H.B., Bu işin esas mimarı sizin de yazınızda yazdığınız gibi Ali Ayrancı’dır. dedi.
Türkiye’de çeşitli belediyelerin hizmet (gri) pasaportuyla bir grup insanı yurt dışına çıkartmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Malatya ve Elazığ belediyelerinin akabinde Bingöl’de de aynı yolun kullanarak bir grup insanın Almanya’ya gittiği ve dönmediği ortaya çıkmıştı.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Bingöl Belediyesi’nin sayesinde Almanya’ya giden bir kişi ile konuştu. Yılman, ismini “H.B.” kısaltmasıyla aktardığı kişinin 6 bin euro karşılığında bu işlemin yapılabileceğini, bunu herkesin bildiğini söylediğine işaret etti. Bu yolla Almanya’ya sadece Bingöl Belediyesi üzerinden 450-500 kişi gitti. H.B. ayrıca “bu işin esas mimarının” Bingöl Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde görevli Ali Ayrancı olduğunu da söyledi.
Sevilay Yılman’ın köşesinde aktardığı o söyleşideki sorular ve cevaplar şöyle:
Nasıl oldu bu organizasyona dahil olman? Nereden duydun bunu? Ya da kim söyledi?
Kimsenin bir şey söylemesine gerek yok ki… Bingöl’de yaşayan herkes zaten bu yolla Almanya’ya gidildiğini biliyor. Yeter ki verebileceğiniz 6 bin euronuz olsun…
Bazıları daha yüksek rakamlar telaffuz ediyor…
Doğru. 20 bin euroyu veren kek de var. Benden de önce 10 bin istediler. Dedim benim hepi topu 6 binim var. Başka da verecek param yok. Eli mahkum kabul ettiler…
“NÜFUS CÜZDANINLA PARAYI GETİR, GERİSİNİ BİZE BIRAK”
Nasıl oldu peki gri pasaporta kavuşman?
Hiçbir şey yapmadan oldu. Bana dediler nüfus cüzdanınla parayı getir, gerisini bize bırak. Öyle de oldu. Parayı götürdüm söyledikleri emanetçi adrese. 15 gün sonra gri pasaport elimdeydi.
O adres neresiydi?
Bingöl merkezde bir kuyumcuydu. Orada toplanıyordu paralar, kimlikler…
Sonra?
Sonra tarih verdiler. ‘Otobüsle götüreceğiz’ dediler. Bindik otobüse çıktık yola. Hiç sorun yaşamadan da vardık Almanya’ya… Zaten aynı şehre de gelmedik. Hepimiz değişik şehirlerde indik. Essen, Hannover, Bremen… Ben Hamburg’u istedim. Çünkü akrabalarım buradaydı…
“SİZ SANIYORSUNUZ Kİ 45-50 KİŞİDİR BU YOLLA ÇIKAN”
Kaç kişiydiniz?
Bir otobüs dolusuyduk… Bakın ben size bir şey söyleyeyim mi? Siz sanıyorsunuz ki 45-50 kişidir bu yolla çıkan. Bu yanlış bilgi. Sırf bizim Bingöl’den benim tanıdığım, burada hâlâ görüştüğüm 150 kişi var. 2019-2020 yılları arasında Bingöl’den en az 450-500 kişi böyle çıkarıldı.
Bu işin merkezi de Bingöl’dür. Siz oraya iyice bir bakın bence. Çünkü bu işin esas mimarı sizin de yazınızda yazdığınız gibi Ali Ayrancı’dır. Bingöllüdür kendisi ve çevresi çok geniştir. Eli kolu çok uzun bir vatandaştır… Bir de Sedat diye biri var. Soyadını bilmiyorum ama İstanbul’da yine Bingöllü biri…
Giderken hiç sorun yaşadınız mı yolda?
Hiçbir sorun yaşamadık. Otobüsten inmedik bile. Geliyorlardı alıyorlardı pasaportları elimizden. Götürüp damga vurduruyorlardı. Tekrar yola devam ediyorduk…
“VARIR VARMAZ PASAPORTLARI GERİ VERDİK, ŞART BUYDU”
Ne oldu peki pasaportun? Ne yaptın?
Geri verdik. Teslimat bittiği anda elimizden aldılar. Zaten şart oydu. Varır varmaz vereceksiniz pasaportları diye…
Şimdi pasaport yok ne yapıyorsun peki? Orada hangi kimliğini kullanıyorsun?
Bir kimlik kullanmama gerek yok. Kimse bilmiyor ki benim burada olduğumu. Almanya benden habersiz…
Nasıl yaşıyorsun peki? Kaçak olarak zor olmuyor mu?
Valla zor olmuyor. Kaçak gibi yaşamıyorum. Geziyorum da dolaşıyorum da… ‘Sen kimsin?, nesin?’ diye kimse sormuyor ki bana… Bir bekâr evinde kalıyorum arkadaşlarla. İnşaatta çalışıyorum. Bir sorun yaşamıyorum şu anda.
Ama bir gün yaşayacaksın illa ki…
O zaman da Allah büyüktür. Başımızın çaresine bakarız inşallah…
“KAÇAK YAŞIYORUZ HEPİMİZ!”
Çoğu insan iltica etmiş deniliyor. Sen niye etmedin?
O çok doğru bir bilgi değil. Başvuranlar oldu, evet. Almanya olumlu cevap vermedi daha. Çünkü ne diye gidip iltica edeceğim. Dese ki ‘Sen niye geldin?’ buraya… Desem; “Siyasiyim… Ülkemde baskı görüyorum.” filan. İnanır mı Almanya? Demez mi; “Kardeşim gri pasaportla girişin var senin. Madem ülkende baskı görüyordun, zulmediyorlardı. Nasıl aldın bu gri pasaportu? O yalan ablacığım. Gelenlerin çoğu iltica miltica edemiyor. Kaçak yaşıyoruz hepimiz!
Peki siyasi bir tarafın var mı?
Hiç öyle bir tarafım yok ablacığım. Ben ekmeğimin derdinde bir insanım. Buraya da ekmeğimi kazanmak için geldim. Allah’a çok şükür memnunum da. İyi kötü kazanıyorum. Bir oğlum var Bingöl’de. Ona rahat rahat bakıyorum. Ama adımı yazmayın lütfen. Kendim için korkmuyorum. Ailem orada. Oğlum var. Onların başına bir şey gelmesin…
Ne yapacaksın bundan sonra peki?
Valla bir şey yapmayacağım… Gittiği yere kadar böyle götüreceğim… Yakalanana kadar artık…
“BAK DÜŞÜN BURADA HER GÜN ET YİYORUM”
Memnun musun peki? Pişmanlık duyuyor musun?
Niye pişman olayım ki? Burada her şey var. Orada iş yoktu, güç yoktu. Açtım yav. Bak düşün burada her gün et yiyorum. Ben orada et yiyemiyordum. Eşim vefat etti. Bir tane oğlum var. Onu mutlu edecek kadar para kazandıktan sonra gerisi önemli değil…
Peki Almanya’daki kontaklar kim?
Her şehirde ayrı bir kontakları var. Bir kişi değil ki! Siz bir tanesini yazdınız. Ersin Kilit. Ondan başka bir sürü isim var. Uyduruk şirketler kurmuşlar burada. Onlar üzerinden davet yaptırıyorlar. Diyorlar ki; “Gelenlerin tüm masraflarını bu şirket karşılayacak” Belediyeye veriyor listeyi. Belediye de görevli diye müracaat ediyor valiliğe. Alıyor gri pasaportu. Mis gibi. Hiç sorun yaşanmadan getiriyor seni…
“HAFTADA 3 YA DA 4 OTOBÜS GELİYOR”
Evet mis gibi de… Ancak bu büyük suç sonuçta…
Benim ne suçum var? Ben bana böyle bir olanak sunulmuş bunu kullanmışım. Kime deseler seni bu yolla Avrupa’ya götüreceğiz. Kim yok der? Haftada 3 ya da 4 otobüs geliyor. Düşünün…
Hala gelen var mı?
Kesildi son dönemde, ancak Covid-19 yüzünden. En son geçen eylülde geldi birkaç otobüs. Araya salgın girdi diye durdu, yoksa çok güzel bir yöntem bulmuş adamlar. Tıkır tıkır işliyordu…