• Turkhane Logo

CHP'li Toprak: Tahrik kampanyaları hazırlanıyor; inanan yok ama deneyecekler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koordinatör başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, AKP’nin “Ben gidersem felaket olur” algısı yayma çabasında olduğunu ve bunun için her yolu deneyeceğini söyledi.

08:57 29 Ağustos 2022 Pazartesi
CHP'li Toprak: Tahrik kampanyaları hazırlanıyor; inanan yok ama deneyecekler
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koordinatör başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, AKP’nin “Ben gidersem felaket olur” algısı yayma çabasında olduğunu ve bunun için her yolu deneyeceğini söyledi.


Toprak son dönemdeki festival iptalleri, pop sanatçısı Gülşen’in tutuklanması ve yaşam tarzına müdahale tartışmalarına ilişkin olarak ise arşivleme çalışmalarıyla ‘tahrik kampanyaları’ yapıldığını dile getirdi. 

Erdoğan Toprak, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) toplantısında provokasyon uyarısı içeren bir açıklamanın yayınlanmasını 7 Haziran 2015’e benzetmişti. Diken’in sorularını yanıtlayan Toprak bu görüşlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede AKP’nin algı yayma çabasında olduğunu, ancak bunun ‘nafile çaba’ olduğunu belirtti. 


Toprak, son dönemde Alevi kurumlarına saldırıları, festival yasaklarını ve yaşam tarzı tartışmalarını hatırlatarak seçmenin amacın farkında olduğunu söyledi. Toprak’a göre AKP ne yaparsa yapsın ‘sandıktaki hezimetten’ kaçamayacak. 

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun valilere mesajını da değerlendiren Toprak, Kılıçdaroğlu’nun valilere sorumluluklarını hatırlattığını söyledi. Toprak, CHP’ye çok sayıda usulsüzlük belge ve bilgisinin iletildiğine de dikkat çekti. 

Geçtiğimiz hafta yaptığınız değerlendirmede Cumhurbaşkanlığı YİK açıklamasının 7 Haziran 2015 seçimleri sürecinde yaşananları hatırlattığını belirttiniz. Nasıl bir benzerlik kurduğunuzu ve bunun nedenini açıklar mısınız? 

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyeleri eski TBMM Başkanları. Uzun süredir toplanmıyorlardı. Birden toplanıp böyle bir bildiri açıkladılar. Bildiriyi kaleme alan ve duyuran da Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı. Her iki açıklamasından birisi sosyal medya, dezenformasyon, provokasyon, saldırı vs. benzeri iddialar. Burada dikkatten kaçan bir şeyi vurgulamak isterim. YİK toplantısından bir gün önce de İletişim Başkanlığı ‘himayesinde ve desteğiyle’ iktidar kaynaklarından beslenen RTÜK’ten, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan, Dışişleri Bakanlığı’ndan, Basın İlan Kurumu’ndan fonlanan Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) ile ortaklaşa ‘Yeni Medya ve Dijital Terörizm Çalıştayı’ başlığı altında bir toplantı yapıldı. Açılışını yine Fahrettin Altun yaptı. Yine aynı iddialar, sosyal medya üzerinden dezenformasyon, saldırı, provokasyon, birlik-beraberliğe tehdit vs. Bunlar planlı hazırlıklar. Kamuoyu oluşturma, zihni altyapıyı kurgulama amaçlı. Bir şeyler hazırlayıp devreye sokacaklar sonra ‘biz demiştik, işte saldırılar başladı’ deyip, baskıları, kısıtlamaları genişletme yoluna gitmeyi hedefleyecekler.

HER YOLU DENEYECEKLER

YİK bildirisinde ‘’Kurul üyeleri, Türkiye seçim sathı mailine girdikçe sosyal medya kaynaklı dezenformasyonların ve milli birliğimizi zedelemeye dönük provokasyonların artabileceğini ifade ederek, ülkemiz ve milletimizle ilgili sadece sınırlarımız içinde değil yurtdışında da yoğunluk kazanacağı anlaşılan iftira kampanyalarına karşı alınacak tedbirler üzerine fikir teatisinde bulunmuşlardır” deniliyor. Toplantıya MİT Başkanı da katıldı. Bu yönde istihbarat mı var? Kaos-kargaşa çıkarılacağı mı saptandı? Raporumda da vurguladığım gibi, kanımca bu ifadelerden söylenenlerin tam tersini anlamak gerekiyor. Sürekli şekilde sosyal medya dezenformasyonlarından, provokasyonlardan, milli birliğe yönelik saldırı ihtimallerinden söz eden iktidarın yayınladığı YİK bildirisinde, tedirginlik yaratma amaçlı bu ifadeler, aksine 2015 Kasım seçimleri öncesine benzer hazırlıkların ‘Külliyede’ planlandığını düşündürüyor. 2015’te 7 Haziran’da AK Parti çoğunluğu kaybedince hükümeti kurdurtmadılar. Birdenbire ülkenin dört bir yanında terör saldırıları, intihar saldırıları, katliamlar başladı. Bombalar patladı. Sayın Davutoğlu ‘o zaman olanları açıklarsam bazıları insan içine çıkamaz’ diye MHP liderine ithamda bulundu, sonra ses seda kesildi. Benim değerlendirmem, iktidar seçimi kaybedeceğini anladığı için ‘ben gidersem felaket olur’ algısı yayma çabasında ve bunun için her yolu deneyecek. Biz zaten bunu görüyoruz. Ama bunlar nafile çabalar. Siyasi ikbal için milleti birbirine düşürerek bir şeyler elde etmeyi, iktidarda kalmayı planlamak bu ülkeye yapılabilecek en son ve en büyük kötülüktür. Sık sık anketlerde AKP’nin oylarında erime yaşandığı söyleniyor. 

Size göre 2015’te yaşadıklarımıza benzer bir süreç ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz nedir? 

Böyle bir ihtimal yaratmak, bu yönde hazırlık yapmak iktidarın ajandasında olabilir. Kaybettiklerini görüyorlar. Bir takım deneme-sınamalar, testler yapıyorlar. Cemevlerine saldırılar bunun bir denemesiydi. Soruşturma ne oldu? ‘Bir meczup’ dediler ardından kapattılar. Alevi yurttaşlarımız provokasyona gelmedi. Ancak hepimizin bildiği gibi aynı nehirde iki kez yıkanılmaz. Sezen Aksu’nun 2017’de yayınlanmış bir şarkı sözü üzerinden bizzat Cumhurbaşkanı bir linç kampanyası başlatmak istedi toplumsal tepkiyi görünce geri adım attılar. Şimdi Diyanet’in imamları, vaizleri devreye sokuluyor. Topluma, insanlara, bireylere, sanatçılara, yaşam tarzı, inanç üzerinden dayatmalar, tehditler yapılıyor. Bir şeyler tahrik edilmek isteniyor. Şu ana kadar istedikleri sonucu alamadılar. Kimse defalarca denenmiş bu senaryolara, oyunlara gelme niyetinde değil. Ama sonuna kadar deneyecekler anlaşılan.



 

Son güncelleme: 08:57 29.08.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı