• Turkhane Logo

Akif Beki: Hayırdır inşallah yargıda ne pişiyor!

15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL’le birlikte askıya alınan hukuk, yüz binlerce insanın hayatını alt üst etti ve etmeye de devam ediyor.

11:09 17 Ocak 2019 Perşembe
Akif Beki: Hayırdır inşallah yargıda ne pişiyor!
15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL’le birlikte askıya alınan hukuk, yüz binlerce insanın hayatını alt üst etti ve etmeye de devam ediyor.

Adalet Bakanı Gül, Yargı Reformu Stratejisi’yle ilgili son kabine toplantısında bir sunum yaparken aynı gün bir bakanlık heyetinin, Strazburg’da AİHM ve Avrupa Konseyi’ne hazırlıklar hakkında bilgi verdiği haberi geldi.

Karar yazarı Akif Beki, yargı üzerindeki son gelişmelere dikkat çekerek, “Hayırdır inşallah ne pişiyor yargıda” diye soruyor. Beki, “Açılan soruşturma ve davaların süreleri, taraflara baştan bildirilecek. Amaç, yargı süreçlerini hızlandırırken ucunu açık bırakmamak” ifadesini kullanıyor.

Özellikle sivil toplum yöneticisi Osman Kavala davasındaki gibi, bir yıldan fazla süredir yazılamayan iddianameler ve hâkim önüne çıkarılmadan tutuklu bekleyenler olduğunun altını çizen Beki, “Bu tür mağduriyetlerin tekrarını ortadan kaldıracak bir adım. Suçu yüzüne resmen okunmadan ve aleyhindeki delilleri bilmeden, boşluğa baktırılarak içeride yatırılmayacak kimse” görüşünü savunuyor.


“Yargıtay Başsavcılığı’nın Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşlerle ilgili itirazı, bir toparlanma işareti daha çaktı” diyen Beki, Altanlar ve Ilıcak, ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ten mahkumiyet almıştı. Başsavcılık, ağırlaştırılmış müebbet hapis kararının bozulmasını istedi. Hem de yanlış suçtan yargılandıkları gerekçesiyle” hatırlatması yapıyor ve ekliyor:

“Yargıtay dairesi bu görüşe uyarsa, Altanlar ve Ilıcak’ın yargılandığı suçun niteliği değişecek. Tabii istenebilecek azami ceza da. Olsa olsa, terör örgütüne yönetici veya üye olmaksızın bilerek yardımdan hesaba çekilecekler. ‘Aynı amaç doğrultusunda’ ve ‘ağız birliği içinde’ işlenen terör eylemi ve darbe girişimi gibi uçuk suçlamalar tarihe karışacak. Atılı suçla sanık arasında ‘amaç birliği’ gibi afaki, soyut ve zorlama bağlantılar artık iddia edilemeyecek. Onun yerine, zor kullanıldığına dair somut araç, hiyerarşik bağ ve yöntem birliği aranacak. Bulunamıyor ve örgütlü eylem zincirine bilfiil iştirak bağı kurulamıyorsa da suçlama düşecek. Silahla sözü, düşünce açıklamasıyla terör eylemini, konuşanla katili bir tutma çarpıklığına son verilecek. Kanun önünde aynı kefeye konmayacak, ayrı tutulacaklar. Şöyle de diyebiliriz; kitap bombadan daha tehlikeli sayılmayacağından, yazar da bombacıdan bile daha ağır cezalara çarptırılmayacak.”

Beki, “Duyduklarına inanamayanlar, ‘bugünleri de görecek miydik’ diye sevinçle şaşıranlar yok değil” diyor. Ancak yargıda normalleşme umudunun, hâlâ şüpheyle karşılandığı şerhini düşüyor.

“O dönem bitti demeden önce, göz boyamayla kalmayacağını görme ihtiyacı hakim iyimserliğe” diyen yazar, “Bakan Gül’ün de altını çizdiği 23. ve 24. fasılları açmaya AB’yi ikna etmek için mi yoksa kafaya dank etti de, kendi vatandaşlarımızın hak arama yollarına ve adalete erişimini sağlamak için mi bu adımlar atılıyor” sorusuna cevap arıyor.
 

Son güncelleme: 11:09 17.01.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı