Kocijancic, “Selçuk Mızraklı, Bedia Özgökçe Ertan ve Ahmet Türk’ün yerine valilerin getirilmesi 31 Mart seçimlerinin demokratik sonuçlarına duyulan saygıyı sorgulattığı için ciddi kaygı uyandırıyor.” dedi.
Yazılı açıklama yapan Kocijancic, yerel politikacıların kayyım atanarak görevden alınmasının ve tutuklanmasının seçmenleri siyasi temsilden mahrum bıraktığının altını çizdi. Bu uygulamaların yerel demokrasiyi hasara uğratma riski olduğunu kaydetti.
The suspensions of elected mayors and detainment of hundreds of people in south-east Turkey is of serious concern as it puts the respect of the democratic outcomes of the 31 March elections into question https://t.co/YjpGfQ8z1v
— Maja Kocijančič (@MajaEUspox) August 19, 2019
Kocijanci, Türkiye’nin Venedik Komisyonu’nun tavsiyelerine ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na olan taahhütlerine uygun biçimde yerel demokrasilerin çalışmasını engelleyen tedbirlerini iptal etmek zorunda olduğunu belirtti.
Terörle mücadelenin Türkiye hükümetinin meşru hakkı olduğunu belirten Kocijanci, ancak Ankara’nın Anayasa’da yer verilen hukukun üstünlüğünün, insan hakları ve temel özgürlüklerin garanti altına alınmasından sorumlu olduğunu da ifade etti.
Akbulut: Avrupa işbirliğini durdurmalı
Alman Federal Meclisi’nin Sol Partili milletvekili Gökay Akbulut, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada HDP ile dayanışma çağrısında bulundu. “Avrupa anti-demokratik Türk hükümeti ile işbirliğini dondurmalı” diyen Akbulut, Türk hükümetinin demokrasiden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gösterdiği mesajını paylaştı.
Türk hükümeti bir kez daha demokrasiden ne kadar uzak olduğunu gösteriyor!
Tüm muhalefet şimdi @HDPgenelmerkezi ile dayanışma göstermeli ve #AKP hükümetine karşı birlikte direnmeli!
Avrupa, anti-demokratik Türk hükümeti ile işbirliğini dondurmalı! #kayyum #KayyumDarbedir
— Gökay Akbulut MdB (@AkbulutGokay) August 19, 2019
Alman Federal Meclisi Başkanvekili Claudia Roth da Alman Yazı İşleri Ağı’na (RND) yaptığı açıklamada kayyım atamalarını eleştirdi. Yeşiller milletvekili Roth, “Bu karar, Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devletinin son unsurlarının da yok edildiğini bir kez daha gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.
