• Turkhane Logo

Babacan: ‘Resmen hekimler göçü yaşıyoruz, 3 bin hekim Türkiye’yi terk etti’’

Sağlık çalışanlarının önceki gün gerçekleştirdiği iş bırakma eylemine değinen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hekimlerin yurtdışına gitmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan alması gereken ‘iyi hal belgesi’ istatistiklerini yayınladı.

12:42 10 Şubat 2022 Perşembe
Babacan: ‘Resmen hekimler göçü yaşıyoruz, 3 bin hekim Türkiye’yi terk etti’’
Sağlık çalışanlarının önceki gün gerçekleştirdiği iş bırakma eylemine değinen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hekimlerin yurtdışına gitmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan alması gereken ‘iyi hal belgesi’ istatistiklerini yayınladı.



Babacan, son 2 yılda 9 bin hekimin mesleğinden istifa ettiğini, 3 bin hekimin de Türkiye’yi terk ettiğini kaydetti. 2021 yılında 1405, 2022’nin ilk ayında ise 197 hekimin yurtdışına gitmek için iyi hal belgesi aldığına dikkat çeken Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Resmen ‘hekimler göçü’ yaşıyoruz. Kendi ellerimizle yetiştirdiğimiz insan gücümüzü, kendi çocuklarımızı Amerika’ya, Avrupa’ya bedavadan hediye ediyoruz. Çünkü Türkiye’de liyakate, başarıya, emeğe değer verilmiyor. Hak ve özgürlüklerin esamisi okunmuyor. İktidardaki otoriter ortaklık, bu ülkenin insanlarına, kaliteli bir yaşam ve insanca çalışma imkânı tanımıyor’’


DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında gündemi değerlendirdi. Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

‘SAYIN BAHÇELİ, SİZİN HİÇ FİKRİNİZ, PROJENİZ YOK MU?’

“Krizlerin ortağı ikide bir Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmasını istiyor. Ağzından şimdiye kadar bu ülkeye hayrı dokunacak tek bir söz bile duymadık. ‘Ülkenin şu sorununa şu çözümünü bulmak için şöyle bir projem var’ dediğini duydunuz mu? Varsa yoksa hamaset, hakaret. Tam bir kriz üretim merkezi. Sayın Bahçeli’ye bir kez daha çağrı yapıyorum. Eğer sağlık çalışanlarımızın çalışma koşullarını iyileştirecek bir öneriniz varsa ortaya koyun. Sizin hiç fikriniz, projeniz yok mu? Ona buna saldırmayı bırakın da halk sağlığının faydasına bir fikriniz varsa söyleyin.

‘ÜLKENİN YERİNDEN YÖNETİLMESİ GEREKİYOR’

Isparta’yı izledik. Bir şehir günlerce karanlığa gömülebilir mi? Kışın ortasında soğukta, karanlıkta yüz binlerce insan bırakılabilir mi? Cumhurbaşkanı aslında hiçbir şeyi yönetemiyor. 84 milyonluk, Avrupa’nın en büyük topraklarına, en geniş tarım arazilerine, en genç nüfusuna sahip bir ülke bir kişinin dağarcığı ve karar verme yetisiyle yönetilemez. Yetkinin Ankara’dan yerele doğru delege edilmesi gerekiyor. Bu ülkenin yerinden yönetilmesi gerekiyor.

‘BAŞIMIZA GÜVENLİK MESELESİ GELSE TAMAMEN FELÇ OLACAKLAR’

En ufak kriz Ankara’ya geldiğinde Ankara felç oluyor. Allah korusun, memleketin başına daha kötü işler gelse, iç güvenlik, dış güvenlik meselesi başımıza gelse demek ki bunlar tamamen felç olacaklar. Hiçbir şey yapamayacaklar.

‘BENZİN 8 KÜSUR LİRA DEĞİLSE ARADAKİ FARK ERDOĞAN ZAMMIDIR’

Bir yılda benzine yüzde 111, mazota yüzde 133 zam yapıldı. Dolar kurundaki artış yüzde 88. Dolar bazına vurduğumuzda benzine yüzde 12, mazota yüzde 24 zam olduğunu görüyoruz. Aradaki fark tamamen kur artışı. Eğer Erdoğan faizi de döviz kurunu da patlatmasaydı, 15 liranın üzerine çıkan benzin ve mazot fiyatları 7 liradan 8 liraya çıkacaktı. Mazot ve benzin 8 küsur lira değil de 15 küsur liraysa, aradaki fark Erdoğan zammıdır. 7 liradan 8 liraya dünya enflasyonu; 8 liradan 15 liraya Erdoğan zammıdır.

‘BİR KERE DAHA CUMHURBAŞKANI OLMASINI SEÇMEN ENGELLEYECEK’

Hukukçuların kahir ekseriyeti Cumhurbaşkanı’nın şu anda ikinci döneminde olduğunu söylüyor. Anayasa’da bir hüküm var: Cumhurbaşkanının ikinci döneminde eğer meclis seçim kararı alırsa, bir dönem daha hak oluşuyor. Örneğin Mayıs 2023’te yapılacak bir seçim bile teknik gerekliliği yerine getirebilir. Bu konuda bir hukuk tartışması olabilir ama siyasi perspektiften baktığımızda, sayın Erdoğan’ın bir kere daha cumhurbaşkanı olmasını engelleyecek olan vatandaşlarımızdır, seçmendir. Vatandaşımız ‘Bu senin son dönemin, müsait bir yerde iniyorsun’ diyecektir.

‘UMARIZ Kİ ANAYASA MAHKEMESİ ADALETİN YANINDA DURMAYA DEVAM EDER’

AİHM, 2021 yılında en çok insan hakkı ihlalini Rusya, Ukrayna ve Türkiye’de tespit etti. Lig bu. Ülkemiz en çok, ifade özgürlüğünü ihlal etmekten kusurlu bulundu. Anayasa Mahkemesi’nde esastan incelenen dosyaların yüzde 97’si ihlal kararıyla sonuçlanmış. 2013-2021 yılları arasındaki ihlal kararlarının yüzde 76’sı adil yargılanma hakkının ihlali. AYM’nin ‘Türkiye’de adil yargılanma yok artık’ dediği noktadayız. AYM’nin üye yapısı değişiyor. Umarız ki önümüzdeki kritik süreçte adaletin, hukukun, hakkın yanında durmaya devam eder.

‘YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İLK 90 DAKİKAMIZIN İŞİDİR’

Seçimlerden sonra kurulacak hükûmetin ilk 90 ve 360 gününde yapacaklarımızı eylem planlarıyla açıklıyoruz. Yargı bağımsızlığının sağlanması da ifade özgürlüğünün önünü açılması da bırakın 90 ve 360 günü, hükûmetin ilk 90 dakikasının işidir. Vatandaşlarımız, hükûmeti kurduğumuz gün güzel bir futbol maçı seyretme süresinde, ifade özgürlüğünün önünün nasıl açıldığını, yargıya giden talimat yollarının nasıl kapandığını hep beraber görecekler.”

Son güncelleme: 12:42 10.02.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı