• Turkhane Logo

Almanya-Türkiye ilişkileri: Fırtına öncesi sessizlik endişesi

ABD Başkanı Biden gibi yeni Şansölye Scholz'un da Erdoğan’a mesafeli tutumu dikkat çekiyor.

17:56 01 January 2022 Saturday
Almanya-Türkiye ilişkileri: Fırtına öncesi sessizlik endişesi
ABD Başkanı Biden gibi yeni Şansölye Scholz'un da Erdoğan’a mesafeli tutumu dikkat çekiyor.

Olaf Scholzun başbakanlığındaki yeni Alman hükümeti için Türkiye ile ilişkiler bu yılın en zorlu dış politika başlıklarından birini oluşturuyor.
Türkiyede demokrasi alanındaki gerilemenin sürmesi, Ankara ile Berlin arasında siyasi bir çok konuda görüş ayrılıklarının devam etmesi, ilişkilerin zorlu geçeceğinin işaretleri olarak görülüyor.
Diğer yandan Alman hükümetinin, ABnin istikrarı ve güvenliği açısından önem verdiği bir çok uluslararası konuda, Türkiye zor ama aynı zamanda zorunlu bir muhatap” olarak görülmeye devam ediliyor. 
Suriye, Doğu Akdeniz, Libya ve Afganistan gibi gerilim ve ihtilaf konularının bu yıl da gündemde önemli yer tutması beklenirken, uluslararası alanda endişelere neden olan Rusya-Ukrayna krizi ve Bosna Hersekteki gerilimin de öne çıkması bekleniyor.
Scholzden Bidena benzer tavırAlmanyanın yeni başbakanı Olaf Scholzun, göreve gelmesinin ardından, tıpkı ABD Başkanı Joe Biden gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yönelik mesafeli ve ihtiyatlı bir tutum takınması dikkat çekiyor.
Bu yaklaşımda, AB ve ABDnin Türkiye politikalarında ortak bir tutum belirlemiş olmaları, tarafların Erdoğan ile yeni krizler yaşanmasına yol açabilecek angajmanlardan kaçınmalarının etkili olduğu belirtiliyor. Yeni yaklaşımın ana eksenini, Türkiyenin rotasını yenide Batı İttifakına, demokratik hukuk devletine çevirmesi oluşturuyor.
Geçen sene 15 Haziranda AB-ABD liderler zirvesi sonrasında yapılan ortak açıklamada, bu yaklaşım şu ifadelerle özetlenmişti:
Biz, demokratik bir Türkiye ile işbirliğine dayanan ve her iki taraf için yararlı bir ilişki istiyoruz.”
Alman hükümetinin Türkiyeye bakışıAlmanyanın yeni lideri, göreve başlamasının ardından Türkiye ile ilişkiler konusunda açıklama yapmadı. Ancak Scholzun yaptığı ilk dış ziyaretler ve telefon görüşmeleri, yeni hükümetin dış politikasında öncelikleri ve Türkiyeye nasıl konumlandırdığı konusunda önemli ipuçları veriyor. 
8 Aralıkta yemin ederek göreve başlayan Scholz, ilk dış ziyaretini 10 Aralıkta Fransaya yaptı, aynı gün Brüksele geçti, ABnin üst düzey yetkilileriyle bir araya geldikten sonra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü. Scholz, ABD Başkanı Joe Biden ile ilk telefon görüşmesini de yine 10 Aralıkta yaptı.
Başbakan Olaf Scholzun Erdoğan ile telefon görüşmesini, göreve gelmesinden 11 gün sonra yapması, üstelik aynı gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesi, dikkatlerden kaçmadı.
Almanya hükümet sözcüsü, telefon görüşmesine ilişkin yaptığı kısa açıklamada, Erdoğanın Scholzü yeni görevinden dolayı tebrik ettiğini, liderlerin ikili ve dış politika konularını ele aldıklarını, tarafların yakın istişarelerin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldıklarını” söylemekle yetindi.
Almanya için kritik başlıklarBerlinde Almanya-Türkiye ilişkilerini yakından izleyen çevreler, iki ülkenin bazı uluslararası konularda benzer görüşleri ve endişeleri paylaştıklarını, ancak bir çok konuda da görüş ayrılıklarının sürdüğünü belirterek, önümüzdeki aylarda yeni siyasi gerilimlerin yaşanabileceği konusunda endişelerini gizlemiyorlar.
Koalisyonun büyük ortağı Sosyal Demokrat Partinin (SPD) yanısıra, hükümet ortağı Yeşillerin de demokrasi ve insan hakları konularında büyük hassasiyet taşıması, iki partide de Türkiye kökenli siyasetçilerin ve Türkiyeyi yakından tanıyan isimlerin bulunması, Türkiyedeki iç siyasi gelişmelerin, ikili ilişkiler gündemine yansımasını da beraberinde getiriyor.
Bununla birlikte, Merkel hükümetinde olduğu gibi, Scholz hükümetinde de, Türkiye denince akla gelen ilk konuların başında, Suriyeli mülteciler bulunuyor.
2015 yılından bu yana yaklaşık 1 milyon Suriyeli sığınmacının geldiği Almanya, yeni bir istikrarsızlık ve gerilim durumunda, tekrar bir sığınmacı akınıyla karşı karşıya kalmaktan endişe ediyor ve böyle bir durumu engellemek için Türkiye ile işbirliğini devam ettirmek istiyor.
AB-Türkiye Mülteci Mutabakatının uygulamasının iyileştirilmesi konusunda görüşmelerin bu yıl devam etmesi bekleniyor. Diğer yandan Almanya, farklı uluslararası yardım kuruluşları aracılığıyla, Türkiyedeki sığınmacılara yönelik projelere finansman desteğini de devam ettiriyor.
Öte yandan Türkiyedeki ekonomik sorunlar ve siyasi tartışmalar, kamuoyunda sığınmacılar konusunda hoşnutsuzluk ve tepkiler, yakından izlenmeye devam ediliyor.
Kutuplaşmanın Almanyaya taşınması endişesiAlman siyasetçilerin Türkiye konusunda kaygıyla izlediklerini dile getirdikleri bir diğer önemli konu, Cumhurbaşkanı Erdoğanın söylemleri, bunların beraberinde toplumda görülen kutuplaşma ve Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerginlikler.
Erdoğanın yakın geçmişte, referandum ve seçimler öncesinde yürüttüğü kampanyalarda, kendi kitlesini konsolide etmek için kutuplaştırıcı bir söylem kullandığına dikkat çeken siyasi uzmanlar, dönem dönem Avrupa ülkelerine yöneltilen Nazi” ithamlarına benzer ağır suçlamaların siyasi krizlere yol açtığını, aynı zamanda kasıtlı olarak tırmandırılan gerilimin, Avrupada yaşayan Türkiye kökenliler arasında da huzursuzlukları ve kutuplaşmaları beraberinde getirdiğini hatırlatıyor.
Alman hükümet çevreleri, gelişmelerin yakından izlendiğini belirterek, Türkiyede bir baskın seçim kararının alınması durumunda, geçmişte yaşanan olumsuzlukların tekrarlanması için gerekil adımların atılacağını, Almanyanın iç güvenliği tehlikeye sokacak gelişmelere izin verilmeyeceğini vurguluyorlar.
Kritik Osman Kavala kararıYeni Alman hükümetinin dış politikada demokrasi ve insan haklarını önceliklendiren bir çizgi izleyeceğini açıklamasının ardından, bunun yansımalarının Türkiye ile ilişkilerde de görülmesi bekleniyor. Türkiyenin üyesi olduğu Avrupa Konseyinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulaması için birçok çağrıda bulunan Almanya, Osman Kavalanın serbest bırakılmasını istiyor.
Avrupa Konseyi, Türkiye hakkında ihlal prosedürünü başlatmak için düğmeye basmakla birlikte, Ankaraya Osman Kavalanın serbest bırakılması kararını uygulaması için 19 Ocaka kadar yeni bir fırsat tanımıştı. 
Bu konuda son haftalarda Avrupa ülkelerinden kamuoyuna dönük bir açıklama gelmemesi dikkat çekerken, bazı Batılı diplomatlar bu durum için fırtına öncesi sessizlik” benzetmesini yapıyor.
AİHM kararlarına rağmen Kavalanın serbest bırakılmaması durumunda, Türkiye yalnızca uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir ülke olarak anılmakla kalmayacak, AB ile ilişkilerde de daha derin bir kriz riski ortaya çıkacak. 
Ağır sonuçlar doğurabilirDemokraside gerileme nedeniyle fiilen dondurulan Türkiyenin AB üyelik müzakerelerinin bu kez resmen askıya alınması da söz konusu olabilecek. ABnin, aday ülke Türkiyede demokrasi ve hukuk devleti gibi temel değerlerin ciddi ve sürekli bir şekilde ihlali” durumunda, bu yönde bir karar alma yetkisi bulunuyor.
Ayrıca ABnin Küresel İnsan Hakları Yaptırım Rejimi uyarınca da, Türkiyede AİHM kararlarının uygulanmasını engelleyen siyasi sorumlular ve yetkililer hakkında yaptırım gündeme gelebilir. Böyle bir yaptırım önerisi, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ile üye ülkeler tarafından yapılabiliyor. Yaptırım kararı ise AB Konseyinde oybirliği ile alınıyor.
Steinmeier Türkiyeyi ziyaret etmediYeni yılın bir diğer önemli dönemeçlerinden birini de Almanyada 13 Şubat 2022 tarihinde yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı seçimleri oluşturacak.
Almanya-Türkiye ilişkilerini yakından takip eden deneyimli bir siyasetçi olan Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier,  aynı zamanda Erdoğanın politikalarını açık sözlü bir şekilde eleştiren sayılı liderlerden biri. Steinmeierın bugüne kadar Türkiyeyi ziyaret etmemesinin de, Erdoğana yönelik bir mesaj olduğu belirtiliyor.
Oysa Steinmeierden önce 2014 yılında dönemin cumhurbaşkanı Joachim Gauck, 2010 yılında da dönemin cumhurbaşkanı Christian Wulff, Türkiyeye resmi ziyaret gerçekleştirmişlerdi.
Türkiyeyi yakından takip ediyorŞubat ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir kez daha seçilme şansı yüksek olduğu belirtilen Steinmeier, ilk olarak 2005- 2009  döneminde, sonra da 2013- 2017 yılları arasında Almanya dışişleri bakanı olarak görev yapmıştı. Sonra cumhurbaşkanı seçilen Steinmeier, Erdoğan iktidarının Türkiyede yol açtığı değişimi çok yakından takip eden bir siyasetçi.
Steinmeier, daha ihtiyatlı ve diplomatik bir dil kullanan Merkelden farklı olarak, kamuoyu önünde yaptığı açıklamalarda da, Erdoğanın politikaları hakkındaki endişe, eleştiri ve uyarılarını çok daha açık ifadelerle dile getirmişti.
Steinmeierin verdiği mesajlar ve takındığı tutum, Almanyanın Türkiyeye yönelik devlet politikasının temel parametrelerini sergilemesi nedeniyle de ayrıca önemli görülüyor.

Steinmeierin dikkat çeken mesajlarıTürkiyede cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürürlüğe girmesinden bir kaç ay sonra, Eylül 2018de Cumhurbaşkanı Erdoğanı Berlinde ağırlayan Steinmeier, konuğunun onuruna verdiği, çok sayıda davetlinin katıldığı akşam yemeğinde Türk heyetinde soğuk duş etkisi yaratan bir konuşma yapmıştı.
Türkiyeye, Almanyadaki Nazi öneminde, aralarında yüzlerce bilim insanı ve sanatçıların bulunduğu insanlara ev sahipliği yaptığı için minnettar olduklarını söyleyen Steinmeier, 80 yıl önce Almanlar Türkiyeye sığınmıştı, bugün ise, sivil toplum üzerinde artan baskının kaynaklık ettiği artan endişe nedeniyle Türkiyeden çok sayıda kişi bize sığınıyor” demişti. Alman Cumhurbaşkanı, Erdoğana dönerek sözlerine şöyle devam etmişti:
Keskin toplumsal farklılıkların insan hakları ve hukukun üstünlüğü temelinde çözüme kavuşturulmasını temenni ediyoruz. Ve bu sadece bir temenni değil. İstikrarlı, demokratik anayasaya dayanan, ekonomik olarak başarılı, Avrupa yönelimli bir Türkiye, Almanyanın menfaatleri açısından büyük önem taşımaktadır… Sayın Cumhurbaşkanı, olanları görmezden gelerek, normal gündeme dönemeyeceğimizi anlayacağınızı umuyorum.”
Steinmeierin üç yıl önce Erdoğanın yüzüne bakarak kamuoyu önünde yaptığı ve tarihi olarak nitelendirilen bu konuşması aslında ilişkilerde bugün gelinen noktaya da ışık tutuyor.

Son güncelleme: 17:56 01.01.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı