• Turkhane Logo

Bir helikopterden atma vakası ve 90’ların suskunluğu

Askerler tarafından gözaltına alındıktan birkaç saat sonra ağır yaralı olarak hastaneye götürülen ve hastane raporunda “helikopterden düşme” yazılan iki köylüden Servet Turgut hayatını kaybetti.

15:43 30 Eylül 2020 Çarşamba
Bir helikopterden atma vakası ve 90’ların suskunluğu
Askerler tarafından gözaltına alındıktan birkaç saat sonra ağır yaralı olarak hastaneye götürülen ve hastane raporunda “helikopterden düşme” yazılan iki köylüden Servet Turgut hayatını kaybetti.



Turgut 20 gündür yoğun bakımdaydı. Diğer köylü Osman Şiban ise taburcu oldu ancak hafızasını kaybettiği için neler olduğunu hatırlayamıyor.

BOLD Medyadan Cevheri Güvenin habeirne göre Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine Yoğurtlu mezrasında 11 Eylül 2020’de Servet Turgut(55) ve Osman Şiban (50), askerler tarafından gözaltına alındılar. İki köylü, birkaç saat sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ağır yaralı halde götürüldü. Yoğun bakıma alınan iki köylüden aileleri ancak iki gün sonra haber alabildi. Hastaneye giden aileler ve avukatların Şiban ve Turgut’u görmelerine de iki gün boyunca izin verilmedi.


Gözaltına alındıktan birkaç saat sonra hastaneye ağır yaralı biçimde götürülen köylülere ne olduğuna ilişkin ilk bilgi HDP Milletvekili Murat Sarısaç’ın görgü tanıklarına dayandırarak yaptığı açıklamada yer aldı. Sarısaç, “Görgü tanıkları iki kişinin helikopterden atıldığını aktardılar” bilgisini paylaştı ve “Helikopterden atılsın veya atılmasın gerçek şu ki, ikisi de köyünde, arazilerinde çalışırken askerler tarafından alınıp, işkenceyle bilinçlerini kaybedip yoğun bakıma alınacak hale getiriliyorlar” dedi.

/
Servet Turgut

İLK FOTOĞRAF

17 Eylül’de Osman Şiban’ın yoğun bakımdan çıkartılması üzerine ailesine görüş izni verildi. Ailesinin paylaştığı fotoğrafta Şiban’ın suratında ve gözlerinde morluklar olduğu ve gözlerinin kanla dolu olduğu görüldü. 23 Eylül’de bu kez Servet Turgut’un yoğun bakımda çekilen fotoğrafı kamuoyuna yansıdı. Turgut’un solunum cihazına bağlı olduğu, yüzünün kan ve morluklar içinde olduğu görüldü.


Osman Şiban

İLK RAPOR: YÜKSEKTEN DÜŞME

Ailesi ve avukatlarının iki köylüye ne olduğuna ilişkin araştırmasında ilk bilgi hastane raporunda yer aldı. Servet Turgut’a dair hazırlanan raporda, “İsimsiz hasta yüksekten düşme sebebiyle getirildi. Entübe hasta” notu yer aldı. Hastanenin bu notu, Şiban ve Turgut’un “helikopterden atıldıkları” iddiasını güçlendirdi.

EPİKRİZ RAPORU: HELİKOPTERDEN DÜŞME

Mezopotamya Ajansı birkaç gün sonra Osman Şiban’ın Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı E.B. imzasını taşıyan epikriz raporunu yayınladı. Raporda, Şiban’ın “Helikopterden düşme sonrası yaralanma” şikayetiyle hastaneye getirildiği ortaya çıktı. Raporun devamında, “… hasta olay günü acil uzmanınca helikopterden düşme sonrası yaralanma sonrası acile getirildiği belirtilerek yerinde ekonsultasyon (tanı konulmak) istenmiştir. Hasta acilde görülmüştür” ifadelerine yer verildi. Böylece “Helikopterden atıldılar” iddiasının olayın yaşandığı gün resmi rapora geçtiği ortaya çıktı.

GÖRGÜ TANIKLARI: GÖZALTINA ALINDIKLARINDA SAĞLIKLIYDILAR

Osman Şiban’ın kardeşi Cengiz Şiban, olay günü yaşadıklarını Mezopotamya Ajansına anlattı: “Helikopter köyün ortasına iniş yaptı ve askerler bizi çağırdı. Meydanda diz çöktürdüler. ‘Buraya terörist gelmiş’ dediler. Biz de ‘bilmiyoruz ve görmedik’ dedik. Yetkililerden biri kimliklerini Kimliklerimizi alıp, ‘Biz köyden gidene kadar burada diz çökeceksiniz, gittikten sonra ayağa kalkacaksınız’ dedi. Askerler akşam saatlerinde bir kez daha mahalleye geldi. Servet Turgut’u köy meydanına getirdiler. Osman Şiban’nın kim olduğunu sordular. Osman da kendisini gösterdi. Osman’ı da Servet’in yanına götürdüler. Kimlik istedikten sonra ikisini de götürdüler. Arkalarından gittik. Yetkili birisi, bize silahı doğrultarak, ‘gelmeyin, gelirseniz sizi tararız’ dedi. Osman ve Servet’i yaka paça helikoptere attılar.”

OSMAN ŞİBAN İFADE VEREMEDİ

Osman Şiban, 20 Eylül’de hastaneden taburcu edildi ve köyüne götürüldü. Ancak hafıza kaybı nedeniyle yaşadıklarını hatırlayamıyordu. 22 Eylül’de Şiban, polisler tarafından evinden alınarak Askeri Hastaneye götürüldü. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Şiban’ın ifade verip vermeyeceği konusunda hastaneden rapor istedi. Askeri hastanede yapılan muayene üzerine Şiban’ın ifade verecek durumda olmadığı “yer, zaman ve kişileri tanıma yetisinin halen yerinde olmadığı” belirtildi. Rapor üzerine Şiban’ın tekrar tedavi altına alındı. Aile avukatları, Şiban’ın askeri değil devlet hastanesinde tedavi edilmesi için başvuru yaptı.

SERVET TURGUT HAYATINI KAYBETTİ

20 gün boyunca yoğun bakımda tutulan Servet Turgut 30 Eylül’de hayatını kaybetti. Turgut 7 çocuk babasıydı. Servet Turgut’un yoğun bakımda çekilen tek fotoğrafında yüzündeki morluklar görülüyordu.

VAN VALİLİĞİ: KAYALIKTAN DÜŞTÜ

Türk medyası konuya ilgi göstermezken, olay Twitter’da TT oldu. Ardından Van Valiliği’nden açıklama geldi. Valilik, Çatak ilçesinde operasyonuna çıkan askerler tarafından gözaltına alınan Servet Turgut hakkında  “dur” ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı esnada kayalık alanda düştüğü ve yaralandığını belirtildi.

Görgü tanıklarından Cengiz Şiban ise Turgut ve Şiban’ın sağlıklı bir şekilde gözaltına alınarak helikoptere bindirildiğini söyledi. Görgü tanıkları, Turgut’un saman çuvallarının yanında olduğu sırada gözaltına alındığını kaydetti. Turgut’un gözaltına alındığı bölgede kayalık olmadığı da kısa sürede ortaya çıktı.

HDP VALİLİĞE CEVAP VERDİ

HDP olayı araştırmak için milletvekillerinden bir heyet oluşturup Van’a gönderdi. Van Valiliğinin “gözaltı usulüne uygun olarak yapıldı” açıklaması üzerine heyet adına basın açıklaması yapan HDP Gurup Başkanvekili Saruhan Oluç, Valiliğin işkencenin üzerini örtmeye çalıştığını söyledi.

Oruç şöyle konuştu:  “Van valisi yaptığı açıklamada iki yurttaşın usulüne uygun şekilde gözaltına alındığını söylüyor. Yani vücut travması, çok sayıda kırık, iç kanama, beyin kanaması, kafa travması, bir diğerinde ise hafıza kaybı yaşanmış. Ama valilik usulüne uygun alındığını söyleyerek olayı gizlemeye çalışıyor. Hayır, bu insanlar usule uygun bir şekilde alınmamışlar. Bu insanlara çok açık bir şekilde işkence yapılmış. Van valisinin görevi yapılan işkenceyi gizlemek değil, yapılmış olan bu işkenceyi ve insanlık suçunu açığa çıkarmaktır. Bunu yapmış olanların, bunun emrini vermiş olanların hukuken soruşturmaya uğramalarını sağlamaktır. Ama Van valisi olayı örtmeye çalışıyor. Buradan soruyoruz; Bu işkencenin emrini kim verdi ve kim uyguladı? Bu işkence emrini kimler örtbas etmeye çalışıyor?”

HDP Milletvekili Rıdvan Turan ise heyet olarak hastane başhekimleriyle yaptıkları görüşmelerde, iki köylünün yüksekten düştüğünü kendilerine ifade edildiğini belirtti ve yapbozun parçalarının yavaş yavaş bir araya geldiğini söyledi. Olayın devlet eliyle bir cinayete tam teşebbüs olduğunu dile getiren Turan, “Bunu hastanenin verdiği yüksekten düşme raporu, başhekimin yüz üstü düştüğü ifadesi ve çoklu travma tanısına dayanarak söylüyorum. Bu durumlar darpla olmaz yani ancak şiddetli bir şekilde yüksekten düşmeyle olur. Görgü tanıklarının ifadelerinde zaten bu insanların helikoptere bindirilinceye kadar sağlam olduklarına yöneliktir.

HDP’liler basın açıklamasını polis ablukası altında yapmak zorunda kaldılar. Polis önce HDP’lilerin hastaneye girişini engelledi. Milletvekili heyeti güçlükle hastaneye girip bilgi alabildi, ardından basın açıklaması sırasında polis kalkanlarıyla milletvekili grubunun etrafını çevirdi.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ DOSYAYI İNCELEDİ

Uluslararası Af Örgütü de olaya müdahil oldu ve Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atılmalarına ilişkin Türkiye yetkililerine mektup gönderdi.

“İki kişinin helikopterden atıldığı iddiası da dahil olmak üzere bu ciddi iddialar derhal, bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturulmalıdır” denilen mektupta, Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği hastane raporlarının, bu kişilerin yüksekten düştüklerine işaret eden yaralanmaları olduğunu gösterdiğine vurgu yapıldı.

Raporda şöyle denildi: “Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği hastane raporları, ikisi de ağır yaralanmış olan Turgut ve Şiban’ın 11 Eylül’de saat 21:30 civarında ‘yüksekten düştükten’ sonra hastaneye getirildiğine işaret ediyor. Hastane raporu Osman Şiban’ın boynunda yaralanma (atlantoaksiyal subluksasyon) olabileceğini, dirseklerinde ve dizlerinde çürük (ekimoz) ve şişlik olduğunu, her iki gözünün ağır hasar gördüğünü, ayrıca Şiban’ın ‘anlamsız konuşmaları’ olduğunu ve oryantasyon bozukluğu sergilediğini gösteriyor. Osman Şiban’ın avukatı, Uluslararası Af Örgütü’ne, Şiban’ın kısmi hafıza kaybı yaşadığını aktardı. Avukatın bildirdiğine göre, Şiban ailesine jandarma görevlileri tarafından dövüldüklerini söyledi. Servet Turgut’un hastane raporu ise gözleri ve kulaklarının yaralandığını ve ‘düşüş’ sonrasında ellerinde ve göğüs boşluğunda aşınmalar oluştuğunu gösteriyor. Osman Şiban 20 Eylül’de hastaneden taburcu edildi. Avukatının bildirdiğine göre 22 Eylül’de onlarca jandarma Şiban’ın evine giderek onu bir askeri hastaneye götürdü. Hastanede Şiban’a Kovid-19 testi yapıldı ve yetkililere resmi ifade vermeye uygun olmadığını belirten bir hastane raporu çıkarıldı. 23 Eylül’de Şiban, Mersin’de yaşayan ailesinin evine götürüldü. Avukatı, Uluslararası Af Örgütü’ne, Osman Şiban hakkında resmi bir gözaltı emri bulunmadığını, ancak Şiban ve Turgut hakkında bir ceza soruşturması açıldığını, işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin başka bir ceza soruşturmasının da Van Başsavcılığı tarafından açıldığını doğruladı. Her iki soruşturma üzerinde de gizlilik kararı olduğu için avukatlar müvekkilleri hakkındaki dosyalara erişemiyor. Valiliğin açıklaması, gözaltılara tanıklık eden ve her iki kişinin helikoptere bindirilirken sağlıklı olduğunu belirten köylülerin aktardığı olay örgüsüyle ve hastane raporlarıyla büyük ölçüde çelişmektedir”

HELİKOPTERDEN ATILMA 90’LI YILLARDA RAPORLARA KONU OLDU

Devlet ve PKK arasındaki çatışmaların sıcak olduğu 1990’lı yıllarda helikopterden atma olayları ilk kez gündeme geldi.  İnsan Hakları İzleme Örgütü Silah Projesi (Human Rights Watch Arms Project) tarafından hazırlanan ve 1995’de yayınlanan “Türkiye’ye Silah Transferleri ve Savaş Yasaları İhlalleri” başlıklı raporda 14 Mayıs 1994 yılında yaşanan helikopterden atma olayı yer aldı.

Rapordaki bilgilere göre: PKK’lı oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan üç kişi 14 Mayıs 1994’te saat 11 sırasında Cobra tipi bir helikoptere bindirildi ve Lice Yatılı Bölge Okulu’nun karşısındaki pistten havalandı. Helikopterde bulunan gözaltındaki üç kişiden biri olan T.P. sonrasında yaşananları raportöre şöyle anlattı:

“Uzman çavuş, Abdurrahman’a kapının yanında durmasını emretti ve ‘Öteki dünyada bana da yer ayır’ diyerek adamı ölümüne itti. Abdurrahman aşağı atılmadan önce, uzman çavuş geride kalan üç tutsağa helikopterin sağ tarafındaki pencereden seyretmelerini emretti. Daha sonra Bermal’e kapının yanına gelmesini ve giysilerini çıkarmasını emretti. Bermal reddetti ama çavuş yine de elbiseleri yırttı. Çıplak vücudunu elledi, aşağılayıcı cinsel sözler sarf ederek onu s..mek istediğini söyledi ve kızı kapıdan itti. Uzman çavuşun seyretme emrine itaat etmedim. Bakmak çok dehşet vericiydi, gözlerimi kapadım. Nasılsa öldürüleceğimi biliyordum. Zelal de soyulup aşağılandı ve helikopterden atıldı. İstedikleri bilgileri vereceğimi söyleyerek canımı kurtardım.”

MEDYA 90’LARDAKİ GİBİ SUSKUN

Helikopterden atılma iddiası Türk medyasında tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi yer bulmadı. İktidar partisi AKP’den konuyla ilgili hiçbir açıklama gelmedi. Muhalefet partileri de aynı sessizlik içinde. Olayı HDP Milletvekilleri siyasetin gündemine taşımaya çalışıyorlar. Muhalefet partilerinden  DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Yeneroğlu, Bakan Akar’a 6 soru yöneltti:

Osman Şiban ve Servet Turgut isimli vatandaşlarımız, askeri helikoptere hangi gerekçe ile bindirilmişlerdi? Haklarında herhangi bir soruşturma ve gözaltı kararı var mıdır?

Vatandaşlarımız hastaneye kim tarafından götürülmüştür?

Vatandaşlarımızı hastaneye götüren kişiler neden ‘helikopterden düşme’ şeklinde bir beyan ile kayıt yaptırmışlardır?

Vatandaşlarımızın helikopterden atılma iddiaları doğru mudur?

Vatandaşlarımız hakkında darp ve işkence yapıldığı iddiaları doğru mudur?

Söz konusu olayla ilgili olarak bakanlığınız nezdindi herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?



Kaynak: BOLD

Son güncelleme: 15:43 30.09.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı