• Turkhane Logo

'3 AKP’li 1 HDP’liyi yargılıyor, boyun eğdiremezsiniz!'

Mahkeme heyeti, bir üyenin muhalefetiyle Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 23, 24, 25 ocak tarihlerine erteledi.

10:06 14 December 2018 Friday
'3 AKP’li 1 HDP’liyi yargılıyor, boyun eğdiremezsiniz!'
Mahkeme heyeti, bir üyenin muhalefetiyle Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 23, 24, 25 ocak tarihlerine erteledi.

HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu yargılandığı davanın öğleden sonraki duruşmasında mahkeme heyeti Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek bir sonraki duruşmayı 23-24-25 Ocak tarihlerine erteledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasının duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

Mezopotamya Ajansı‘nın aktardığına göre, Demirtaş bugünkü savunmasında, mahkemenin reddi hakim talebini reddetmesini eleştirerek, “Hiç değilse siz taraf mısınız değil misiniz, buna siz karar vermeseydiniz, ‘Biz taraflı değiliz’ kararını bile siz verdiniz, bir üst mahkemeye göndermediniz. Aleni bir şekilde suç işliyorsunuz. Size verilmiş yargıçlık görevini siyasi kimliğimi tasfiye etmek ve iktidar lehine güç oluşturmak için kullanıyorsunuz. Görevinizi ve yetkinizi kötüye kullanıyorsunuz. Bizim aklımızla alay edemezsiniz” dedi.


Demirtaş savunmasında özetle şunları söyledi:

‘SES KAYDI BANA AİT DEĞİL’

İlk duruşmadan beri ses kaydını istiyoruz, ara karar veriyorsunuz, ‘Ses kaydının çözümü dosyada olduğundan talebin reddine…’ Ses benim değil diyorum, ses. Sese itirazım var diyorum, getirmiyorsunuz. Aklımızla alay ediyorsunuz.

‘DURUŞMA SALONUNDA SİYASET YAPIYORSUNUZ’

AİHM kararını yok sayacaksanız şimdi bir ara karar ihdas edin, ‘AİHM kararı bizi bağlamaz’ deyin, bu mahkemede bir daha ne AİHM’den AİHS’den söz edeceğiz. Böyle, yokmuş gibi davranarak olmaz. Benden daha siyasetçi olduğunuz bu kararla ortaya çıktı. Bu duruşma salonunda siyaset yapanın siz olduğu, reddi hakim talebini reddetmenizle ortaya çıktı. En hukukçu da bizmişiz.

‘ERDOĞAN’A BOYUN EĞSEM BURADA DEĞİL SARAYDA OLURDUM’

Ben, temsil ettiğim iradenin onurunu korumakla yükümlüyüm. Erdoğan’a boyun eğseydim hapiste değil Saray’da olurdum. Erdoğan’a boyun eğmediğim için buradayım, bu hukuksuzluğa asla boyun eğmem. Siz de bana boyun eğdiremezsiniz. Verdiğiniz kanun dışı ara kararlarla, bu yargılamayı Erdoğan’ın arzu ettiği şekilde sürdüremezsiniz.

‘142 YIL MI İSTENİYOR, 141 YIL VERİRSENİZ HATIRIM KALIR’

Yargılamayı bitirin, bitirmeyin demiyorum bakın. 142 yıl mı isteniyor? 141 yıl verseniz hatırım kalır. Şakam yok, Allah’tan başka da kimseden korkum yok. Ama onurumu ezdirmem burada size.

‘BİZİ AKP Mİ YARGILIYOR’

Bize saygınlıkla yaklaşılacaksa mahkemeyi el üstünde tutarız. Ama saygısızlığı kabul etmeyiz. AKP mi yargılıyor bizi, yargıçlar mı? AİHM kararını yok saymak, AKP yaklaşımıdır. Size fısıldanan neyse, buna göre davranamazsınız. Nasıl olur da 5 saat yapılan savunmaya bir cümleyle ret kararı verirsiniz? Gerekçesiz karar nasıl yazıyorsunuz? Gerekçeli yazmanız lazım.

AİHM kararı da geçerli bir neden değilse sizi AKP teşkilatında, toplantıda mı yakalamamız lazım? Bir hakimin siyasi davrandığını başka nasıl ispat edeceğiz? Bundan daha net ispatı nereden getirelim size?

‘AİHM SİZİN SİYASETÇİ OLDUĞUNUZA KARAR VERDİ’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin kararını bozabiliyor, değil mi? Yani AYM’den üst bir mahkeme. Başka mahkeme yok ki. Sizin siyasetçi olduğunuza karar verdi. Siz, bu karar yokmuş gibi davranıyorsunuz.

AİHM kararını ciddiye aldığınıza dair bir şeyler yazsaydınız. Çok üzücü. Ben onurum kırılmış hissediyorum. Sadece, öyle usul falan değil. Mümkünse bugün bitirip gitmek, bir daha gelmemek isterdim.

‘ŞU ANDA 3 AKP’Lİ BİR HDP’LİYİ YARGILIYOR’

Başından beri adil yargılama koşulları yok. Bunu biliyorum da, şu anda üç AKP’li, bir HDP’liyi yargılıyor. Hissiyatım budur. Samimiyetle söylüyorum. Bu da ağrıma gidiyor. Savunma yapma isteğim yok. Delillerim var, sunma isteğim yok.

Ne anlatayım size? Artık neyi ortaya koyalım ki, biz suçsuzuz diye? Rahatsız edici. Gerçekten de çok üzücü. İki yıldır yargılanıyorum, bir sürü ara karar verdiniz, dünkü ara kararınızı okudum, rahatsız oldum.

Dünkü ara kararınız büyük bir hakaret. Giderim yatarım ömür boyu, ama böyle bir hakareti kabul etmem. Bunun bugün düzeltilmesi lazım. AİHM 18. madde ihlalini tanıyıp tanımadığınızı tartışmanız lazım.

‘BEN BUNLARIN DNA’LARINI BİLİYORUM’

Demirtaş’ın AİHM kararını hiçleştirin, 18 maddenin ihlalini 5/3 planını geri plana çekin ve görünmez kılın. Asıl AİHM’in reddettiği talepleri öne çıkarın, köşe yazıları yazın, buna ilişkin televizyon programları yapın. Ruhlarını biliyorum ben bunların. 12 yıldır bunlara karşı ben mücadele ediyorum. DNA’larını biliyorum. Saray’da şu anda kimler toplantıda, Adalet Bakanlığı’nda, İçişlerinde kimler bunları planlıyor hangi ruh haliyle. 5 yıl ben bunlarla Çözüm Süreci yürüttüm, 5 yıl.

‘ERDAL EREN DAVASI BENZERİ BİR İNFAZ’

Demirtaş’ın avukatlarından Yıldız İmrek, 1980 Askeri darbe yargısının, 38 yıl önce siyasi bir kararla Erdal Eren’i idam ettiğini hatırlatıp, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de siyasi etki altında benzer bir infaz yargılaması yaptığını, bu nedenle hakimlerin reddinin gerektiğini söyledi.”

AİHM KARARINI TANIMAYAN MAHKEMEDEN AİHM ATIFI

Demirtaş’ın tutukluluğuna karar veren mahkeme heyetinin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı: “Tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında, sanık hakkında tutuklu bulunduğu suçlar yönünden kuvvetli suç şüphesi bulunduğu, ayrıca AİHM kararında yer alan ‘ Mahkeme bu kapsamda Sözleşmenin 5’inci maddesinin 1. fıkrasındaki makul şüphe gerekli olaylara dayalı açıklamalar bakımından öngörülen şartlar değerlendirildiğinde, ceza soruşturması dosyasında, en azından başvuranın kovuşturulmasına yol açan suçların bir kısmının başvuran tarafından işlenmiş olabileceğine tarafsız bir gözlemciyi ikna edebilecek bilgilerin bulunduğu kanaatine varmaktadır’ diyerek bu durumu açıkça belirttiği ve AİHM kararının büyük daire kararı olmayıp, 2. Daire kararı olduğu, kararın tercümesinin ilk sayfasında ‘ iş bu kararın sözleşmenin 44/2 maddesinde de bu hususun düzenlenmiş olduğu verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iç tüzüğünün 39’uncu maddesi kapsamında geçici tedbir niteliğinde de bulunmadığı göz önüne alınarak, sanık Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar olunur.”

BİLİRKİŞİ RAPORLARI İSTENDİ

Mahkeme tarafından oluşturulan diğer ara kararlar şöyle: “Birinci fezlekeye yönelik tape kayıtları Cihan Deniz, Ümit Aydın ve Abdullah Demirbaş ile ilgili yapılan aramalar sonucu elde edilen dijital verilere ilişkin doküman inceleme ve tespit tutanakları, İkinci fezlekeye ilişkin 13 Ocak 2011, 14 Temmuz 2012, 24 Mart 2011, 30 Ekim 2012 ve 12 Kasım 2011 tarihli olaylara ilişkin görüntü inceleme ve tespit tutanakları ve bilirkişi raporları, 3’üncü fezlekeye ilişkin değerlendirme, tespit tutanakları, olay tutanağı ve konuşmalara ilişkin çözüm tutanakları ile bilirkişi raporları, 5 ile 30’uncu fezlekeye dair görüntü inceleme ve tespit tutanakları, olay tutanakları, görüntü çözüm tutanakları ve bilirkişi raporları, 31’inci fezlekeye dair HDP Genel merkezi twitter açıkalamaları, bilirkişi raporları ve Türkiye genelinde meydana gelen olayları gösteren polis fezlekeleri.”

KARŞI OY KULLANDI

Öte yandan Demirtaş’ın tutukluğuna ilişkin mahkeme heyeti üyesi Cengiz Aydıner karşı oy kullandı. Aydıner’in karşı oy kullanmasına dair yazdığı gerekçe şöyle: “ Anayasa 90’ıncı maddesinin 5’inci fıkrasının 2’inci cümlesindeki temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmaların kanunlarımız karşısında olan üstünlüğünün ve önceliğinin doğal sonucu olarak temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmaları uygulayana mahkemelerin kararlarının da üstünlüğünün ve önceliğinin bulunması, AİHM’in 20 Kasım 2018 tarih ve 143/17 karar nolu kararının sözleşmenin 46’ıncı maddesi hakkında başlıklı bölümünde 279,280, 281 ve 282’inci paragraflarında gerekçeler açıklanarak ve istikrarlı içtihatlarına uygun olarak 283’üncü paragrafında mahkeme başvuranın tutukluluk halinin devamını haklı gösteren yeni unsurlar veya deliller sunulmadığı sürece mümkün olan en kısa sürece başvuranın tutukluluğunun sona erdirme görevinin davalı devlete ait olduğu kanısına varmaktadır, denilmek sureti ile tespit edilen ihlallerden ayrı olarak devlete derhal tutukluluğa son verilmesi yükümlülüğünün yüklenmesi nedenleri ile sanığın dosyanın geldiği aşama itibari ile yurt dışına çıkmamak adli kontrolü uygulanmak suretiyle salıverilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.”

Bir sonraki duruşma 23,24 ve 25 Ocak 2019 tarihine ertelendi.

Son güncelleme: 10:06 14.12.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı