• Turkhane Logo

Af Örgütü: Türkiye'de keyfi ve cezalandırma amaçlı gözaltılarla adil olmayan yargılamalar var

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty Intarnational), 159 ülkede insan haklarının durumunun incelendiği 2017/18 raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Türkiye'deki gözaltılar ve yargılamalar eleştirildi.

09:34 22 Şubat 2018 Perşembe
Af Örgütü: Türkiye'de keyfi ve cezalandırma amaçlı gözaltılarla adil olmayan yargılamalar var
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty Intarnational), 159 ülkede insan haklarının durumunun incelendiği 2017/18 raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Türkiye'deki gözaltılar ve yargılamalar eleştirildi.

Uluslararası Af Örgütü, 159 ülkedeki insan haklarına ilişkin durumu mercek altına alarak yaşanan hak mağduriyetlerini ortaya koydu. Bunlar arasında en fazla yer alan ülkelerden bir tanesi de Türkiye oldu. 

Uluslararası Af Örgütü 159 ülkede insan haklarının durumunu mercek altına aldığı raporunu Washingtonda kamuoyuyla paylaştı. Raporda birçok ülkede ayrımcılığın olağan hale geldiğine vurgu yapılırken, Myanmardaki Rohingyalara uygulanan zulmün, azınlıkların bilinçli olarak dışlanmasının nasıl ağır insan hakları ihlallerine yol açtığını gösteren korkunç bir örnek olduğu kaydedildi. Raporda siyasetin bölücü söylemlere kararlı bir şekilde mücadele etmesi gerektiği de ifade edildi.

Uluslararası Af Örgütü raporunda, birçok ülkedeki fikir, toplanma ve gösteri özgürlüğünün kısıtlanması veya hukuk devletinin getirdiği teminatların hiçe sayılması girişimlerini de eleştirdi. Macaristanda hükümeti eleştiren grupların yabancı ajan, casus ve devlet düşmanı olarak yaftalandığı, Polonyada hükümetin yargı, sivil toplum kuruluşları ve medyanın polis denetimine girmesi için girişiminin sürdüğü kaydedildi.


KEYFİ GÖZALTI VE YARGILAMA KONUSUNDA TÜRKİYEYE ELEŞTİRİ

Uluslararası Af Örgütünün raporunda Türkiyedeki gözaltı ve yargılama süreci de eleştirildi. Raporda keyfi, uzatılmış ve cezalandırma amaçlı gözaltılar ile adil olmayan yargılamaların gündemin bir parçası olduğu kaydedildi. Raporda Soruşturmalara ilişkin gizli bilgiler hükümete yakın basın organlarına sızdırıldı ve gazetelerin birinci sayfalarında yer aldı, hükümet sözcüleri ise devam eden soruşturmalar hakkında önyargılı açıklamalarda bulundu. Gazeteciler ve siyasi aktivistlere yönelik cezai kovuşturmalar devam etti, insan hakları savunucularına karşı açılan dava sayısında keskin bir artış yaşandı. Uluslararası gazeteciler ve medya mensupları da hedef alındı ifadelerine yer verildi.

Raporda ayrıca Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıçın aylardır absürt suçlamalarla demir parmaklıklar ardında tutulduğu eleştirisine yer verildi.

Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Markus Beeko bu durumun Türkiyenin şu anda bir hukuk devleti olmaktan ne kadar uzak olduğunu gösterdiğini savundu.

Taner Kılıç, Bylock sorusturması kapsamında gözaltına alınmıştı. Taner Kılıçın dosyası daha sonra Büyükada davasıyla birleştirilmişti. Kılıç, Büyükada davasında hakkında tahliye kararı verilmesinden bir gün sonra savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklanmıştı.

ULUSLARARASI TOPLUM SEYİRCİ

Raporda ayrıca öldürülen ve tutuklanan insan hakları savunucularının sayısındaki artışa, yeni çıkarılan kanunlarla sivil toplumun haklarında yapılan kısıtlamalara, dini ve etnik azınlıklara yönelik tehditlere dikkat çekilirken, uluslararası toplumun tüm bunlara seyirci kaldığı ifade edildi.

Af Örgütünün Almanya Genel Sekreteri Markus Beeko, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilişinin 70inci yılında insan haklarının bir dizi dışlama söylemiyle ayaklar altına alındığının altını çizdi. Beeko 2017de insan hakları savunucularına yönelik iftira, hınç ve şiddetin arttığına da vurgu yaptı.

Geçen yıl 27 ülkede en az 312 insan hakları savunucusu öldürüldü. Beeko bunun 2016 yılına oranla belirgin bir artışa işaret etiğine dikkat çekti. Birleşmiş Milletler geçen yıl sadece Kolombiyada yaklaşık yüz insan hakları savunucusunun öldürüldüğünü tahmin ediyor.   

WASHINGTON BİLİNÇLİ BİR SEÇİM
Deutsche Welleye konuşan Uluslararası Af Örgütü sözcüsü David Griffiths raporun açıklanması için Washingtonun özellikle seçildiğini kaydetti.

Griffiths Amerikan Başkanı Donald Trumpın nefret söylemini nasıl uygulamaya geçirdiğine şahit olduk. Aynı şekilde ABDde birçok kişinin bu siyasete karşı sokaklara döküldüğünü ve bu durumu aktif bir şekilde protesto ettiğini de gördük şeklinde konuştu.
(Deutsche Welle Türkçe)

 

Son güncelleme: 09:34 22.02.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı