• Turkhane Logo

BM Özel raportörü: İşkence için herhangi bir mazeret olamaz

Birleşmiş Milletler İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Özel Raportör Prof. Nils Melzer, İstanbul’da katıldığı bir panelde "İşkence için herhangi bir mazeret olamaz" dedi.

01:21 25 Kasım 2018 Pazar
BM Özel raportörü: İşkence için herhangi bir mazeret olamaz
Birleşmiş Milletler İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Özel Raportör Prof. Nils Melzer, İstanbul’da katıldığı bir panelde "İşkence için herhangi bir mazeret olamaz" dedi.





Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi ile Küyerel Düşünce Enstitüsünün ‘21. Yüzyılda İnsan Hakları ve Kötü Muamele’ konulu konferansında konuşan BM Özel Raportörü Melzer,  21 yüzyılda üzerinden insan haklarını konuştukları İstanbul Protokolü’nün İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin temel bir dokümanı olduğunu söyledi.


Beyanname’nin maddelerine bakıldığında 2. Dünya Savaşı’nın küllerinden doğduğunu belirten Melzer, “Beyanname insanlığa yapılan barbarca hareketlerden sonra ortaya çıkmıştır. İnsan hakları lüks değerler bütünü değil, her şeyin temelidir. Siyasetten ve ekonomiden de daha önemlidir.  Beyanname’nin 5. Maddesi de ‘Kimse işkenceye, zalimane muameleye maruz kalmaması gerekir’ der. İşkence mutlak ve tartışmasızdır. İşkence için herhangi bir mazeret olamaz” diye konuştu.

İşkence ve kötü muamelenin hala dünyanın birçok yerinde cezasız kalabildiğini ifade eden Melzer, bunun nedenlerinin 5 temel nokta üzerinden açıklanabileceğini belirtti. 

Melzer, bu konuda şunları söyledi:

“Uluslararası anlaşmaların onaylanması ve bunların uygulanması yetersizliğidir. Bunların uygulanması noktasında boşluklar var. Cezasızlıkla sonuçlanmasının doğrudan ya da dolaylı zorlukları da var. Geçerliliğine meydan okunuyor. Şiddete ve ayrımcılığa dayalı söylemler ortaya çıkmaya başladı. Şiddete odaklı sonuçları oluyor bunların. Bunları gerçekleştiren de devlet dışı aktörler. BM Genel Kurulu’na sunduğum tavsiyeler de bunlardı.”

Türkiye’yi resmi olarak en son 2 yıl önce ziyaret ettiğini ve bu ziyaretinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından olduğu bilgisini veren Melzer, yaptığı görüşmeler ve yaşanan ihlaller açısından Türkiye’nin bir travma dönemi yaşadığını tespit ettiğini ifade etti.

Melzer, darbe zamanında Türkiye’nin uluslararası camiada çok fazla eleştirildiğini de sözlerine ekledi.

Hükümet yetkililerinin kendisine ‘işkenceye sıfır tolerans’ gösterdiklerini ilettiğini ve bunu kendilerinin de deneyimlediklerini dile getiren Melzer, konuşmasını “Türkiye’ye şunu hatırlatmak isterim, sivil toplumun ve insan hakları savunucularının ne kadar önemli işler yaptıklarını görsünler. İnsan hakları bizim düşmanımız değil, toplumun önemli saç ayaklarındandır. Hem yerel hem de uluslararası soruşturmalara izin vermemiz gerekiyor” sözleriyle noktaladı.

Melzerin sözleri basında, İnsan hakları tartışmaya açık değil ama böyle kötü kriz dönemlerinde insan hakları ihlal edilebilir şeklinde aktarılınca BM raportörü sosyal medya hesabından haberlere itiraz etti.

Melzer, toplantıda “İnsan hakları anlaşmaları kriz zamanlarında bazı haklarda kısa dönemli askıya almalar öngörse de, işkence asla kabul edilemez” dediğini aktardı.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiyede ağır işkence iddiaları ayyuka çıkmıştı. İşkence iddialarının ardından ise Birleşmiş Milletler İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Özel Raportörü Nils Melzer, Türkiyede incelemelerde bulunmuştu. Melzerin raporunda işkence iddiaları detaylı olarak yer almıştı.

Melzer raporunda, işkence ve kötü muamelenin Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası birçok sözleşmeyle yasaklandığını hatırlatıyor. Ancak buna rağmen özellikle 2015 yılın ortalarından itibaren işkence ve kötü muamelede ciddi bir artışın yaşandığına dikkat çekiyordu.

Türkiye’de beyan edilen hükümet politikası ile pratikteki uygulaması arasında ciddi bir kopukluk olduğunu ifade eden Melzer, “Özellikle, 15 Temmuz 2016 başarısız darbenin hemen ardından ve ülkenin güney doğusundaki şiddet olaylarda meydana gelen yaygın işkence ve diğer kötü muamele türlerine ilişkin ısrarcı iddialara rağmen, konuyla ilgili resmi soruşturma ve kovuşturmalar son derece nadir görülmektedir. Bu durum işkence ve diğer kötü muamele biçimlerinin fiilen dokunulmazlığına ilişkin güçlü bir algı yaratmaktadır” diyordu.

 

Son güncelleme: 01:21 25.11.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı