• Turkhane Logo

''Bahçeli aslında tehdit ediyor, kıpraşırsanız yakarım diyor''

Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne yönelik sözlerini değerlendirdi.

11:19 23 Temmuz 2019 Salı
''Bahçeli aslında tehdit ediyor, kıpraşırsanız yakarım diyor''
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne yönelik sözlerini değerlendirdi.

Takan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine yönelik olarak yaptığı Mecburiyettir açıklamasını bugünkü köşesine taşıdı. Bahçelinin bu ifadesinin aslında bir tehdit olduğunu ileri süren Takan,  Bahçeli aslında tehdit ediyor, kıpraşırsanız yakarım diye... ifadesini kullandı.

Takan, Son günlerde ortalarda göremediğimiz, günde en az 2-3 kez canlı yayınlarda seyredemediğimiz Erdoğanın ilk kez dinlendiği söyleniyor. Erdoğan, yeni döneme hazırlandığı için buna değişim kampı adı da verilmiş. Erdoğan, dinlenirken, Devlet Bahçeli çalışıyor!.. Öyle mi?..  dedi. 
Ahmet Takanın, Bahçeli, mitili değişim kampına attı!.. başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 
Doktor Devlet Bahçeli buyurdu!..
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi macera değil mecburiyettir.
İktidar partisi AKP ve genel başkanı R. Erdoğanı kendisininki ile birlikte koltuk bekasına hapseden Devlet Bahçeli, pranganın kelepçesini daha da sıkıyor. Mecburiyettire havaya salladığı şaplak ile birlikte esaslı bir vurgu yapan Devlet Bahçeli, aslında tehdit ediyor; kıpraşırsanız yakarım diye... Bahçelinin elinde çok büyük seçim kozları mı var?.. İttifakı bozacak, erken seçim çağrısı yapacak, partisini tek başına iktidara taşıyacak büyük güçlere mi sahip?.. Son saha çalışmaları ve anketler, MHPnin kötü gidişatının fotoğrafını çok net olarak gösteriyor. Sarayda revizyon çalışmaları yaptıran Erdoğana yöneltilen bu ağır şantaj neyin nesi o zaman?.. Haydi bir tahminde bulunayım; belki de 15 Temmuzun ardındaki sır ve sis perdesine bakmak lazım. O  perde, hafif aralanabilse, siyasi ayaklar ortaya çıkarabilse ondan sonraki süreci de takip ederek mecburiyetin ne olduğunu anlayabiliriz!..
Sizi de bizi de yakarım mı?..
Son günlerde ortalarda göremediğimiz, günde en az 2-3 kez canlı yayınlarda seyredemediğimiz Erdoğanın ilk kez dinlendiği söyleniyor. Erdoğan, yeni döneme hazırlandığı için buna değişim kampı adı da verilmiş. Erdoğan, dinlenirken, Devlet Bahçeli çalışıyor!.. Öyle mi?.. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin faziletlerini anlatarak hem de... İnandırıcı geldi mi size?... Biraz, Ankaradaki siyasi gelişmelerin perde arkasını kurcalayalım;
Ne diyor, iktidarın sinir uçları;
Bir dönem futbol, 11 kişinin topla oynadığı ama sonunda Almanların kazandığı bir oyun olarak tarif edilirdi. 3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana seçimler, adayların yarıştığı ama Erdoğanın kazandığı bir sisteme dönüşmüştü. Ama 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri ile bu formül bozuldu. Artık Erdoğanın önünde yeni bir siyasi gerçeklik var.
İktidarda AK partinin olduğu...
AK Partinin MHP desteğine ihtiyaç duyduğu...
Yerel yönetimlerin CHPnin eline geçtiği, AK Parti tabanını hedef alan Gül-Babacan ve Davutoğlu partilerinin yolda olduğu bir tablo bu.
Hamle üstünlüğü hâlâ Erdoğanın elinde.
Ama 23 Hazirandan sonra tek güç değil.
Muhalefet de hamle gücü elde etti.
Yeni siyaset, yeni bir siyaset tarzı gerektiriyor.
Yeni dönemin siyasi kodları olarak adlandırılan kopyala/yapıştır metinlerde, Eylül ayından itibaren Erdoğanın meydanlara inerek yeni oluşumların ve güç kazanan muhalefet partilerinin önünü kesmeye çalışacağı ifade ediliyor. Bu iş, meydan mitingleri söylemleri ile mi yapılacak?.. Ankaranın siyasi kulisleri öyle söylemiyor!.. Ne diyor?..
Sarayda yapılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi revizyon çalışmalarının yanı sıra önemli bir faaliyetin daha haberini aldım. Siz buna Türkiye tipi başkanlık sistemi ile birlikte Türkiye tipi Baas rejimi de diyebilirsiniz.. Zaten hali hazırdaki uygulamada öyle pek farklı değil!.. Sarayda siyasi partiler ve seçim kanununda da değişiklik yapılması için çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmaların benzerlerini geçmişte de duymuştunuz. Dar bölge seçim sistemi... İngiliz modeli olarak bilinen her seçim çevresinin bir milletvekili çıkarması yani seçim çevresinde en çok oyu alan partinin milletvekilliğini almasına dayanan dar bölge seçim sistemi. Türkiyede 600 ayrı seçim çevresi olmasını öngören, en fazla oy alanın milletvekili seçileceği bir sistem... Yüzde 51 çıtasının kaldırılarak en fazla oy alanın da Cumhurbaşkanı seçileceği bir düzen. Dahası var!.. Siyasi partiler yapılan hazine yardımının önemli ölçüde tırpanlanacağı ve kriterlerinin değiştirileceği konuşuluyor. İttifaklar sistemine son verileceği de iddialar arasında... Yani, başkanı ve temsil ettiği siyasi partiyi onaylayacağımız bir sistem öngörülüyor.
Yukarıdaki satırları okuduktan sonra, diyeceksiniz ki; çelişkiye düştün. Bu yazdıkların çıkarsa   söylediğin seçim sisteminden en fazla darbeyi MHP almaz mı?... Doğru, MHP yok olur.... Ancak, Devlet Bahçelinin görevleri tanımını hiç aklınızda çıkarmamanızı bir kez daha  öneririm!.. MHP, Meclise girmiş girmemiş, iktidar olmuş olmamış, ne zaman çok önemsedi ve de onun gayretine düştü Devlet Bahçeli?... 2002de Başbakanlık tekliflerini reddederek koalisyonu bitirdi, AKPyi tek başına iktidara getirdi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Güle 2007de Cumhurbaşkanlığı yolunu açan isim oldu. 7 Haziran 2015 seçimi akşamı erken seçim çağrısı yaparak kendisinin hiçbir hükümet formülü içinde olmayacağını ilan edip, 1 Kasım seçiminin yolunu açtı. Dağılmak üzere olan AKPyi tekrar tek başına iktidara taşıdı. Partisi yarı yarıya milletvekili kaybetti. İstikşafı görüşmeler sırasında kendisine söylediklerini Erdoğanın kulağına fısıldayarak, Ahmet Davutoğlunun azledilmesinde önemli faktörlerden biri oldu. Bunlar ve sonrasında bu ucube sisteme yaptığı katkılar zaten hafızalardan çıkmıyor!..
Değişim kampının siyasi sonuçları ne olur diye de sual ederseniz. Bahçelinin eline tutuşturulacak kağıdı okumadan onu duymadan şimdiden bir şey söyleyemem!..

Son güncelleme: 11:19 23.07.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı