Çarşamba akşamı 17.00 civarında serbest bırakılan ve Türkiye’ye girişine izin verilen kadına Radio Free Asia telefonla ulaştı.
45 yaşındaki Tashmuhemmet, İstanbul’daki eşi Omurbek Eli ve diğer çocuklarına kavuşmanın sevincini yaşıyor. 3 gün boyunca, sınır dışı edilip geri gönderilme riski yaşayan kadın ailesine kavuşunca gözyaşlarını tutamadı.
BABA OMURBEK DESTEK VEREN HERKESE TEŞEKKÜR ETTİ
Telefonda konuşan baba Omurbek Eli, “Eşimi ve oğlumu gördüğüm için çok heyecanlıyım, herkese çok teşekkür ederim.” dedi.
Çin’in Şincan bölgesindeki baskı ve zorlamadan kaçan ailenin reisi Omurbek Eli ve küçük çocukları daha önce Kazakistan üzerinden İstanbul’a gelip Türkiye’ye sığınmıştı.
Aileden geride kalan anne Rushengul Tashmuhemmet ve oğlu Mukhamadbek Eli pazar akşamı Almatı uçağı ile İstanbul’a inmiş ancak “pasaportları sahte” gerekçesi ile yurda girişlerine izin verilmemiş, havalimanı polisi tarafından gözaltına alınmıştı.
ÖNCE KAZAKİSTAN’A ORADAN DA ÇİN’E SINIR DIŞI EDİLME RİSKİ VARDI
Eşinin durumunu medyaya duyuran Kazak kökenli baba Omurbek, “Çin’den kaçtıklarını, eşi geri Kazakistan’a gönderilirse oturum izinleri bittiği için Çin’e sınır dışı edileceğini, orada da işkence göreceğini.” anlatmıştı.
Omurbek Eli, Çin’in Şincan bölgesindeki en az bir milyon etnik Uygur ve Kazak müslümanın toplandığı kamplardan ilk bahsedenlerden biri olmuştu. Omurbek Eli, Çin yönetiminin etnik Uygur azınlığa ve Şincan’daki müslümanlara yaptıklarını açıktan eleştiren bir kaç isimden biri.
Çin, toplama kamplarını reddetse de yakın zaman önce yayınlanan BM raporuna göre kampların varlığı şüphe götürmez biçimde gerçek ve bölgede ağır insan hakları ihlalleri işleniyor.
