• Turkhane Logo

Batı, Suriye'nin kuzeydoğusuna yapılan operasyondan neden kaygı duyuyor?

Türkiye'nin 9 Ekim günü başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'na Batılı ülkelerin tepkilerinin beklenilenden daha sert olduğu gözleniyor.

13:35 10 Ekim 2019 Perşembe
Batı, Suriye'nin kuzeydoğusuna yapılan operasyondan neden kaygı duyuyor?
Türkiye'nin 9 Ekim günü başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'na Batılı ülkelerin tepkilerinin beklenilenden daha sert olduğu gözleniyor.





Birçok Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke, Türkiyeyi operasyondan dolayı kınarken, BM Güvelik Konseyinde yer alan 5 Avrupalı ülke de konseyi acil gündemle toplantıya çağırdı. Batının operasyona ilişkin kaygıları insani bunalım, siyasi sürecin tıkanması, Suriyenin toprak bütünlüğü ve IŞİD ile mücadele başlıklarında toplanıyor.


 Türkiye, Barış Pınarı adını verdiği askeri harekatın başlamasından sadece birkaç saat önce başta BM Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere NATO ve AB içinde yer alan birçok ülkenin büyükelçilerine Dışişleri Bakanlığında, savunma ataşelerine de Savunma Bakanlığında bilgilendirme toplantıları yaptı.

Toplantılarda, Türkiyenin sınır ötesi operasyonunu meşru müdafaa hakkını tanıyan BM Şartının 51. Maddesi ve BM Güvenlik Konseyinin terörle mücadele ile ilgili çok sayıdaki kararlarına dayandırdığı kaydedildi.

Operasyonun tamamen terörle mücadele kapsamında olacağı, güvenli bir bölgenin kurulmasının hedeflendiği ve sivillere zarar gelmeyeceği belirtilirken, Türkiyenin bu askeri harekatının Suriyenin toprak bütünlüğüne zarar vermeyeceği tam tersine güvence altına alacağı bildirildi.

Türkiyenin bu bilgilendirmesine karşın Batılı ülkelerin operasyonun gerekliliği, amaçları ve kapsamı konusundaki eleştirileri giderilemediği değerlendiriliyor.

Operasyonun hemen ardından BM Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri Fransa ve İngilterenin liderliğinde Avrupalı geçici üyeler Almanya, Belçika ve Polonyanın Güvenlik Konseyini acilen toplantıya çağırması dikkat çekici bir gelişme olarak görüldü.

ABD Başkanı Donald Trumpın da ilk aşamada yeşil ışık yaksa bile Türkiyenin operasyonunu onaylamadığını ifade etmesi Güvenlik Konseyindeki tavrının Türkiye aleyhine olabileceği yorumuna neden oldu.

Almanya, Fransa ve Hollandadan gelen kınama mesajlarının yanı sıra AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junckerin operasyonun durdurulması çağrısını yaparken bu bölgeye Suriyeli mültecileri yerleştirmek isteyen Türkiyenin hiçbir koşulda mali destekte bulunulmayacağını söylemesi dikkat çekti.

AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de yaptığı açıklamada, operasyonun durdurulmasına isterken, Türkiyenin önerdiği şekilde oluşturulacak bir güvenli bölgeye Suriyeli mültecilerin döndürülmesi planının uluslararası normlar açısından uygulanmasının olanaklı olmadığını kaydetti.

 Türkiyenin operasyonun gelecek hafta toplanacak AB liderler zirvesinde gündeme gelmesinin büyük olasılık olduğu öngörülüyor.

Dört temel kaygı

Batılı ülkelerde yapılan değerlendirmelerde, Türkiyenin başlattığı operasyona ilişkin 4 temel kaygı öne çıkıyor:

İnsani bunalım:  Türkiyenin birçok ülkeyle paylaştığı güvenli bölge haritalarına göre Suriyenin kuzeydoğusunda kalan kısımda 760 bin kişi yaşıyor. Bu bölgede daha fazla istikrarsızlığa sebep olabilecek askeri çatışmaların sivil halk üzerinde olumsuz etkisi olabileceği hesap ediliyor.

BMden yapılan açıklamalarda da en kötü senaryoya göre hazırlık yapıldığını açıklanması bu kaygıyı somutlaştıran bir değerlendirme olarak görülüyor.

Siyasi süreç tıkanabilir:  2011den bu yana süren Suriye iç savaşının siyasi yollarla sonlandırılması açısından en önemli gelişmelerden biri Suriye rejimi ve muhalefetini bir araya getirecek olan Anayasa Komitesinin kurulduğuna ilişkin BM açıklaması olmuştu.

150 kişiden oluşacak olan ve Suriye rejimi, muhalefet ve sivil toplumunun eşit olarak temsil edileceği Anayasa Komitesinin Ekim ayı sonunda Cenevrede bir araya gelmesi öngörülüyor. Türkiyenin askeri operasyonunun siyasi süreci tamamen sona erdirmese bile güçleştireceği ve Suriye rejiminin anlamlı bir sonuç için masaya oturması riske atacağı değerlendirmesi yapılıyor.

Suriyenin toprak bütünlüğü:  Türkiyenin açıklamalarına karşın, bölgedeki durumun Türkiyenin sınırlarına dönük ispat edilebilir bir güvenlik sorunu yaratmadığı düşüncesinde olan birçok Batılı ülke, Barış Pınarı Operasyonunun uluslar arası hukukun gereklerini karşılamadığı düşüncesinde.

Yapılan değerlendirmelerde, Türkiyenin daha önceki operasyonları kapsamında Suriye topraklarında askeri güç bulundurduğu, Türk yetkililerin mevcut operasyon alanı olarak Irak sınırına kadar çok geniş bir bölgeyi gündeme getirdiği ve bunun da geniş bir açıdan bakıldığında Suriyenin toprak bütünlüğüne ilişkin kaygıları tetiklediği belirtiliyor.

IŞİD ile mücadele:  Kaygıların ortaklaştığı bir başka unsur da Türkiyenin operasyonun IŞİD ile mücadeleye sekte uğratabilecek olması. ABD Başkanı Trumpın açıklamalarının tersine IŞİDin daha tam olarak ortadan kaldırılmadığı, ayrıca tutuklu IŞİD üyeleri ve ailelerin akıbetinin belirsiz bir hale geldiğini düşünen Batılı ülkeler, Türkiyenin IŞİD ile bu süreçte ne kadar etkin bir mücadele gerçekleştireceği konusunda kaygıları olduğunu saklamıyorlar.

Sınırlı bir operasyon olmalı

Bu kaygılarını dile getiren Batılı ülkeler, Türkiyenin operasyonun kapsamına göre tepkilerin de daha sertleşebileceği uyarısında bulunuyorlar. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenbergin açıklamasında dile getirdiği gibi ölçülü ve sınırlı bir operasyon gerçekleştirilmesi durumunda Batının da tepkisinin mevcut durumda kalacağı, ancak operasyonun genişlemesi durumunda yaptırımları da kapsayacak şekilde tepkilerin gelişebileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Son güncelleme: 13:35 10.10.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı