim bu hakları engellemeye çalışarak çeşitli huzursuzluklara, gerginliklere ve çatışmalara sebebiyet vermektedir. Demokratik Batı toplumlarında ise, diğer birçok haklarda olduğu gibi, yürüme ve protesto hakkı yasal güvenceler altına alınmıştır. Bir gerilim ve çatışma konusu olmaktan çıkarılmıştır. Böylece, kitleler bir konuyu veya sorunu gündeme getirmek istediklerinde yürüme ve protesto haklarını rahatlıkla kullanabilmektedirler. Bizimkisi gibi geri kalmış veya bırakılmış toplumlarda yasalar halkın ihtiyaç ve taleplerine göre değil, egemen kesimlerin ihtiyaçlarına göre yapıldığı için diğer birçok hakka sahip olamadıkları gibi kitleler maalesef bu hakka da sahip olamıyor. 
Halbuki ne protesto hakkı ne de kitlelerin protesto hakkından mahrum bırakılması sanıldığı gibi yeni bir konudur. Tarihte bu konudaki tartışmaların pek çok örneğine rastlamak mümkündür. Mesela, yaşadığı devrin muktedirlerinin fikir hürriyetini ve protesto hakkını yasaklamalarına karşı mezhep imamlarından Ebu Hanife Hazretleri, fikir ve ifade hürriyetinden yana bir tavır almıştır. Kötü yönetime karşı halkın tenkitlerinin, eleştirilerinin ve hatta haklı gerekçelerle hakaretlerinin meşru olduğunu savunan Ebu Hanife, şiddete yönelmediği ve silah kullanılmadığı müddetçe protestoları cezayı gerektirecek fiiller arasında saymamıştır. Hatta fiiliyata dökülmediği müddetçe şiddet kullanma tehdidini bile bu kapsama almıştır. 
Ebu Hanife bu görüşüne delil olarak Hz. Ali’nin (r.a) hilafeti döneminde Küfe’de vuku bulan bir olayı göstermektedir: Hz.Ali (r.a) Küfe’de bulunduğu bir sırada pazar yerinde 5 şahıs kendisine alenen küfretmiş, içlerinden birisiyse daha da ileri gidip Hz. Ali’yi (r.a) ölümle tehdit etmişti. Bu şahıslar derhal yakalanmış ve Halife’nin huzuruna getirilmişlerdir. Devlet reisine sövmek ve ölüm tehdidinde bulunmakla suçlanmışlardır. Hz. Ali (r.a) ise yakalanan bu 5 kişinin derhal salıverilmelerini buyurmuştur. “Ama bunlar size hakaret ettiler” denildiğinde ise, cevap olarak “isterseniz siz de onlara hakaret edebilirsiniz” diye karşılık vermiştir. “Sizi öldürmeye niyetli olanı da mı bırakalım?” dediklerindeyse Hz. Ali “böyle söylediği için bu adamı öldürmemi mi istiyorsunuz?” diye mukabelede bulunmuştur.

Son güncelleme: 16:11 11.07.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı