• Turkhane Logo

Anayasa Mahkemesi tartışmasına Abdullah Gül'de karıştı

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi tartışmalarına ilişkin,

10:15 16 Ekim 2020 Cuma
Anayasa Mahkemesi tartışmasına Abdullah Gül'de karıştı
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi tartışmalarına ilişkin,

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesinin özgürlükçü kararlarına evet diyen üyeleri saldırı altında, hayretle karşılıyorum dedi
T24 yazarı Murat Sabuncuya konuşan Gül, Yüksek yargı mensuplarının, devletin yüksek kademelerinde görevli memurların siyasi görüşlerini sosyal medya vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum ifadelerine yer verdi.

Sabuncunun yazısı şöyle:
Anayasa Mahkemesi tartışmaların gündeminde. Tüm eksiklerine rağmen zaman zaman aldığı kararlar bu kadar hukuksuzluk içinde az da olsa nefes aldırıyor. Bir süredir Anayasa Mahkemesi iktidarın ve ortağının hedefinde. İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun başlattığı atağa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da uzunca bir süredir eleştirilerini sürdürüyor.
Kimi analistler iktidardan gelen yoğun baskının önümüzdeki günlerde Mahkemenin önüne gelebilecek; yeni seçim kanunu çalışmasından Erdoğanın 3. dönem cumhurbaşkanlığının yasal olup olmayacağı gündemine pek çok kritik konunun önünü kesmek için böyle bir atak başlatıldığını düşünüyor.
Gazete köşelerinde ve televizyon analizlerinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün atadığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğanın atadığı isimler üzerinden yorumlar yapılıyor. 11. Cumhurbaşkanı Güle Anayasa Mahkemesi etrafında oluşan tartışmaları sordum. Not defterime kaydettiklerimi paylaşıyorum:
Yasakçı bir Anayasa Mahkemesi vardı Türkiyenin. Partileri kapatan, insan hakları standartlarını adeta bir üçüncü dünya ülkesine yakışır şekilde tutan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini hiç kaale almayan, dikkate almayan bir Anayasa Mahkemesi vardı. Fikir özgürlüğü, vicdan özgürlüğü çok daralıyordu.
Çok militan bir laiklik anlayışından dolayı 20 yaşındaki kız çocuklarına başörtüsüyle üniversiteye girmeyi yasak etmişti, yayınladığı, aldığı içtihat kararlarıyla. Böyle bir mahkeme benim iki partimi de kapattı. AK Parti iktidardayken, çoğunluğu varken bir oyla kapatılmaktan kurtuldu.
Yani Tayyip Bey, birçok önemli insan yasaklı hale gelmekten bir oyla kurtuldu. O zamanki Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıçın bile kıymeti bilinmedi. Bir oyla AK Parti kapatılmaktan kurtuldu, böyle bir Anayasa Mahkemesi vardı.
ÖZGÜRLÜKÇÜ DAVRANIYOR DİYE HÜCUM EDİLİYOR
O zamanki Anayasa Mahkemesiyle bugünkü Anayasa Mahkemesini karşılaştırdığımızda, bugünkü özgürlükçü davranıyor diye hücum ediliyor. Anayasa Mahkemesi, AİHM içtihatlarıyla karar veriyor diye üstüne gidiliyor ve Anayasa Mahkemesine hücum ediliyor.
AYMnin bütün özgürlükçü kararlarına ‘evet diyen üyeleri saldırı altında. Anayasa Mahkemesi Başkanı bütün kararlarda gayet istikrarlı bir şekilde özgürlükçü durmuş. Mahkeme üyesi hakim; gözü kapalı hareket eder, o kim bu kim diye değil, olaya bakar. Bu olay AK Partiyle ilgili olur, bu olay Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili olur, bu olay Enis Berberoğluyla ilgili olur veya bu olay başkasıyla ilgili olur. Önemli olan olayı değerlendirmesi, olayları özgürlükçü değerlendiriyorlar diye AYMyi bugün yerden yere vurmayı hayretle karşılıyorum açıkçası.
TENKİT ETTİK AMA SALDIRMADIK
Mahkemenin çoğunluğuna baktığınızda, benim atadıklarım var, Tayyip Beyin atadıkları var. Ayrıca AYM ülke için sigorta. Şu açıdan sigorta, yürütme, idare, hükümetler yanlışlar yapabilirler. Bazen çok öfkeyle hareket edebilirler. Ama olay soğuduktan sonra bunun Anayasa Mahkemesi gibi bir mahkeme tarafından düzeltilmesi hükümetlerin de işine gelir. Dolayısıyla bu kıymeti bilmek lazım.
Bizim partimiz kapatıldı, benim Cumhurbaşkanlığımla ilgili malum kararlar alındı, tenkit ettik ama bu kadar, böyle saldırmadık açıkçası. Bunu çok üzücü olarak görüyorum. Bu mahkemenin vazifeleri, görevleriyle ilgili 146. Madde bizim zamanımızda çıktı, yani AK Parti hükümeti bu maddeyi hazırladı, Meclise getirdi. Ben de Cumhurbaşkanı olarak Meclisten geçince, referanduma gönderdim. Neye itiraz ediliyor.
‘NE OLDU DA AYM ÜYELERİNE HÜCUM EDİLİYOR’
Bireysel başvuru hakkıyla hepimiz övündük, Anayasada aynen şöyle söylüyor: “Herkes Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında herhangi bir kişinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir”.
Bunu Anayasa maddesi yapmışız biz. Şunu da hatırlatmak isterim, bu Anayasa Mahkemesi Türkiyenin en büyük problemlerinden birisini çözdü. Vaktiyle genelkurmay başkanından birçok subaylara, birçok profesör, birçok gazeteci, Silivriden, Ankaradaki Sincandan eğer çıktılarsa, bundan çıkış yolunu AYM sağladı. AYM o zaman bireysel başvuru hakkını yürürlüğe koydu. O zaman Cumhurbaşkanı olarak çok destek verdim kendilerine, görüşmeler yaptım, cesaretle bunu yapın dedim, Türkiyenin çıkışı ancak bu, bu şekilde bireysel başvuruyla Türkiyeyi siz düzlüğe çıkartırsınız ve o şekilde hepsi çıktı. Şimdi bunları AK Parti vaktiyle yaptı, bunlarla övünüyorduk. Şimdi ne oldu da Anayasadaki görevleri yapan Anayasa Mahkemesinin üyelerine hücum ediliyor.
YÜKSEK YARGI ÜYESİ GÖRÜŞLERİNİ SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞMAZ
Bu bağlamda şunu da söylemek isterim. Yüksek yargı mensuplarının veya herhangi bir hâkimin siyasi görüşlerini, polemikli görüşlerini sosyal medya vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum. Buna çok yüksek seviyedeki devlet görevlilerini de eklerim. Devletin yüksek kademelerinde görevli memurların, hakimlerin, savcıların, bunları asla yapmaması lazım. Ama burada gördüğüm kadarıyla özgürlükçü zihniyete saldırılıyor. Bunu çok yanlış buluyorum. Anayasanın 153. Maddesi çok açık. Anayasa Mahkemesinin kararları Resmi Gazete yayımlanınca, Yasama yani Meclisi yani yürütmeyi Hükümeti, yargı organlarını idari makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar diyor.
KAOSA FIRSAT VERMEMEK GEREKİR
Anayasa Mahkemesinin kararına hoşlanmadığınız bir karardan dolayı uymazsanız yarın başka biri başka bir sebepten uymaz. Siz birgün bu kararı tanımazsanız yarın başka birisi başka bir kararı tanımaz. Kaosa fırsat vermemek gerekir. Yanlış bir gelişme. Bu tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Televizyonlara baktığımda tartışırken hiç kimse yasakçı özgürlükçü ekseni koymuyor. Kimini ben atamışım kimini Tayyip Bey atamış; bunlar konuşuluyor.
AYM’NİN ÜSTÜNLÜĞÜ TARTIŞMA GÖTÜRMEZ
Böyle bir yasakçı zihniyet arayışı içinde olmayı çok yadırgıyorum. Türkiye böyle mi olacaktı? Biz Avrupa halkının tattığı özgürlükleri Türk halkı da yaşasın, tatsın diye uğraşmadık mı? Avrupa halkından daha mı az hürriyeti olsun Türk halkının. Özgürlükçü bir Anayasa Mahkemesinin oluşmasıyla ilgili Anayasa değişikliğini referanduma taşıyan bir cumhurbaşkanı olarak da sahipleniyorum. Anayasa Mahkemesi normal hukuk düzeni içinde temyiz mahkemesi değil ama AYM en üst yargı organı. O dönem bireysel başvuru hakkı kime verilsin tartışmaları yapıldığında Yargıtay, ‘bunu biz yapalım dedi. Sonra konuşuldu, bunu AYM yapar dedik ve Anayasa Mahkemesine görevi verdik. AYMnin üstünlüğü tartışma götürmez.
EN AZ İTİBAR KAYBEDEN KURUM
AYM son yıllarda en az itibar kaybeden kurum açıkçası. Bunun kıymetini hükümetin bilmesi lazım. Hükümet bazen öfke ile hareket edebilir, bazen şartlar öyle gerektirir, bazı yanlışları yapabilir siyasetin doğasında olan bir şeyler ama olaylar soğuduğunda bütün bunları düzeltecek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre düzeltecek bir mahkemenin olması hükümetin de çıkarınadır. Anayasa Mahkemesinin itibarı hükümetin de Türkiyenin de itibarıdır.

Son güncelleme: 10:15 16.10.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı