• Turkhane Logo

Bürokratların Hakan Atilla davasından alması gereken dersler var!

Gazeteci-Yazar Adem Yavuz Arslan, Hakan Atilla davasından bürokratların alması gereken dersleri teker teker sıraladı.

15:30 08 Ocak 2018 Pazartesi
Bürokratların Hakan Atilla davasından alması gereken dersler var!
Gazeteci-Yazar Adem Yavuz Arslan, Hakan Atilla davasından bürokratların alması gereken dersleri teker teker sıraladı.

ABDda Reza Zarrab davası olarak bilinen davada yargılanan eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atila ile ilgili tavsiyeler sıralandı. TR7/24 isimli haber sitesinde Adem Yavuz Arslan, Erdoğana yakın bürokratların ders alması gereken noktaları tek tek yazdı.
Adem Yavuz Arslanın yazısındaki ATİLLA KARARINDAN DERSLER başlıklı kısımda yer alanlar şu şekilde:

Hakan Atilla’nın durumu aslında tüm Türk bürokrasisi için bir nevi ders mahiyetinde. Çünkü benzer durumda olan yüzlerce belki binlerce bürokrat var. Özellikle de son dönemin hukuksuzluklarına imza atan bürokratlar bu kapsamda.

İlk ders kesinlikle şu olmalı: Seviyesi ne olursa olsun bürokratların siyasilerin kayığına binmesi ya da ‘kudretli bürokratlar’ın kanatları altına sığınması onları kurtarmıyor. Yapmaları gereken tek şey hukuka tabi olmak. Eğer icraatlarında hukuka dayanmıyorlarsa er ya da geç hesap veriyorlar.

Bürokrasiye ikinci ders: Uzun yıllar çalışıp düzgün bir kariyer yapmış olabilirsiniz. Bu kariyeri korumak istemeniz de anlaşılabilir bir durum. Hatta bireysel olarak çok temiz yaşamış, rüşvete bulaşmamış olabilirsiniz. Fakat bu sizi kurtarmaya yetmiyor. Çünkü bireysel olarak hiçbir illegal işiniz olmasa bile size verilen kanunsuz emirleri uyguladığınız zaman o suçun parçası oluyorsunuz. Hakan Atilla örneğinde olduğu gibi, milyonlarca dolarlık rüşvet trafiğine bulaşmamış olabilirsiniz. Fakat gözünüzün önündeki suça dur demezseniz o suç sizi de yutuyor.

Bürokrasiye üçüncü ders: Bugün size ‘koçum aslanım’ deyip tabiri caizse gaz verenler fatura ödeme zamanı geldiğinde ortada olmuyorlar. Hakan Atilla’ya Zarrab’ın illegal işlerine zemin hazırlama görevini veren Süleyman Aslan ya da Zafer Çağlayan ortada yok mesela. Bu işlere ‘onay ve talimat’ veren Erdoğan da. Hakan Atilla günlerce mahkeme salonunda tek başına oturdu. Eşi ve ailesi bütün yükü tek başına üstlendi. Kirli ticaretten ceplerini dolduranlar ortada yoktu. Bugün ister gönüllü ister ‘zamanın ruhu böyle’ deyip istemeden de olsa Erdoğan ve AKP rejiminin illegal talimatlarını uygulayan bürokratları da aynı son bekliyor. Bir gün hukuk geri geldiğinde ya da hukukun işlediği bir ülkeye gittiklerinde hukuk önünde yalnız hesap verecekler. Geriye dönüp baktıklarında ‘Bana bu emirleri siz verdiniz, neden şimdi sahip çıkmıyorsunuz?’ diyebilecekleri bir siyasetçi ya da bürokrat bulamayacaklar.

Bürokrasiye dördüncü ders: Yaptığınız hukuksuz işler unutulmuyor. Hakan Atilla yargılanırken mahkemede gördük ki özellikle büyük devletler çok iyi kayıt tutuyor. Hakan Atilla kendisine sorulan birçok soruya ‘hatırlamıyorum’ diye cevap verdi fakat savcılık ve ABD hükümeti yapılan her görüşmenin her toplantının kaydını tutmuş. Bunlar mahkemede Atilla’nın önüne getirildi. Dolayısıyla bugünün bürokratları da şunu unutmamalı: Yaptığınız her işin bir kopyası bir yerlerde kayda girmiştir. Bu illa Türkiye içinde olmak zorunda değil. Dolayısıyla bugün yarın olmayabilir fakat günün birinde hepsi önünüze çıkar. Hakan Atilla’nın yıllar önce yaptığı toplantılara dair notları önünde görünce nasıl şaşırdığına şahit olmuş birisi olarak uyarmış olayım.

Bürokrasiye beşinci ders: Zarrab örneğinde olduğu gibi, iş tuttuğunuz, kirli işler çevirdiğiniz kişiler sizi çok kolay satabilir. Zarrab zamanında satın aldığı bürokratları, siyasileri başı sıkışınca hemen sattı. Her ne kadar ‘en güçlü ortaklık suç ortaklığıdır’ dense de inanmayın, suç ortaklarınızın sizi bir gün satacağını ve hukuk önünde aleyhinize konuşacaklarını unutmayın.

Bürokrasiye altıncı ders: 17 Aralık’ın polis şeflerinden Hüseyin Korkmaz örneğinde olduğu gibi her zaman bir ‘deli fişek’ çıkar. Güç elinizdeyken zulmettiğiniz, hayatını zehir ettiğiniz bir bürokrat risk alıp tüm suç yapılanmasını ortaya dökebilir. Zarrab’ın dediği gibi ‘rüşvete meyilli herkesin bir fiyatı vardır’ fakat rüşvet almayacak bir memurun da fiyatı yoktur. Hiç ummadığınız bir memur kurduğunuz mükemmel sistemi darmadağın edebilir. Bizzat dönemin başbakanının ‘onay ve talimatı’ ile dönemin siyasilerinin gözetiminde, genel müdüründen alt seviye yöneticilerine kadar ‘dört dörtlük bir örgütlenme’ yaparsınız, fakat yeni mezun olmuş bir polis ya da satın alamayacağınız bir gümrük memuru bütün çarkınızı bozabilir. O yüzden kurduğunuz suç örgütünün mükemmelliğine güvenmeyin.

Uzun lafın kısası şu: Siyasetçilerin ‘talimatı ben verdim’, ‘benim valim, benim bürokratım’ demelerine kulak asmayın. Hukukun dışına çıktığınız zaman hesabını çok ağır şekilde ödeyeceğinizi bilin. Bugün olmazsa yarın. Türkiye’de olmazsa başka bir ülkede. Hele hele işkence gibi insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmadığını asla unutmayın.

Duruşmaları ilk günden itibaren yerinde ve yakından izleyen bir gazeteci olarak bürokratlara şunu da tavsiye edeyim: Hakan Atilla kararının bir çıktısını alın. Çerçeveletip her daim görebileceğiniz bir yere asın. Eğer siyasetçiler veya amiriniz olan bürokratlar sizden hukuksuz bir iş isterse o karara bakıp cevap verin.

Son güncelleme: 15:30 08.01.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı