• Turkhane Logo

Bin 605 hasta mahpus var: ‘Cezaevlerinde her an bir kırım olabilir’

CHP Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bu konuda “Cezaevlerinde her an bir kırım olabilir” uyarısını yapıyor.

13:07 07 Mayıs 2020 Perşembe
Bin 605 hasta mahpus var: ‘Cezaevlerinde her an bir kırım olabilir’
CHP Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bu konuda “Cezaevlerinde her an bir kırım olabilir” uyarısını yapıyor.



Koronavirüs salgını henüz kontrol altına alınamazken cezaevlerinde vakaların görülmeye başlamasıyla yeni bir tehlike kapıda. İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre koronavirüs salgını sürerken cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Virüs nedeniyle de hasta mahpuslar ciddi risk altında.

İHD Hapishane Komisyonu üyesi Nuray Çevirmen Aykol da hasta mahpusların bağışıklık sisteminin çok zayıf ve salgına karşı korunmasız olduğuna dikkat çekiyor. 


Akyol “Kronik, akciğer, yüksek tansiyon, kalp ve kanser gibi hastalıkları olan mahpusların yaşamı salgın ile birlikte ciddi risk altında. Bu mahpuslar salgına karşı korumasız durumdalar. Rutin kontrol veya yaşamını başkasının desteği ile devam ettirebilen ve acil durumda tedavileri gereken mahpuslara, doktora gittikleri takdirde, salgın gerekçesiyle, 14 gün tek başına bir koğuşta tutulacakları söyleniyor ve bu nedenle hastaneye gidemiyorlar. Ya da cezaevi idaresi göndermiyor” ifadelerini kullanıyor.

Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen hâlâ cezaevinde olan ağır ve yaşlı hasta mahpuslar da var.

Ayrıca devlet hastaneleri ve tam teşekküllü üniversite hastaneleri tarafından verilmiş ama ATK tarafından onaylanmayan “cezaevinde kalamaz” raporuna sahip olanlar da bulunuyor.

Akyol, “İnfaz yasasında, yaşamını başkasının desteği ile devam ettirebilen hasta mahpuslar arasında eşitsizlik meydana getirdi. Acil olarak tüm hasta ve yaşlı mahpuslar serbest bırakılmalı” diyor.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Berivan Korkut da, salgın nedeniyle suç tipi ve siyasi görüş gibi ayrımlar yapılmadan bütün hasta ve risk grubundaki mahpusların ceza ertelemesine tabi tutulması gerektiğine dikkat çekiyor. 

Berivan Korkut, “İnfaz paketinde hasta yada risk grubunda olan mahpuslar ile ilgili özel bir düzenleme olmadı. Bu mahpusların acil olarak tahliyesi için bir an önce çalışmalar başlamalı. Bunun için ciddi bir yasa değişikliğine de gerek yok. Var olan yasa da esneme yapmak yeterli olur” diyor.

Korkut, ATK’nin “cezaevinde kalamaz” raporuna onay verme gerekliliği yerine, üniversite ve devlet hastanelerinin raporlarının da yeterli görülebileceği önerisinde bulunuyor.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da şunları söylüyor:

“Korona ile birlikte hastaneye, doktora ulaşma zorluğu ile ilgili çok daha fazla şikayet gelmeye başladı. Sağlık koşullarına ulaşma hakkı, beslenme, izolasyon ve dezenfeksiyon konusunda büyük sıkıntılar var. Adalet Bakanlığı’nın hasta tutuklu ve hükümlüler için istatistik tutmuyor. Salgının etkisi azalmış değil. Gereken düzenlemelerin acilen yapılması gerekiyor. Cezaevlerinde her an bir kırım olabilir. Hasta eğer hükümlü ise Cumhuriyet savcıları infaza ara verecek bir sorumluluğu geliştirilmesi lazım, eğer tutuklu ise hakimler tutuklamanın yerine geçecek adli kontrol yöntemleri uygulanması gerekiyor. Savcılık makamları ve mahkemeler, böyle bir dönemde takdir haklarını kullandıklarında kimse, ‘niye hakkını böyle kullandın’ demez.”

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Adalet Bakanlığı’nın cevaplaması için verdiği soru önergesinde, kalın bağırsak kanseri ile omurilik erimesi olan ve verem tedavisi gördüğü kaydedilen İzmir Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan Mehmet Salih Filiz’ ile ilgili bir mektuba yer verdi. Filiz’in kardeşinin gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alıyor:

“Kardeşim, salgın da cezaevinde kalma koşulu bulunmamakta ve sağlık durumu kritik olup tedavisi yapılamamakta. Şöyle ki kardeşim Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndayken doktorlar kanser hastalığının ilerlememesi için kendisine emtia adı altında bir iğne uygulanması kararı verdi fakat bu süreçte kardeşim İzmir Ödemiş T Tipi Cezaevi’ne nakil edildi. Şimdi kardeşim bu iğnenin kendisine uygulanabilmesi için İzmir merkez hastanelerinden birine gitme talebini cezaevi yönetimine bildirse de salgın nedeniyle götürülmek istenmemektedir. Kendisini Ödemiş’de bulunan devlet hastanesine götürülmek istenmekte fakat orada kendisini muayene edebilecek poliklinik ve doktor , bu iğneyi yazabilecek doktor da yok ve Ödemiş’de bulunan hastaneye götürülüp getirildikten sonra kendisini 14 günlük karantinaya alacakları söylenmekte. Kardeşimin sağlık koşulları gereği karantinada kalacak durumu yok. Bu durumda koğuşta bulunan arkadaşları müdahale edebilmekte, revir için kapı çalınmakta, tek olduğu zaman bu koşullar oluşmayacak. Talebimiz kardeşimin biran önce tam teşekküllü bir hastanede tedavi altına alınmasıdır. Kendisini kaybetmek istemiyoruz”

Son güncelleme: 13:07 07.05.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı