• Turkhane Logo

Bahçeli'ye 'kayyım' göndermesi: Bize laf atacağınıza, önce Sinan Ateş cinayetini açıklayın

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Hakkari'ye 'kayyım' atanmasına karşılık, Erdoğan ve Bahçeli'nin yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Hatimoğulları, Bahçeli'ye Sinan Ateş göndermesinde bulunarak,

15:08 11 Haziran 2024 Salı
Bahçeli'ye 'kayyım' göndermesi: Bize laf atacağınıza, önce Sinan Ateş cinayetini açıklayın
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Hakkari'ye 'kayyım' atanmasına karşılık, Erdoğan ve Bahçeli'nin yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Hatimoğulları, Bahçeli'ye Sinan Ateş göndermesinde bulunarak,

Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi(DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Partinin TBMM Grup Toplantısında konuştu.

Gerçek Gündemde yer alan habere göre Tülay Hatimoğulları, Erdoğana ve Bahçeliye kayyım eleştirisinde bulundu. Hatimoğulları, Bahçeliye, Bize hakaret edeceğinize, kayyımı meşru göstereceğinize yapacağınız şey Sinan Ateş cinayetini açıklamaktır. Bu karanlık yapı yani sizler, asla demokrasiden bahsedemezsiniz. Bir porsiyon ciğer öneriyoruz sonra bu karanlık ilişkileri çık açıkla bakalım gücün ve cesaretin varsa dedi.

Erdoğana ise, Kayyım ataması neyin rahatsızlığıdır çık bunu açıkla Erdoğan. Seçimler bittikten hemen sonra sandık iradesine sahip çıkacağız dedin. Bu sözler bizzat Erdoğan’a ait. Bunu söylerken ama Kürtün iradesine saygı duymayacağım demedin o zaman. Sandıktan çıkan her iradeye saygı duyacağım dedin. Hakkari’de sandıktan çıkan irade halkın iradesi değil mi? Hakkari halkı halk değil mi? Bir tek seni seçince mi irade irade oluyor? Siz darbecilerin paltosundan çıktınız ve halk iradesini gasp ediyorsunuz ifadelerini kullandı.

Hatimoğullarının açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Türkiye’nin uzun darbeler tarihine 3 Haziran 2024’te yeni bir darbe halkası daha eklendi. Hakkâri halkı baskılara, zulümlere, engellere rağmen sandığa gitti. Oyunu kullandı. Belediye Eş Başkanlarını seçti. AKP-MHP iktidarı ise kayyım atadı. Biraz önce bu kürsüden konuşan iktidarın küçük ortağı bizi iyi dinlesin. Siz bu uygulamayla Kürtlere senin seçme ve seçilme hakkın yok demiş oluyorsunuz. Sen bu ülkenin asli yurttaşı değilsin demiş oluyorsunuz. Kürt halkı ve onlarla dayanışma içinde bulunan halklar ve demokrasi güçlerine siz ulusal güvenlik sorunusunuz demiş oluyorsunuz ve bunu milyonlarca insana demiş oluyorsunuz. Bunu da böylece kulağınıza küpe edin. Bunlar dışarı çıktıklarında bizler eşitiz diyorlar, Kürtlerle kardeşiz diyorlar, etle tırnak edebiyatına devam ediyorlar. Biz artık bu tiyatroyu fazlasıyla izledik. Bu tiyatro artık bir an önce son bulsun. Biz kayyım atandığını andan itibaren eş başkanımızla birlikte MYK ile birlikte Hakkarideydik. Hakkari, halkı, esnafı kayyıma karşı olduğunu söyler. Oysa bunlar kendilerini halkın üzerinde bir hak olarak görülüyorlar. Hakkariden İstanbula halk direniş içerisinde. Genciyle yaşlısıyla kadınıyla çocuğuyla halk iradesine sahip çıkıyor.
BU KARANLIK YAPI YANİ SİZLER, ASLA DEMOKRASİDEN BAHSEDEMEZSİNİZ

İktidarın küçük ortağı çıktı saatlerce bizimle ilgili konuştu. Kayyım için yasaldır diyor. Demokrasi üzerinden demagoji yapıyor. Ey küçük ortak, ey AKPnin kayyımı ortak, sana kalsa AYMyi de kapatacaksın. Ne demokrasisi ne insan hakları... Sen bunları nasıl ağzına alıyorsun. Bize hakaret edeceğinize, kayyumu meşru göstereceğinize yapacağınız şey Sinan Ateş cinayetini açıklamaktır. Bu karanlık yapı yani sizler, asla demokrasiden bahsedemezsiniz. Bir porsiyon ciğer öneriyoruz sonra bu karanlık ilişkileri çık açıkla bakalım gücün ve cesaretin varsa.
HALK İRADESİNE SAHİP ÇIKIYOR

Biz kayyım atandığını andan itibaren eş başkanımızla birlikte MYK ile birlikte Hakkarideydik. Hakkari, halkı, esnafı kayyıma karşı olduğunu söyler. Oysa bunlar kendilerini halkın üzerinde bir hak olarak görülüyorlar. Hakkariden İstanbula halk direniş içerisinde. Genciyle yaşlısıyla kadınıyla çocuğuyla halk iradesine sahip çıkıyor.
BU İFADELER, AYRIMCI TUTUMUN AÇIK BİR GÖSTERGESİDİR

Bu, Kürt halkına yürürlükteki kanunlar yerine sömürge hukuku uygulandığını açıkça ifade ediyor. Sömürge hukukunu açıklamak gerekirse; bu, ortakları MHPlilerin, belediyede Erdoğanın fotoğrafını indirdiğinde ses çıkarmayıp, DEM Partili bir belediye eş başkanı aynı şeyi yaptığında kıyamet koparan ve yargıya talimat veren ayrımcı bir anlayıştır. Adalet Bakanı, Tatvanda Erdoğanın fotoğrafının indirilmesi hakkında birliğimize yönelik saldırıdır, milletimizin birliğini bozmaya yöneliktir demiştir. Bu ifadeler, ayrımcı tutumun açık bir göstergesidir.
FİLİSTİNE YAŞATILAN ZULÜMLE BİZLERE UYGULANAN ŞİDDETİN FARKI YOK

Filistin’e yaşatılan zulümle, Türkiye’de burada bizlere uygulanan şiddetin arasında hiçbir fark yoktur. Bugün Filistindeki zulümle Hakkâride yaşanan irade gaspı arasında hiçbir fark yok. Hakkâri, mazlumların gözünde Gazze gibidir; Gazze ne kadar meşru bir direniş alanıysa, Hakkâri için de direnmek aynı derecede hak ve meşrudur. İsrail ve Hakkâride polis şiddetinin benzer yüzlerini görmekteyiz. Biz, ayrımcı ve darbeci hukuka karşı Direniş Hukuku ile mücadele ediyoruz. Meşru olanı savunmak, haktır. Sokaklarda, meydanlarda, parlamentoda, her yerde direnmeye devam edeceğiz. Hiç kimseye boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bu vesileyle, Hakkâri Belediye Meclisi tarafından başkanvekili olarak seçilen Eş Başkanımız Viyan Tekçeyi kutluyoruz. Meşru olan Viyan Tekçe ve seçilmiş belediye meclisidir. Atanmış kayyım Valiyi tanımıyoruz, meşru değildir.
GÜVENDİĞİN PADİŞAHIN, GÜN GELİR O DA DEVRİLİR

1 Eylül 2016da AKP ve ortağı MHPnin oylarıyla çıkan Kayyım Kararnamesi, Venedik Komisyonunun Ekim 2017 raporunda hem Türkiye yasalarıyla hem de Avrupa Sözleşmeleriyle derin çelişkiler içinde olduğu belirtilmiştir. Kayyım rejimi, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını da ortadan kaldırmaktadır. Türkiye Yüzyılı adı altında çıktıkları yolda, Tanzimat döneminden bile geriye düşmüşlerdir. Yeni dedikleri yüzyıl adeta 18. yüzyıldır. Şimdi, iktidar ve ortakları, Kürt vatandaşların yerel seçim hakkını kayyım atayarak ellerinden almakta ve Türkiyeyi Tanzimat öncesi, yani Padişahlık dönemine geri götürmektedir. O dönemde bile Kürtlerin hakları bu kadar gasp edilmemiştir. Bu politika, açıkça bölücülük politikasıdır. Bakanlık, yargı, polis, asker benim emrimde. Anayasayı dahi çiğneyebilirim demek, Firavun ya da Dehak hükmüne eşdeğerdir. Bu, keyfiyet ve tek adam yönetiminin açık bir göstergesidir. Zulüm ile abad olanın akibeti berbat olur. Bu dünya ne şahlar, ne padişahlar, ne Dehaklar, ne Firavunlar gördü; ama büyük insanlık asla boyun eğmedi. Diyoruz ki; Yürü bre Hızır Paşa. Senin de çarkın kırılır. Güvendiğin Padişahın. Gün gelir o da devrilir.
AYHAN BORA KAPLANA KREDİ VAR, ESNAFA VE İŞÇİYE YOK

Devlet çaya, buğdaya komik zamlar yapmış, üretici isyanda. Esnaf faiz zamları yüzünden krediye ulaşamıyor, gün içinde siftah etmeden kepenk kapatmak durumunda kalıyor. Esnaf bu durumdayken kemer sıkma politikası uygulayanlar, Ayhan Bora Kaplan çetesine, 550 milyon TL krediyi verebilmiş. Bu krediyi esnafa, çiftçiye, işçiye vermiyorlar.

Son güncelleme: 15:08 11.06.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı