Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2025 Genişleme Raporu’nda Türkiye, “adaylığı askıya alınan tek ülke” olarak gösterildi. Brüksel, demokrasi ve hukuk alanlarında “ciddi gerileme” tespit etti; yeni müzakere başlıklarının açılmayacağını açıkladı.
Avrupa Birliği Komisyonu, “2025 Güncel Durum ve Genişleme Stratejisi” başlıklı raporunu açıkladı. Balkan ülkeleriyle birlikte Türkiye, Arnavutluk, Gürcistan, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Ukrayna “aday ülkeler” arasında sayıldı. Ancak Türkiye, “adaylık süreci durduruldu” notuyla haritada kırmızı renkle işaretlendi.
Bu ifade, Ankara’nın 2005’te başlayan AB üyelik sürecinin fiilen askıya alındığı anlamına geliyor.
”İfade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı geriledi”
Abcgazetesi’nde yer alan habere göre, raporda, Türkiye’nin son yıllarda temel haklar, yargı reformu ve medya özgürlüğü alanlarında geriye gittiği vurgulandı.
Açıklamada şu ifadeler dikkat çekti: “Bir Avrupa demokrasisinde eleştirmenlerin, gazetecilerin veya akademisyenlerin siyasi zulme uğraması kabul edilemez. Tartışmalı ceza maddeleri kaldırılmalı veya değiştirilmelidir.”
Brüksel, özellikle ifade ve akademik özgürlük, bağımsız yargı, kadın ve çocuk hakları ile sendikal haklar konusunda “ciddi gerileme” yaşandığını belirtti.
“Yeni müzakere başlığı açılmayacak”
Raporda, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden giderek uzaklaştığı” vurgulandı. AB Komisyonu, mevcut koşullarda hiçbir müzakere başlığının açılmayacağını resmen duyurdu: “Temel haklar ve hukuk devleti alanlarında ilerleme sağlanmadıkça yeni fasılların açılması mümkün değildir.” Bu ifade, Türkiye’nin üyelik sürecinin artık resmen donduğu anlamına geliyor.
Yeni yaklaşım
AB raporunda dikkat çeken bir diğer madde, Türkiye’nin statüsüne ilişkin “özel ortaklık” vurgusu oldu.
Brüksel, Türkiye’nin tam üyelik perspektifi dışında, “aday statüsünden bağımsız, ayrı bir partner” olarak tutulmasının Birlik çıkarları açısından “daha işlevsel” olacağını belirtti.
Diplomatik kaynaklara göre bu, Türkiye–AB ilişkilerinin artık “stratejik ortaklık” ekseninde yeniden tanımlanacağı anlamına geliyor.
Aynı raporda, Batı Balkan ülkeleriyle ilgili değerlendirmelere de yer verildi. Sırbistan ve Karadağ üyelik sürecinde en ileri aşamada gösterildi.
Kuzey Makedonya ve Arnavutluk, bazı AB üyelerinin vetosu nedeniyle bekleme sürecinde bulunuyor. Bosna-Hersek ve Kosova “potansiyel aday” kategorisinde kalırken, Ukrayna ve Gürcistan ile müzakerelerin 2024’te başladığı hatırlatıldı.
Brüksel’in kararı, Türkiye–AB ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olarak yorumlanıyor. Diplomatik kaynaklar, kararın yalnızca teknik değil, politik bir mesaj da taşıdığı görüşünde: “AB, Ankara’ya reform çağrısı yapıyor ama üyelik kapısını kapatıyor.”
Karar sonrası Ankara’nın nasıl bir diplomatik yanıt vereceği merak konusu olurken, uzmanlar “Gümrük Birliği güncellemesi ve vize serbestisi” konularında da sürecin donabileceğini belirtiyor.
Uzmanlar, 2025 raporunun Türkiye–AB ilişkilerinde “ilişkinin yeniden tanımlandığı” bir dönemi başlattığı görüşünde. Ankara’nın Batı ile ilişkilerinde denge politikası izlemeye devam edeceği, ancak AB üyelik perspektifinin artık bir dış politika önceliği olmaktan çıktığı değerlendiriliyor.







