• Turkhane Logo

Acı itiraf! İhraç edilen 4 bin hakimin yerlerine stajını bile tam yapmamış hakimler atandı

Yargıtay Ceza Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil, 15 Temmuz sonrasında görevlerine son verilen yargı mensuplarının önemli mahkemelerde görev yaptıklarını belirterek, "Bunların yerine stajını bile tam yapamamış kişiler atanmak yapılmak zorunda kaldı" dedi.

09:15 13 Haziran 2021 Pazar
Acı itiraf! İhraç edilen 4 bin hakimin yerlerine stajını bile tam yapmamış hakimler atandı
Yargıtay Ceza Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil, 15 Temmuz sonrasında görevlerine son verilen yargı mensuplarının önemli mahkemelerde görev yaptıklarını belirterek, "Bunların yerine stajını bile tam yapamamış kişiler atanmak yapılmak zorunda kaldı" dedi.


TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’na HSK 1. Daire Başkanı Halil Koç, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu Üyesi Fatih Akdoğan bilgi verdi.

Komisyona bilgi veren Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil, uzun tutukluluk konusunda zorlandıklarını belirterek, “Asıl olan tutuksuz yargılamadır ama bazı suçlarda veya bunları nasıl tutuklama olmaz bu nasıl dışarıda dolaşır şekilde, gerçekten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de Anayasa Mahkemesinde de en fazla da ihlal yediğimiz hususlar bu tutukluluk durumuyla ilgili” dedi.


Yeşil, 15 Temmuz sonrasında Gülen Cemaati mensubu oldukları iddiasıyla 4 bin hakim ve savcının ihraç edilmesinden sonra yerlerine alınan hakimlerin rahatsız edici kararlara imza attıklarını itiraf etti. Yeşil, komisyonda yaptığı açıklamada, “Teşkilatımız özellikle fe.ö mensubu 4 bine yakın hâkim ve savcı bu teşkilattan atılınca ki bu hâkimler, önemli mahkemelerde görev alan hâkimlerdi, bunların yerine yeniden yeni hukuk fakültesi mezunu, belki stajını bile tam yapamamış, zorunlu atama yapmak zorunda kalındı yani deneyimsiz hâkimler ki bizde yine bir söz vardır: ‘On yıl geçmeden hâkim yetişmez’ diye en az on yıl görev yapması lazım. Yani deneyimsiz hâkimlerden dolayı gerçekten bizi de hakikaten rahatsız eden kararlar var.” dedi.

TUTUKLAMA KARARLARINDA SOSYAL MEDYA ETKİLİ OLUYOR

Yıllarca ağır ceza başkanlığı ve hakimliği yaptığını kaydeden Yeşil, yargıda tutuklamalarda sosyal medyadaki propagandanın etkili olduğunu da belirterek, “Biz de yıllarca ağır ceza başkanlığı, ceza hakimliği yaptık. Bazen olayları televizyondan izlediğimiz zaman ‘Ya bu nasıl tutuklanmaz?’ diye içimizden geçiyor, sonra sosyal medyada bir yoğun bir propaganda ve bir tutuklama kararı çıkıyor, sonra da hâkim bunu tutuklama kararını infaz ediyor. Yani aslında bu yargı için de itibar açısından ciddi bir kayıp. Halbuki bu olay tutuklanacaksa baştan tutuklayacaksın. Evet, istisnalar olabilir, hatalar olabilir ama genelde de bu yolun izlenmesi de bizleri de rahatsız edici durum ama Anayasa’nın açık hükmü de ‘Hâkimlere emir ve talimat verilmez.’ Yani biz yargının en üst seviyesinde de olsak hiçbir konuda, hiçbir hâkime emir talimat verilmez. Yani bozma kararlarımızda bile ‘Şu delilleri böyle takdir etmişsin, böyle takdir etmen daha doğru olur.’ şeklinde kararlar veriyoruz.” diye konuştu.

YARGITAY CEZA GENEL KURUL ÜYESİ FATİH AKDOĞAN: BAZI KARARLARI AİLEME DAHİ İZAH EDEMİYORUM

Komisyona bilgi veren Yargıtay Ceza Genel Kurul Üyesi Fatih Akdoğan’da yargının içinde bulunduğu durumu anlatırken, 84 milyonluk bir ülkede 22 bin hakim ve savcı bulunduğunun altını çizerek, alınan bazı kararları ailesine bile anlatmakta zorlandığını şu sözlerle ifade etti:

“Benim kendi ailem zaman zaman haberleri izleyip soru soruyorlar. ‘Oğlum, mahkeme böyle bir karar vermiş ne düşünüyorsun, nasıl bir karar bu?’ diyor, ben onlara dahi izah edemiyorum bu kararı. Klasik söylemimiz şu: Dosyasına bakmak lazım.

81 vilayet, herkes yetiştiği coğrafyanın, kültürün ahlaki bakış açısını, değer yargılarını beraberinde getiriyor. Eski Yargıtay Başkanımız Sami Selçuk’un, çok güzel bir sözü vardı: “Hâkimin tarafsızlığı ve bağımsızlığı sadece üçüncü kişilere karşı değildir, hâkimin tarafsız ve bağımsızlığı aynı zamanda kendi değer yargılarına karşıdır. Hâkim, en karşı çıktığı, kendisine en aykırı gelen davranışı bile yeri geldiğinde hukuksal bakış açısıyla değerlendirmeli, hoşgörüyle yaklaşabilmeli.” derdi. Ben de bu görüşe aynen katılıyorum. Ama değer yargılarımızı, maalesef, bazı meslektaşlarımız cüppesini giydiği zaman bırakamıyor gerisinde ve bazen böyle hatalı, kamuoyunu rencide eden kararlar oluyor, buna da elbette çok fazla itibar etmiyoruz.”

Son güncelleme: 09:15 13.06.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı