ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkelerin dini özgürlükler alanındaki uygulamalarını değerlendirdiği 2021 raporunda Türkiyede hükümetin dini azınlıklar için düşmanca bir siyasi ortamı tetikleyecek davranışlarda, kasıtlı eylemsizliklerde ve retorikte bulunduğu bildirdi.
Birleşik Devletler Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF) tarafından yayınlanan 2021 raporunda, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, dini azınlıklara tüzel kişilik ve yönetim kurulu seçimi düzenleme haklarının verilmesi ve Halki Ruhban Okulunun açılması gibi kilit öneme sahip konularda çok az çaba harcandığı vurgulandı.
Raporda ayrıca Türkiyede hükümetin nefret söylemi ve şiddet eylemlerine de tolerans göstermeye devam ettiği vurgulandı.
Mart ayında daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye vaadiyle ilan edilen İnsan Hakları Eylem Planının insan hakları organizasyonları tarafından kaçırılmış bir fırsat olarak nitelendirildiği vurgulanıyor.
Raporda Hizmet hareketine yapılan baskılara da yer verildi .
Türkiye hükümeti, Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana gittikçe daha baskıcı hale gelmiş olup, raporlara göre ABD’de bulunan vaiz Fethullah Gülen ile ilişkili (ya da ilişkili olmakla suçlanan) 292.000 kişiyi de kapsayacak şekilde çok sayıdagazeteciyi ve siyasi muhalif olarak algılanan kişileri tutuklamıştır denildi
RAPORUN TÜRKİYE İLE İLGİLİ BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Raporda Halki Ruhban Okulunun açılmaması, azınlık vakıflarını yönetim kurulu seçmesine izin verilmemesi, cemevlerinin ibadethane olarak tanınmaması, örgün eğitimde sadece Sünni İslam öğretilerine yer verilmesi sorun olarak gösteriliyor.
Raporda ayrıca Türkiyede yaşayan 50 bin civarında olduğu düşünülen Uygurun 2017 yılında Türkiye ve Çin arasında imzalanan suçluların iadesi anlaşmasının Türkiye Büyük Millet Meclisinde oylanarak kabul edilmesi halinde geri gönderilme endişesi taşıdığı vurgulandı.
Raporun sonuç bölümünde Türkiyenin ciddi dini özgürlük ihlallerinde bulunması ya da göz yumması nedeniyle Amerikan Dışişleri Bakanlığına, Türkiyeyi özel izleme listesine alması tavsiye ediliyor.
Ayrıca Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın ülkedeki dini hoşgörü ve azınlıkların güvenliğine yönelik dini söylemleri ve sembolleri siyasi gücünü sağlamlaştırmak için kullanmaya devam ettiği belirtiliyor.
Bununla birlikte hükümetin dini çeşitlilik yerine tek bir Sünni İslam yorumuna destek vermeyi tercih ettiğinin de altı çiziliyor.