İslam aleminde önemli günlerden biri olarak değerlendirilen Hz. Muhammedin (sav) dünyaya teşriflerinin yıl dönümleri Mevlid Kandili olarak kutlanıyor.
Bu gece Mevlid Kandili... Efendimiz (S.A.S)in kutlu doğumunu bu gece idrak ediyoruz. Peki Mevlid Kandilini nasıl değerlendirmeliyiz? İşte Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin daha önce yayımlanan Bamteli sohbetinden özel bölümler...
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, Mart 2008de Herkul.org sitesinde yayınlanan İnsanlık onunla yeniden diriliyor isimli sohbetinde, kainatın efendisi Peygamber Efendimiz (S.A.S) doğduğu gecenin salât-u selamlar ve dualarla geçirilmesi gerektiğini anlatmıştı.
Fethullah Gülen Hocaefendi, İnsanlık onun vilâdetiyle dirilmişse, bizim de ondan hissemiz olması lazım, dirilmemiz lazım. Onun her sene vilÂdet gününde bir kere dirilmemiz lazım. Salât-u selam okuruz bolca. Salât-u selam makbul bir duadır. Ve bu arada kendi kusur ve seyyiÂtımızı nazar-ı itibara alarak onları da salÂt-u selamlar arasına istiğfÂr şeklinde Allahtan yarlığanma dileği, günahların setredilmesi dileği şeklinde sıkıştırarak ifade etmeye çalışırız. O geceyi boş geçirmeyelim diyoruz ve nitekim hocalarımız diyorlar çok namaz kılın, istiğfÂr edin ve bunlar zaten temelde dinde olan şeyler. diye konuştu.
Hocaefendi, mevlid gecesini idrak anlamında Ona en yakın Sahabi efendilerimiz gibi derinlemesine heyecan duymaya çalışmak gerektiğini şu sözlerle dile getirdi:
Biz de onu yeniden bir kere daha o vilâdeti gününde bir kere daha içimizde duyalım derinlemesine, hepimiz bir kere daha muvakkaten dahi olsa bir Ebubekir olalım, bir Ömer olalım, bir Osman olalım, bir Ali olalım. Emret ya Resulallah berk-i gımada kadar demesini bilelim. Öl de ölelim. O ruh haletini elde etme, bu çok önemlidir Allah nezdinde. Bunları tartacak kantar yoktur. Bunlar öbür aleme intikal ettiğinde sizin hasenat hanenize öyle sevaplar şeklinde yazılır ki Hz. Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafaya karşı duyulan heyecan.
Hocaefendi, Kainatın efendisinin Efendimizin adının anıldığı her yerde Allahın izniyle bulunacağını söyledi.
Bir yerde ondan bahsediliyorsa o oraya nuraniyeti sırrıyla, o perispirisiyle, dublesiyle veya vücud-u cavidÂnisiyle akseder orada. Kim ne diyor, ne duyuyor, ne hissediyor, onları sizinle beraber dinler. diyen Hocafendi, Bu açıdan da anıldığı yerde onu var hissetmek lazım. Nam-ı celilinden bahsedildiği yerde, var olduğunu düşünmek lazım. Hele öyle heyecan tufanı, ağlama tufanı, gönüller çatlarcasına ona yönelme tufanı yaşandığı bir yerde olmaması düşünülemez, Allahın izniyle. ifadelerini kullandı..