• Turkhane Logo

Adı kondu: Virüs yayan Kavimler Göçü!

İstanbul Tabip Odası tarafından yayınlanan raporda 17 günlük tam kapanma kararının ardından yaşananlar değerlendirildi. Raporda,

17:25 04 Mayıs 2021 Salı
Adı kondu: Virüs yayan Kavimler Göçü!
İstanbul Tabip Odası tarafından yayınlanan raporda 17 günlük tam kapanma kararının ardından yaşananlar değerlendirildi. Raporda,

Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı 29 Nisan-17 Mayıs 2021 tarihleri arasında tam kapanma uygulamasına geçilmesinin ardından, İstanbul Tabip Odası Kovid-19 İzleme Kurulu tarafından nisan ayı raporu yayınlandı.

Raporda, İstanbulun nisan ayındaki koronavirüs tablosu raporlaştırıldı. Raporda, salgının en büyük pikini nisan ayında yaptığı ve bu ayda Türkiye sağlık sisteminin çöktüğü bilgisi yer aldı. İstanbulda koronavirüs hastalarının yoğun bakım yatağı bulamadığı ifade edildi.
Sözcü gazetesinden Sibel Gülersöylerin haberine göre rapordan öne çıkan bazı başlıklar ve çözüm önerileri şöyle:
1) Kovid-19 salgını Türkiyede olduğu gibi İstanbulda da şimdiye kadarki en büyük pikini Nisan ayında yaptı. Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamalara göre 1 Nisan 2021 günü günlük vefat sayısı 176 iken ay boyunca sürekli yükselerek 30 Nisan 2021 günü 394e çıktı.
Çöküşün en yoğun olduğu il İstanbul
2) Nisan ayında Türkiye sağlık sistemi çöktü. Bu çöküşün en yoğun yaşandığı il ise İstanbul oldu. İstanbulda binlerce Kovid-19 hastası hastaneye yatması gerektiği halde yatak bulamadı, bir yoğun bakım yatağının boşalması ve böylece sıranın kendisine gelmesini beklemek zorunda kaldı.
 3) Salgının daha önceki aylarında hafif-orta hastalar dahi hastaneye yatırılırken Nisan ayında oksijen saturasyonu düştüğü için kesin yatış endikasyonu bulunan Kovid-19 hastalarına bile yatak bulunamadı.
Hekimler hastalar arasında seçim yapmak zorunda kaldı
 4) Kamu hastanelerinin çoğu fiili olarak pandemi hastanesine dönüştürülmesine rağmen ihtiyaca cevap veremedi. Hastalar evlerinde ya da acil servislerde yatış sırasında can verirken hekimler hastalar arasında seçim yapmak zorunda kaldı.
 5) Hastanelerin Kovid-19 hastalarıyla dolması nedeniyle Kovid-19 dışı hastaların maruz kaldığı mağduriyet nisan ayı boyunca daha da arttı.
 6) Salgınla mücadelenin en ön saflarında görev alan hekimler, sağlık çalışanları Nisan ayı boyunca çok daha yorucu, yıpratıcı koşullarda çalışırken pandemi bahanesiyle izin, istifa, emeklilik haklarının kısıtlanması, engellenmesi nedeniyle de mağduriyet yaşadılar.
 7) Kamu hastaneleri bu durumdayken özel hastane patronlarının kâr peşinde koşmaya devam ettiklerini İTO olarak 20 Nisanda açıkladığımız Pandemi Döneminde Özel Hastanelerde Sağlığın Finansmanı Raporuyla kamuoyuyla paylaşmıştık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 26 Nisanda yaptığı açıklamada da konuya değinmesine rağmen değişen bir şey olmadı. Özel hastane patronları can derdindeki vatandaşlardan kanunsuzca para sızdırmaya hala devam ediyorlar.
 8) Nisan ayında İstanbulda dördü hekim sekiz sağlık çalışanı, Türkiye genelinde toplam yirmi bir sağlık çalışanı Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Bu ölümlerle birlikte Kovid-19 hekim/sağlıkçı kırımında kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının toplam sayısı 417ye yükseldi.
Böyle kapanma olmaz
 9) 13 Nisanda açıklanan kısmi kapanma tedbirleri hasta ve ölüm sayılarındaki artışı durduramayınca 29 Nisandan 17 Mayısa kadar  tam kapanmaya gidileceği açıklandı. Ancak siyasi iktidar bütün uyarılarımıza rağmen çarkları durdurup insanların pandemi kurallarına uyarak fiziksel hareketlerini, temiz hava almalarını sağlayacağına, tam tersine çarkları serbest bırakıp insanları evlerinde hapsederek bütün dünyaya Böyle Kapanma Olmaz! dedirtti. Bunun yanında, Ekonomik Sosyal Desteksiz Kapanma Olmaz! çağrılarımıza kulak tıkayan siyasi iktidar milyonlarca insanı açlık ve sefalete mahkum etti.
 10) 26 Nisan akşamı tam kapanma kararının açıklanmasının ardından yüz binlerce insanın tatil beldelerine, köylerine doğru yola çıkmasıyla Kavimler Göçü misali virüs İstanbuldan Anadoluya taşındı.
 11) Aşılama çalışmalarındaki belirsizlik ve aksaklıklar Nisan ayı boyunca da devam etti. Önce Sinovac aşıları randevuya kapatıldı. Sonra Biontech aşılarının ikinci dozunun 6-8 haftaya erteleneceği açıklandı. Ertesi gün ertelemenin iptal edildiği duyuruldu. Bu kaos ortamının sonucu olarak İstanbul İl Sağlık Müdürü 15 Nisanda yaptığı açıklamada 60-64 yaş grubunun ancak yüzde 60ını aşılayabildiklerini itiraf etti.
 12) Sağlık Bakanı Fahrettin Kocanın aşı konusunda sürekli kendini yalanlayan açıklamaları yetmezmiş gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Sağlık Bakanını yalanladı. Sağlık Bakanı 26 Nisanda Aşı tedariki önümüzdeki iki ay için güçleşiyor. derken Cumhurbaşkanı iki gün sonra Aşı tedarikinde herhangi bir sıkıntı yaşayacağımızı kabul etmiyorum. açıklamasını yaptı.
 13) Test sayıları düzenli olarak düşerken ve filyasyon çalışmaları sadece semptom gösteren hastalarla temaslıların izlenmesine indirgenmişken Sağlık Bakanlığının her akşam yayınladığı Turkuvaz Tabloda filyasyon oranının yüzde 99.9a sabitlenmesinin hiçbir inandırıcılığı yoktur.
Bu dönemde bir diğer ayrıcalıklı grup da turistler olarak ön plana çıktı
 14) İnsanların en yakınlarının cenaze törenlerine katılması bile yasakken bu yasakları koyan iktidardaki ayrıcalıklı azınlık sahipleri kalabalık törenlere katılmaya devam ettiler.
 15) AKP-Saray Rejimi Kovid-19 pandemisini baskıcı, otoriter emellerine alet etmeyi nisan ayında da sürdürdü. İTO olarak 15 Nisan günü İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştireceğimiz Yaşamak İstiyoruz/Ölümleri Durdurun başlıklı basın açıklamamız Fatih Kaymakamlığının keyfi yasaklamasıyla engellenmeye çalışıldı. (Hükümet güçlerinin zorbaca kuvvet kullanmasına rağmen açıklamamızı tarihi Çemberlitaş Meydanında gerçekleştirdik.) Aynı şekilde, 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününe çağrı amacıyla yapılan basın açıklamaları ve 1 Mayıs günü Taksime çıkmaya çalışan emekçiler polisin yoğun şiddet ve saldırısına maruz kaldılar.
 16) Bu dönemde bir diğer ayrıcalıklı grup da turistler olarak ön plana çıktı. Bu konuda yapılan bütün uyarılara rağmen farklı bir ülkeye ait pasaportu olan herhangi bir birey hiçbir engellemeye takılmadan yurda girebildi. Ülke neredeyse bütün varyant virüslerin görüldüğü bir rezervuara dönüştürüldü. Yurt dışından gelenlere PCR zorunluluğu bile ancak 30 Aralık 2020 itibariyle uygulamaya sokuldu. Şimdi ise yayınlanan genelgeyle 15 Mayıs 2021 tarihinden itibaren Hong Kong, Çin, Tayvan, Vietnam, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Tayland, Güney Kore, İsrail, Japonya, Birleşik Krallık, Letonya, Lüksemburg, Ukrayna ve Estonyadan Türkiyeye gelen kişilerin Türkiye’ye girişlerinde PCR testi talep edilmeyeceği kamuoyuna duyuruldu.

Son güncelleme: 17:25 04.05.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı