Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hasan Öztürk, Gülün adını anmadan giriştiği suçlamada, Pusuda bekleyen “sinsiler” 31 Mart 2019’dan sonra parti kuracakmış. Ama bu tek bir parti değilmiş. İki parti yoldaymış diye yazdıktan sonra, Güle açıkça şu satırlarla seslendi:
Biri bir yerde, “ben buradayım gelsinler” diye bekliyormuş. Diğer bir başka yerde başkalarıyla birlikte çoktan harekete geçmişmiş. Kılıçdaroğlu ile 3.5 saat konuşan 11’nci Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, o konuşmanın içeriğiyle ilgili bize bir şey söylemezse 31 Mart 2019’dan sonra kurulacak partiyle ilgili ne konuştunuz diye sorma hakkımız yok mudur acaba?
Benzer bir paranoya 24 Haziran seçimleri öncesinde de yaşanmış, Gülün muhalefet partilerinin çatı adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmesi kulisleri medya gündemine gelmiş, ardından da dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan Gülün evine helikopterli bir ziyaret gerçekleştirmişti.
Ziyaretin, Gülü adaylıktan caydırma amaçlı olduğu ortaya çıkmıştı.
Kılıçdaroğlunun 31 Mart yerel seçimleri öncesinde, Gül ile görüşmesi yine benzer bir paranoyayı gün yüzüne çıkarmış görünüyor.
Öztürk yazısında, AKPnin odaklandığı konuları sıraladı ve en üst sıraya da Gülün AKPye karşı bir siyasi parti kurma ihtimalini koydu ve yazısını, Ahvalimiz budur. Dikkatimizi yoğunlaştırdığımız meseleler bunlardır. Siz ne dersiniz sorusuyla tamamladı.