• Turkhane Logo

AB'den Türkiye'ye iade edilen onbinlerce ton zehirli gıda ne oldu?

Türkiye'den Avrupa Birliği'ne (AB) ihraç edilen ancak kontroller sırasında limit üstü pestisit tespit edilen ürünlere ilişkin iadelerde rekor seviyeye ulaşıldı. Geri çevrilen bu ürünlere, Türkiye'ye geri dönüşte ne yapıldığı da tartışma konusu oldu. CHP, bu ürünlerin 'iç piyasaya sürülüp sürülmediği' sorusunu Meclis gündemine taşıdı.

08:20 12 Mayıs 2022 Perşembe
AB'den Türkiye'ye iade edilen onbinlerce ton zehirli gıda ne oldu?
Türkiye'den Avrupa Birliği'ne (AB) ihraç edilen ancak kontroller sırasında limit üstü pestisit tespit edilen ürünlere ilişkin iadelerde rekor seviyeye ulaşıldı. Geri çevrilen bu ürünlere, Türkiye'ye geri dönüşte ne yapıldığı da tartışma konusu oldu. CHP, bu ürünlerin 'iç piyasaya sürülüp sürülmediği' sorusunu Meclis gündemine taşıdı.

Tarım ve Orman Bakanlığının BBC Türkçeye yaptığı yazılı açıklamaya göre, ulusal mevzuata uygun olmayan ürünlerin Türkiyeye girişine izin verilmiyor.

Buna karşın uzmanlar ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK)lar bakanlıktan gıda ürünlerindeki denetimleri artırmasını ve bu denetimlerle ilgili şeffaflık talep ediyor.

Pestisit nedeniyle iade edilen ürünlerde üç kat artış
AB, gıda ve yem ticaretinde kamu sağlığını korumaya yönelik olarak paydaşlarını bilgilendirmek için Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) adında bir portal kullanıyor. Bu portalda ilgili ürüne, kaynak ülkesine ya da bildirim çeşidine göre aramalar, tarihe göre daraltılarak yapılabiliyor.

BBC Türkçenin analizine göre 2021de Türkiye kaynaklı gıda ve yem ürünlerine ilişkin toplam 563 bildirim yayımlandı. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği 2021de 372 parti ürünün çoğunluğu pestisit kalıntıları nedeniyle AB sınır kapılarında reddedilerek Türkiyeye iade edildiğini açıkladı.

Buğday Derneğine göre 2018de 113, 2019da 98, 2020de 194 parti üründe limitlerin üstünde pestisit tespit edildi.

RASFF tarafından hazırlanan en güncel yıllık rapor olan 2020 analizinde, ilgili dönemde en fazla bildirimin yapıldığı kategorinin meyve ve sebzeler olduğu belirtiliyor. Bunda temel etkense Bulgaristan sınırında Türkiyeden gelen ürünlerle ilgili pestisit kalıntıları bildirimlerinde yaşanan artış. Rapor Bulgaristanın bu nedenle en sık bildirim yayımlayan ülke olduğunu not ediyor.



Bildirimler ne anlama geliyor?
BBC Türkçeye konuşan Buğday Derneğinden Gıda Yüksek Mühendisi Merve Atınç, 2022de bu artışın devam edebileceği konusunda uyarıyor. Atınç RASFF portalında Nisan ayının başından 9 Mayısa kadar geçen sürede 41 pestisit bildiriminin yapıldığını ve bunun 2019 yılında yapılan tüm bildirimlerin yarısı olduğunu söylüyor.

Buğday Derneğine göre bildirimler, Türkiyeden ihraç edilen biber, mandalina, greyfurt, limon, portakal, asma yaprağı, üzüm, kuru incir, nar, baharat ve bitki karışımları, haşhaş tohumu, keçi boynuzu zamkı ve kimyonda tarım zehiri kullanıldığını gösteriyor.

Atınç, bildirimlerin Türkiyedeki denetimler ve daha da önemlisi bu konudaki şeffaflık eksikliğine dikkat çektiğini söylüyor: Bildirimler sayesinde bu pestisitlerin kullanıldığını öğreniyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı pestisit kalıntıları konusunda iç pazarda denetimler yapıyor. Buna karşın Buğday Derneği bu denetim sonuçlarının, farklı ürün gruplarında olduğu gibi şeffaflıkla paylaşılmamasının artışla birlikte iç pazara sunulan ürünlerde daha fazla pestisit bulunabileceğine dair tüketicilerde endişe yarattığını belirtiyor.

Atınç, tarım ürünlerinin denetiminin tarlada başlaması gerektiğini, pazarların, hallerin de denetlenmesi ve sonuçlarının şeffaf bir şekilde ifşa edilmesi gerektiğini söylüyor.

Buğday Derneği, bakanlık tarafından ülke genelindeki tüm gıda ve yem denetimleri, cezalar, yaptırımlar, ithalat ve ihracat kayıtları gibi bilgilerin girildiği Gıda Güvenliği Bilgi Sisteminin (GGBS) halkın erişimine açık olması gerektiğini belirtiyor.

Ürünlere ne oldu?
Tarım ve Orman Bakanlığı, iade edilen ürünlerin piyasaya mevzuata aykırı bir şekilde sunulmadığını söylüyor.

Bakanlığın BBC Türkçe ile paylaştığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

Ülkemizden ihraç edilen ve herhangi bir nedenle (pestisit kalıntısı veya karantina zararlısı nedeniyle veya ticari anlaşmazlık nedeniyle veya başka nedenlerle) ülkemize geri dönen ürünlerde geri dönme sebebi de dikkate alınarak 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 34üncü maddesi 8inci fıkrası kapsamında resmi kontroller yapılmaktadır. Ülkemiz giriş gümrüğünde üründen numune alınmakta, geri dönen ürün taze meyve ve sebze ise hem karantina zararlısı (bitki sağlığı) ve hem de pestisit kalıntısı (gıda güvenilirliği) yönüyle kontrol edilmekte, Ülkemiz Mevzuatına uygun olmayan ürünlerin yurda girişine izin verilmemektedir.

Gıda ve Yemde Hızlı Alarm Bildirimi (RASFF) kapsamında Avrupa Birliğinden alınan bildirimler; Bakanlığımız Ulusal Temas Noktaları tarafından birebir takip edilmekte olup gelen bildirimler ivedilikle incelenmekte ve hata kaynağının tespitine yönelik çalışmalar başlatılmaktadır. Bakanlığımızca yapılan çalışmalar komisyona iletilmektedir. Bildirim alan üretici/ihracatçı ve bildirime konu ürünlere yönelik resmi kontroller de arttırılmaktadır.

Yani iade edilen ürünler Türkiyedeki mevzuata uygun değilse imha ediliyor. Ancak tonlarca gıdanın bu şekilde imha edilmesi şiddetlenen gıda krizi uyarılarının eşliğinde oldukça tartışmalı bir konu haline geliyor.

Dünya Bankasından uyarı: Rusyanın Ukraynayı işgalinin yol açtığı gıda krizi yüz milyonlarca kişiyi yoksulluğa itiyor
Atınç daha iyi denetim mekanizmaları sayesinde tonlarca gıdanın kurtartılabileceğine vurgu yapıyor.

Pestisit bildirimleri neden artıyor?
Pestisitler Türkiyede bitki koruma ürünleri adı altında düzenleniyor ve bu düzenlemelerin AB mevzuatıyla arasında belirgin bir uçurum yok.

BBC Türkçeye konuşan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remiz Suiçmez, sorunun yönetmeliklerden değil uygulamalardan kaynaklandığını söylüyor.

Suiçmez, daha ucuz olduğu gerekçesiyle kaçak ve tarihi geçmiş pestisit kullanımının önemli bir sorun olduğunu belirtiyor ve alım gücünün zayıflaması sağlıklı gıdaya erişimi riske atıyor diyor.

Çiftçilerin pestisit kullanımıyla ilgili yeterince bilinçlendirilmemesi de ürünlerdeki limitlerin aşılmasına neden oluyor. Suiçmez, bakanlık tarafından gerek uygulamaların gerek denetimlerin iyileştirilmesi için daha fazla gıda ve ziraat mühendisi istihdam edilmesi gerektiğini savunuyor.



Pestisit nedir?
Pestisitler tarımsal üretimde zararlı olduğu savunulan böcekler, otlar, mantarlar ve kemirgenler gibi canlılara karşı kullanılan zehirli kimyasallara verilen genel isim.

Kullanımı söz konusu zararlılar nedeniyle yaşanabilecek kayıpları azalttığı savunulsa da toprak, hava ve su kirliliği; böcekler ve bu böceklerden beslenen kuşlar gibi çok sayıda canlı türünün popülasyonunun azalmasıyla bağlantısı nedeniyle oldukça tartışmalı bir konu.

Buna ek olarak pestisitlerin insan sağlığına, doğurganlıktan kansere kadar farklı etkileri var. Diğer yandan kullanılmasının uzun vadede verimlik artışına neden olup olmadığı da kesin değil. Buğday Derneğinin paylaştığı Tarım ve Ormancılık Bakanlığı verilerine göre 2014-2018 yılları arasında pestisit kullanımı yüzde 51 artmasına rağmen, hektar başına ton olarak buğdaydaki verim artışı yüzde 14, meyve grubunda yüzde 14, sebze de yüzde 8 verim kaybı söz konusu.

Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından 2021de yayımlanan Et Atlası raporuna göre dünya çapında pestisit kullanımı 1990dan beri ikiye katlandı. Bugün 4 milyon tonun üzerinde aktif içerikten söz ediliyor ancak ticareti yapılan miktarın daha fazla olduğu belirtiliyor

Artan talepten en fazla faydayı ise pestisit üreticileri sağlıyor. Dünyanın en büyük beş pestisit şirketi dünya pestisit pazarının yüzde 70ini kontrol ediyor.

Pazarın büyüklüğü 2019da 60 milyar dolardı.



Zehirsiz tarım mümkün
100 kurum ve inisiyatifin yan yana gelerek oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı pestisitlerin doğa ve yaşam maliyetlerinin faydasını gölgelediğini savunuyor.

Buna göre Uluslararası Organik Tarım Vakfı, agroekolojik tarım yöntemlerinin pestisitlere maruz kalmayı engellerken, hava, toprak, yüzey suyu ve yeraltı suyu kalitesini de iyileştirdiğini söylüyor.

Agroekolojik yöntemler daha az müdahale gerektirmesi ve toprağın canlılığını korumasına yardım ettiği için iklim kriziyle mücadelede oldukça önemli rol oynuyor. Var olan tarım gıda sistemlerinin sürdürülebilirlik sorunu karşısında bu yöntemlerin tüm dünya nüfusunu beslemesinin mümkün olabileceği düşünülüyor.

Zehirsiz Sofralar Platformu, insana ve çevreye zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanması için çevrim içi Zehirsiz Kampanya başlatmıştı. Kampanyaya 166 bini aşkın kişi imza desteği verdi.

Platformun açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:

Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200ün üzerinde, Kampanya döneminde ise 27 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütünün son derece tehlikeli, yüksek seviyede tehlikeli ve muhtemel kanserojen olarak belirlediği 13 etken maddeden 9u hâlâ yasaklanmadı.

Son güncelleme: 08:20 12.05.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı