• Turkhane Logo

'Biden Türkiye ilişkilerine heyecanla bakmıyor'

Türkiye-Amerika ilişkileri uzlaşı umudu içeren konuların yanında yeni gerilimlere de sahne oluyor.

19:29 30 Ekim 2021 Cumartesi
'Biden Türkiye ilişkilerine heyecanla bakmıyor'
Türkiye-Amerika ilişkileri uzlaşı umudu içeren konuların yanında yeni gerilimlere de sahne oluyor.

 İki ülke arasında büyükelçi krizi geride kaldı, şimdi gözler İklim Zirvesi’nde ABD Başkanı Biden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı görüşmeye çevrildi. Washington’daki Türkiye uzmanı Soner Çağaptay, bu önemli zirve öncesinde ilişkileri VOA Türkçe’ye değerlendirdi
Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay’a göre, görüşmenin G-20 zirvesine ev sahipliği yapacak Roma’dan İklim Zirvesi’nin düzenleneceği Glasgow’a alınmasında büyükelçi krizi etkili oldu. Kriz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de 4 yıldır tutuklu bulunan Osman Kavala’nın serbest bırakılması için ortak çağrı yapan 10 ülkenin diplomatik temsilcisini “istenmeyen ilan” etme talimatı verdiğini açıklamasıyla patlak vermişti. Daha sonra 10 büyükelçi ya da maslahatgüzarın, “devletlerin içişlerine karışılmaması” hükmünü içeren Viyana Sözleşmesi’nin 41’inci maddesine atıf yapan yeni bir açıklama yapmasıyla kriz son bulmuştu.
Çağaptay, “Başkan Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğana karşı zaten büyük muhabbetle bakmıyordu. Ama bu geçen hafta onu yaşadığımız kriz bu muhabbeti daha da azalttı. Bunun neticesinde görüşme G-20 adlı o büyük kulüpten iklim zirvesine, Glasgow’daki görüşmeye dönüştü diyebiliriz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın F-35 konusunu görüşeceğini açıklamasını Biden’ın görüşmeyi Roma’dan Glasgow’a almasına yanıt olarak yorumlayan Çağaptay, “Şunu söylüyor; madem ki sen benimle Romada görüşmüyorsun, o zaman ben de artık üzerinde konuşmayacağımızı söylediğimiz konuları tekrar ısıtıp gündeme getireceğim” ifadesini kullandı.
“Krizde geri adım atan taraf Ankara oldu”
Çağaptay, Cumhurbaşkanı Erdoğanın 10 ülkenin büyükelçilerini istenmeyen adam ilan etme söyleminin yarattığı krizde Ankaranın geri adım attığını savundu.
Erdoğan’ın büyükelçi krizinde tonunu yumuşattığını belirten Çağaptay, bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın iç siyasette krizi farklı yansıtacağı görüşünü dile getirdi: “Seçim kampanyası döneminde ben o büyükelçiyi istenmeyen kişi ilan ettim diyecek ve bu olmuş gibi davranacak.”
Soner Çağaptay, “Türkiyede yansıtıldığı kadarıyla bu aslında sanki büyükelçiler geri adım atmış gibi göründü. Çok öyle görünmüyor bana. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 büyükelçiyi istenmeyen kişi ilan edeceğini deklare ettikten sonra bu gerçekleşmedi. Türkiyenin Batı ile olan ilişkilerinde 2015ten bu yana görmediğimiz, AB ile olan mülteci krizinde görmediğimiz bir durum ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk defa geri adım attı” dedi
Görüşmenin Roma’da değil Glasgow’da yapılması ne anlama gelir?
Washington’daki Türkiye uzmanı Çağaptay, G-20’de yapılan bir görüşmenin uluslararası görünürlük açısından daha etkili olacağını, İklim Zirvesi’nde ise daha kısıtlı bir zamana sığdırılacak bir görüşme beklediğini söyledi. Çağaptay şöyle konuştu: “İklim Zirvesine alınmış olması şu anlama geliyor. Küçük bir gruptan büyük bir gruba dönüştü. Bu görüşmenin arka planı ve belki de Romada G-20 zirvesinde iki lider bir buçuk saat konuşacakken Glasgowda daha kısa, başka liderlerin görüşmesinin arasına sıkıştırılmış bir görüşme olacak.”
Biden Erdoğan’ı angaje etmeyi sevmiyor
Amerika Başkanı Biden’ın göreve geldiğinden beri Erdoğana karşı çok sıcak bakmadığını savunan Çağaptay bunun nedenini şöyle açıkladı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerikan başkanlarının gönlünü kazanmayı çok iyi bilen birisi ve bu konuda çok başarılı oldu. Gerek Trump, gerek Obama gerek Bush döneminde. Fakat Biden konusunda aynı rahatlığı yok. Çünkü Biden, Obamanın başkan yardımcısıyken Cumhurbaşkanı Erdoğanla bire bir iştigal ettiği için onu iyi bilen birisi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğanın Başkan Bidenın gönlünü kazanma konusunda da attığı adımların çok da yararlı olduğunu söyleyemeyiz. Kendisi açısından Biden Erdoğanı tanıyor bir. İkincisi, Türk-Amerikan ilişkilerine çok fazla heyecanla bakan biri değil. Üçüncüsü Cumhurbaşkanı Erdoğanı çok fazla angaje etmeyi seven birisi değil. Çünkü telefon görüşmelerinde stratejik konular konuşacak. Bir bakıyor ki Halkbank konuşulmuş. Dolayısıyla bunun şahsi meselelere dönüştüğünü hissediyor.“
“Türkiye’nin ABD’ye ihtiyacı ilk kez daha fazla”
Washington Enstitüsü Türkiye uzmanı Soner Çağaptay Türk-Amerikan ilişkileri için Glasgow’da verilecek fotoğrafın özellikle Türkiye ekonomisi açısından önemli olduğunu vurguladı:
“Beyaz Saray şunun farkında. Cumhurbaşkanı Erdoğanın sembolik de olsa Amerikaya olan ihtiyacı, Amerikanın Türkiye olan ihtiyacından ilk defa daha fazla. Neden sembolik olarak ihtiyacı var Cumhurbaşkanının Amerikaya? Ekonomideki kötü gidişatın geriye döndürülmesi için piyasalara güven verici bir önlem olması açısından Türk-Amerikan ilişkilerinin iyi gittiği yönünde bir imaj çizmesi lazım. O imajı oluşturmak için de Biden ile aynı kare içinde bulunup el sıkışıp gülümsüyor olması lazım. İşte bu açıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden onu uzun süre aramamış olsa bile çok sabırlı davrandı ve bu açıdan bu zirvenin gerçekleşmesi için çok istekli davrandı. Erdoğan açısından kötü bir gelişme. Belki Romada olsa bu zirve piyasalar açısından çok daha güven verici bir gelişme olurdu. Çünkü sadece ülkelerin dahil olduğu bir kulübün görüşmesi olacaktı. İklim Zirvesinde daha büyük ülkeler grubunun dahil olduğu bir zirvede olacak. Yine de tabii zararın neresinden dönülse kardır.”
Türkiye’nin Karadeniz’de ABD ile çalışma isteğine Rusya engeli
Peki sorunlar yerine hangi işbirliği konuları gündeme gelebilir Biden-Erdoğan görüşmesinde? Çağaptay’a göre Türkiye Katar ve Pakistan’la birlikte, Kabil’den dışarıya uçuşları idare edecek ülke konumuna gelebilir: “Belki Türkiye Pakistan Katar üçlüsünün böyle bir paketle gelip bazı güvenlik konularında havaalanının işletilmesi uçakların uçması konusunda Amerika ile işbirliği yapma teklifi olabilir.”
Soner Çağaptay, Türkiye’nin Amerika ile Karadeniz de de Kırım’ın ilhakı konusunda çalışmak istediğini ancak burada önüne Rusya engeli çıktığını belirtiyor: “Türkiye ne zaman Amerika ile beraber çalışacağı sinyalini verse Karadenizde, ya Putin Türkiyeye Rus turistlerin gelişini yasaklıyor ya İdlib’de Türkiyenin mevzilerine karşı Esat rejimi atışta bulunmaya başlıyor. Dolayısıyla Karadenize kısıtlı bir işbirliği alanı diyebiliriz Afganistana göre.”
S-400 konusu ne olacak?
Çağaptay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler ziyareti sırasında ABD basınına verdiği mülakatta gerekirse yeni S-400 alımı yapacağı mesajının gerçekleşmeyeceği düşüncesiniyse şu sözlerle dile getirdi:
“Ankara şunun farkında, Biden’la arasında bir anlaşma var, o da şu: Türkiye Rusyadan yeni silah sistemi almadığı sürece yeni yaptırımlar gelmeyecek. Dolaysıyla Ankaranın yeni silah sistemi alacağını düşünmüyorum. Fakat bu S-400 meselesinden çıkışın tek yolu sistemin Rusyaya geri gönderilmesi. Kongre bunu söyledi. Türkiyenin de bunu yapmaya gücü yok. Çünkü gönderdiği takdirde az önce konuştuğumuz gibi Putinin Ankaraya karşı ticaret turizm yatırımları ve askeri manevraları var. Dolayısıyla o konudaki kriz herhalde dondurulmuş olarak telakki etmek en mantıklı bakış açısı.”

G-20 zirvesinin açılışında Erdoğan, aile fotoğrafı çekimi öncesinde ABD Başkanı Joe Biden ile tokalaştı.
Erdoğan büyükelçi mesajıyla ne yapmak istedi?
Washington Enstitüsü uzmanına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Kavala üzerinden muhalefete mesaj verdi:
“Birincisi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Kavala’yı muhalefetin bir sembolü olarak görüyor ve kendisine karşı boy göstermeye çalışacak diğer kişilere vermek istediği bir ders var. İşte o ders de Osman Kavala’nın başına gelenler sizin de başınıza gelebilir. Birinci açıklaması bu. İkinci açıklama da şu: ekonomideki gidiş o kadar kötü ki ekonomiyi toparlamak mümkün mü değil mi? O soru var Türkiyede. Madem mümkün değil toparlamak, bunun müsebbibi Batılılar olsun açısından belki batıyla bir kriz yaratma fikri vardı.”
Çağaptay’a göre büyükelçi krizinin sona ermiş olması, Türk ekonomisini altından kalkamayacağı bir enkazdan kurtardı.
“Ama herhalde şunu söyledi Cumhurbaşkanı Erdoğanın danışmanları İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu başta olmak üzere: Bir kriz çıkabilir Batıyla. Fakat bu kriz ekonomiyi o kadar kötü duruma sokar ki, bu enkazın altından kimse kalkamaz. Neden? Çünkü o 10 büyükelçi istenmeyen kişi ilan edilip Ankara’dan kovulsaydı. Türkiyenin en büyük savunma müttefiki olan Amerikayla ilişkileri kopacaktı. Türkiyeye en fazla yabancı yatırımcı, sermaye kaynağı olan Hollanda ile ilişkiler kopmuş olacaktı. Türkiyenin en büyük ihracat pazarı olan Almanya ilişkileri kopmuş olacaktı. Türkiyenin en büyük 10 dış ticaret ortağı arasında yer alan beş ülke ile işbirliği kopmuş olacaktı. Dolayısıyla o ekonomik enkazın altından Türkiyenin çıkması mümkün değildi.”

Son güncelleme: 19:29 30.10.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı