Almanyanın Bavyera Eyaleti’nde bulunan Aichach kenti ve çevresinde Hizb-ut Tahrir üyesi olduğundan şüphelenilen altı kişinin evlerine operasyon düzenlendi. Polis, beşi Türk biri Alman vatandaşı altı kişinin örgüt için faaliyet yürütmek, yeni üyeler kazanmak ve örgüte maddi kaynak sağlamak amaçlı çalıştığından yola çıkıldığını açıkladı. Evlerinde arama yapılan İslamcı hareket üyesi olduğundan şüphelenilen kişilerin yaşlarının 25-34 arasında olduğu ve operasyonun, söz konusu altı kişi hakkında yürütülen soruşturma kapsamında düzenlendiği bildirildi.
31 yaşındaki şüpheli, örgütün Türkiye kolunun önde gelenlerindenOperasyonun ana şüphelilerinden birinin 31 yaşındaki bir Türk vatandaşı olduğu ve Almanya’ya siyasi sığınma başvurusunda bulunduğu bildirildi. Emniyet birimleri yaptığı açıklamada, söz konusu ana şüphelinin Hizb-ut Tahririn Türkiyedeki öncü kadrolarından biri olduğunu belirtti. Almanya’ya 2018 yılında geldiği açıklanan kişinin o zamandan beri güvenlik birimleri tarafından izlendiği de kaydedildi. İkinci ana zanlının ise Augsburg kentinde ikamet ettiği bildiriliyor.
Bavyera’da iç güvenlikten sorumlu emniyet dairesi, dört konut ile bir mülteci yurdunda, bir de örgütün buluşmalarında kullanmak üzere kiraladığı bir mekanda aramalar yapıldığını açıkladı. Çok sayıda yazılı ve dijital malzemeye el konduğu belirtildi.
2003’ten beri Almanya’da yasakHizb-ut Tahrir 1953’te Filistinli politikacı Takiyyuddin en Nebhani tarafından kuruldu. Alman istihbarat birimlerine göre partinin amacı, bütün Müslümanları birleştiren ve şeriat kurallarının geçerli olacağı bir devlet kurmak. Yahudi ve İsrail karşıtı militan bir yapılanma olduğu kaydedilen Hizb-ut Tahrir’in Almanya’da 2003 yılında yasaklanmasında da antisemitik kışkırtmalar ve şiddet içeren tehditleri olduğu kaydediliyor. Örgüt 2003te anayasaya aykırı bir örgüt olduğu öne sürülerek Alman İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklandı. Yasak kararı 2006da Federal İdare Mahkemesi tarafından da onadı.
Alman istihbarat birimleri, Hizb-ut Tahrir’in batılı demokratik yönetimler ile Arap ve Müslüman ülkelerdeki mevcut hükümetleri de reddetiği ve kafir ilan ettiği ifade ediliyor. Bu nedenle pek çok Müslüman ülkede de izole şekilde varlığını sürdürdüğü aktarılıyor.
