Yeni Şafak Gazetesindeki yazılarıyla AKPnin icraatlarını onaylayan fetvalar veren ve bu nedenle dini bir siyasi parti lehine eğip bükmekle suçlanan din adamı Hayrettin Karaman bu kez de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanın başka devletlerin kadın liderleri ile tokalaşmasının dinen sakıncalı olmadığını ima eden bir fetva verdi.
Karamanın, yabancı bir ülkenin kadın lideri ile, Almanya Başbakanı Angela Merkeli işaret ettiği anlaşılırken, Erdoğanın Merkel ile tokalaşmasına onay veren görüşünü şu satırlarla ifade etti:
Ben bunu da demiyorum, yalnızca şunu diyorum: Bazı kimselerin mevkii ve durumu bazı zamanlarda kadınla tokalaşmayı gerekli hale getiriyorsa -zaruret sayılan ihtiyaç çerçevesinde- bunu da istisnalar içine sokmak mümkündür. Meselâ uluslararası ilişkilerde devletimizi temsil eden bir kişi bir başka devlet temsilcisi kadın elini uzattığında tokalaşmazsa ortaya çıkacak durumu düşünmekte fayda var diyorum.
Sosyal medyada, Erdoğan ile Merkelin tokalaşması eleştirilmiş, duruma göre İslamın yorumlanmasının dini tahribat anlamına geldiği itirazları yükselmişti.
Faiz ve kredileri de aklayan ve AKPnin hemen tüm uygulamalarına dinen vize veren Karaman, Karadaviden alıntı ile, Erdoğan-Merkel tokalaşmasının caiz olduğunu şöyle iddia etti:
Bu konulara girmeden, “bak buna cevap veremedi” demesinler diye, kadınlarla tokalaşma meselesine de kısaca temas edeyim. Çağın önemli âlimi Karadâvî bu konuda genişçe bir makale yazmıştı, özetle şöyle diyordu: “Kadınlarla tokalaşma konusunda nas yoktur, rivâyetler ya zayıftır veya yasak/haram hükmüne delâlet etmez. Delil nas değil, sedd-i zerî’a (harama gidebilecek yolun kapatılması) ve ihtilâttır (kadın erkek beraberliğinin sınırlanmasıdır).
Yaşlı erkek ve kadınlarla tokalaşmaya ve ellerini öpmeye çocukları okşamaya izin verilmesi bunu gösteriyor. Bu sebeple genç kadın ve erkekler genel uygulama olarak tokalaşmadan uzak durmalıdırlar. Kadın önceden elini uzatmamalıdır. Erkek uzatır da eli havada kalınca önemli bir sakınca doğacaksa ve cinsel bir duygu durumu da yoksa tokalaşma olabilir.
Karaman, bu görüşü için hatalı diyenler olabileceğini ancak bidat ve haram demenin doğru olmadığını da savundu, ardından da uzunca bir açıklama ile bidatları sıraladı.
