• Turkhane Logo

ByLock'un Ergenekon davasıyla ilgisi ne?

ByLock'un ele geçirilip Türkiye'ye getirilmesinin ardından, imaj alma işlemi mahkeme kararı olmaksızın yapıldı. Yargıtay'ın Ergenekon davasındaki bozma gerekçelerinden biri de usule aykırı imaj alma işlemiydi...

17:30 09 Mayıs 2021 Pazar
ByLock'un Ergenekon davasıyla ilgisi ne?
ByLock'un ele geçirilip Türkiye'ye getirilmesinin ardından, imaj alma işlemi mahkeme kararı olmaksızın yapıldı. Yargıtay'ın Ergenekon davasındaki bozma gerekçelerinden biri de usule aykırı imaj alma işlemiydi...

Hizmet Hareketine yönelik davalarda  en önemli delillerden birisi ByLock...
Haberleşme programı olarak kullanılan ve Milli İstihbarat Teşkilatının 2016 yılında Litvanyadan  Türkiyeye getirdiği ByLockla ilgili yapılan çalışmalarla bu programın kullanıcılarına ulaşıldı.
Çıkartılan listelerde yer alan isimler hakkında, daha sonra düzenlenen operasyonlarda işlem yapıldı. 
Önce imaj sonra mahkeme kararı
Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının 11 Aralık 2018de Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderdiği ByLock Kronoloji Raporunda yer alan bilgiler, ByLock listelerinin delil olarak kullanılmayacağını itiraf ediyor. 
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20 Aralık 2018 tarihli kararında görüldüğü üzere, emniyetin Yargıtaya gönderdiği ByLock Kronoloji raporunda, ByLock verilerinin 29 Kasım 2016da imajının alındığı, ancak bu imaj alma işlemine yönelik mahkemeye sunulan talebin 2 Aralık 2016da kabul edildiği belirtiliyor.
Buna göre, ByLock listelerinin imajı, mahkeme kararı olmadan alınmış oluyor.
Ergenekonla ilişkisi ne?
Peki, ByLockta mahkeme kararı olmadan yapılan imaj alma işleminin Ergenekon Davasıyla ne ilgisi var?
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21 Nisan 2016 tarihli Ergenekon Davasına yönelik bozma kararında sunduğu gerekçelerden biri de, elektronik verilen imajının alınmasına yönelik... 
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin Ergenekon Davasına yönelik bozma kararında, dijital verilerin hakim kararı olmadan, usulüne uygun kopyalanmaması halinde, Kanuna aykırı delil durumuna düşeceği ve herhangi bir hukuki anlam içermeyeceği, şu ifadelerle anlatılıyor:
Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin haline getirilmesine hakim tarafından karar verilir.
..CMK’nın 134. maddesi uyarınca arama kararı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim tarafından verilir. Diğer koruma tedbirlerinin aksine, suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde dahi Cumhuriyet Savcısı bu kararı veremez. Cumhuriyet Savcısı tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan hal gerekçesiyle verilen arama kararına istinaden yapılan aramada elde edilen dijital delillerle ilgili sonrasında hakim tarafından el koymanın onanması ve CMK 134. madde uyarınca incelenmesi kararı verilse dahi, bu kararlar, savcı emri ile yapılan aramada elde edilen delilleri hukuka uygun hale getirmez. Zira, ceza muhakemesinde, ancak hukuka uygun yollarla elde edilmiş deliller soruşturma ve yargılamaya konu edilebilir, aksi halde, kanunda öngörülen usullerden birine dahi uyulmaması durumunda, elde edilen delil kanuna aykırı delil olacak ve herhangi bir hukuki anlam içermeyecektir.
Ergenekondaki şüpheleri doğurabilir
Yani, Ergenekon Davasında dijital verilerin imajlarının alınmasında uygulanan yöntemler nedeniyle adil yargılanmaya yönelik şüpheler, ByLocktaki usule aykırılık nedeniyle de ortaya çıkabilir.
Süreç nasıl işledi?
ByLock verilerinin imajının alınmasında ise, süreç şöyle işliyor:
- Milli İstihbarat Teşkilatı, ByLockun Litvanyada bulunan verilerini ele geçirip, Türkiyeye getirdi.
- ByLock verilerinin imajı, emniyet personeli tarafından 29 Kasım 2016da alındı.
- Elde edilen veriler, 2 Aralık 2016da incelenmeye başlandı.
- ByLock verilerinin yer aldığı hard disklerin imajının alınmasına, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 9 Aralık 2016da karar verildi. 
ByLock verileri gerekçe gösterilerek binlerce kişi tutuklandı 

Avukat Levent Mazılıgüney: İleride uluslararası yargı mekanizmalarında gündeme gelebilir
Avukat Levent Mazılıgüney, ByLocktaki durumun, ulusal yargı mekanizmalarında görmezden geliniyor olsa da, ilerleyen aşamalarda uluslararası yargı mekanizmanlarında gündeme geleceğini de ifade ederek, Delil hukuki olmazsa, o delil üzerinden yapılacak bütün işlemler de geçersiz olacaktır dedi. 
Bilirkişi, imaj verilerinin bozulmuş olduğunu belirtiyor
Milli İstihbarat Teşkilatının Litvanyada ele geçirdiği ByLock verilerinin delil güvenliği konusunda çok dikkatli olunarak yargıda kullanılabileceğini söyleyen Mazılıgüney, Verilerin orijinalinin bozulmamış olduğunun garanti edilmesi gerekir. Fakat, 29 Kasım 2016da imaj alınmış. Mahkemenin kabul kararı ise 9 Aralık  2016. Aynı gün bilirkişiye veriliyor. Bilirkişinin Temmuz 2017deki raporunda imaj verilerinin bozulduğu belirtiliyor ifadelerini kullandı.
İlk kullanıcılar ABDdeki sunucuda fakat orası ısrarla kontrol edilmiyor
15 Temmuz 2016daki darbe girişiminden 1 gün sonra hakim ve savcılara yapılan operasyonda, ByLockun gözaltı ve tutuklama gerekçesi olduğunu da biliyoruz. İlk listeler de 2016 yılının mayıs ayında hazırlanmıştı. diyen Mazılıgüney, Benim şöyle bir şüphem var diyerek sözlerine devam etti:
Gerçek ByLock listeleri gizleniyor mu? şüphesini arttıran bir durum söz konusu. Orijinal veriler üzerinde çalışılarak, bazı kullanıcılar çıkarılmışsa, veriler sonradan bozulmuş olabilir. Yani, Litvanyadaki sunucudan temin edilen veriler belki sağlamdı ve üzerinde çalışılırken bozuldu. Bu şüpheyi güçlendiren hususlardan biri de, ByLock sunucunun kullandığı IPlerin kontrolüyle ilgili. Bu IPler kontrol ediliyor ve bağlanma talebinde bulunanlara operasyon yapılıyor. Ama Litvanyadan önce bu sunucu ABDdeydi. Nisan 2014 ve Ağustos 2014 arasında ABDdeki IP belli. ByLockun ilk kullanıcıları, ABDdeki sunucuda belirli. Ama ısrarla kontrol edilmiyor.
İlk ByLock çalışmalarında bulunan bazı görevliler de ihraç edildi. Bunları alt alta koyduğumuzda, bu veriler Litvanyada belki de bozuk değildi, üzerinde çalışma yapılarak içindeki bazı isimler çıkarıldı şüphesi kuvvetli hale geliyor. 
Avukat Mazılıgüney, Ergenekon Davasında dijital verilerin usulüne uygun imajının alınmamasının, Yargıtayda bozma gerekçesi olduğuna da değinerek, ByLocktaki usule aykırı işlemin ilerleyen süreçlerde hak ihlali sonucuna neden olabileceğini ifade etti. 
 

Son güncelleme: 17:30 09.05.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı