KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 2008-2018 yılları arasında gençlerle ilgili yapılan araştırmalar gösterdi ki AKP’nin ‘dindar nesil yetiştirme’ çabaları siyasi mühendislik olarak kaldı. Öruç tutanların namaz kılanların oranı yıllar içinde düştü. dedi
T24 yazarı Murat Sabuncu ve KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Periscope üzerinden naklen yayınlanan Sayıların Dili isimli programda bu hafta, son 10 yıldır gençlerle ilgili yapılan araştırmaları masaya yatırdı.
DİNDAR MUHAFAZAKÂR OLANLARIN ORANI YÜZDE 25TEN YÜZDE 15E İNDİ
Programda gençler arasında kendini geleneksel muhafazakâr olarak tanımlayanların oranının yüzde 45’ten 43’e, dindar muhafazakâr olarak tanımlayanların yüzde 25’ten 15’e düştüğünü, modern olarak tanımlayanların oranının ise yüzde 29’dan 42’ye yükseldiğini gösteren veriler paylaşıldı.
Bekir Ağırdır, bu değişimin muhafazakâr dünyada dini inanç zayıflıyor söylemi üzerinden tartışıldığını ancak asıl meselenin şehirleşme ve metropolleşme olduğunu söyledi.
Bekir Ağırdıra göre AKPnin dindar nesil beyanları başarısız bir mühendislikten öte gidemedi.
Gençlerle ilgili yaptığı araştırmaları mukayese eden Ağırdır, gençlerin eskiye oranla kendini daha çok modern olarak tanımladığına dikkati çekti.
Türkiye’nin sosyal hayatta geç bir modernleşme yaşadığını dile getiren Ağırdır, “Dolayısıyla AKP’nin veya bu hükümetin yapmaya çalıştığı bütün bu dindar nesil yetiştirme çabaları aslında bir siyasi mühendislik olarak kalıyor karşımızda.” diye konuştu.
BEKİR AĞIRDIRIN PAYLAŞTIĞI BAZI VERİLER (2008DEN 2018E):
*Gençlerde oruç tutanlar yüzde 74’ten 58’e düştü.
*Düzenli olarak namaz kılarım diyenler yüzde 27’den 24’e geriledi.
*Gençler daha geç evleniyor. Yalnız yaşayanlar çoğalıyor.
*İnanç seviyelerinde dindarım diyenler azalıyor.
*Gençler arasında ateistim diyenler 10 yılda yüzde 1’den yüzde 4’e çıktı.
*Başını örtenler yüzde 57-58’den yüzde 50’ye düştü.
*19 milyon gencin 4’te 1’i iş güvencesi ve gelecek güvencesi korkusu yaşıyor.
GENÇLER DAHA ÇOĞULCU BİR HALATIN İÇİNDE YETİŞİYOR
Türkiye’deki gençlerin önceki kuşaktan farklı olduğunu vurgulayan Ağırdır, “Hem metropolleşen hem de teknoloji ile hayatın ritminin tümüyle değiştiği bir zaman aralığında doğdu bu insanlar. Hepimiz monolitik bir kültüre doğduk, fakat benim kızlarım İstanbul’da doğdu ve direkt teknolojiye doğdular. dedi.
Dolayısıyla onların birçok konudaki tanımı faklı. diyen Ağırdır, Onlar daha çoğulcu bir hayatın içerisinde birçok şeyi bir arada yapıyorlar. Bilgi edinme biçimleri, deneyim aktarma biçimleri faklı, dolayısıyla ilişki formatı, ahlaki ve kültürel formları ile önceki kuşaklardan çok farklı bir yerdeler.” ifadelerini kullandı.
