Firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz, Sözcü TV’de Serdar Cebe ile Ana Haber’e konuştu. Uyuşturucu operasyonlarıyla ilgili konuşan Korkmaz, operasyonların şaşırtıcı olmadığını söyledi. Korkmaz, daha önce kendisinden 10 milyon euro istediğini öne sürdüğü Habertürk’ün eski Genel Yayın Yönetmeni Veyis Ateş’le ilgili, “Kendinde, o gün hiç tanımadığı birinden bu parayı isteme cesaretine sahip olmasındaki arka etkenler çok önemli bence. Yani burada bir tane Veyis Ateş yok.” dedi.
Hakkında “kara para aklama” suçlamasıyla yürütülen soruşturma devam eden iş insanı Sezgin Baran Korkmaz, Sözcü TV’de Serdar Cebe ile Ana Haber’e açıklamalarda bulundu. ABD’den canlı yayına bağlanan Korkmaz, bugün medyada uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanan Veyis Ateş ile ilgili soruları da yanıtladı. Daha önce Veyis Ateş’in kendisinden 10 milyon euro talep ettiğini iddia eden Korkmaz, şunları söyledi:
“Bu dalganın ‘dokunulamaz’, ‘yapılamaz’ denilen, iktidar cenahının kendisine yakın gördüğü kişilere doğru gittiğini görünce insanlar şaşırıyor. Ama aslında şaşırılmaması gereken, olması gereken bir şeydi bu. Veyis Ateş kendinde, o gün hiç tanımadığı birinden bu parayı isteme cesaretine sahip olmasındaki arka etkenler çok önemli bence. Yani burada bir tane Veyis Ateş yok. O benden bu parayı istediği için onunla ilgili böyle bir şey yapmadım, “Bu parayı vermezsen böyle olur” dediği için bu kavga çıktı.
“Veyis Ateş’in söylediklerini yerine getirmediğim için oğlumu göremedim”
Yani birinin sizden bir talebi olabilir, siz olumlu ya da olumsuz bir şekilde hayır dersiniz gönderirsiniz. Ama ‘hayır’ olursa, ‘senin eşinin pasaportu iptal olur, şöyle olur, böyle olur’ dedi. Böyle bir şey oldu bu arada. Ben eşimi, ailemi, 10 yaşındaki oğlumu göremedim. 4 yaşındaki çocuğumu göremedim. Veyis Ateş’in söylediklerini yerine getirmediğim için.
Uyuşturucu soruşturmaları beni şaşırtmadı. Türkiye’de bugün iki üç tane kendini sanatçı, sosyetik olarak tanıtan çevrelerin içine girildiğinde, oradaki ahlaksızlığın ve uyuşturucu kullanımının hangi boyutlara gittiğini görürsünüz. Türkiye’de çok önemli hukuk ofislerinde hukuk ofislerinin sahiplerinin, yanlarında çalışan avukatlara nasıl uyuşturucuya alıştırdığını nasıl bataklığın içine soktuklarını görürsünüz. Bence savcılık oraya doğru gidiyor diye düşünüyorum. Benimle ilgili bir komplo vardı. Benimle ilgili medyada parayla haber yaptırmak için bizzat para alan bir avukatın ofisine operasyon yapıldı. Türkiye’nin en ünlü avukatlık ofisinde arama yapılmıştı. Gözlük kabının içine saklanmış kokain buldular. Adam, ‘ben kullanıcıyım’ dedi, evine gitti. Bu tip büyük ofislerde kimlerin kokain kullandığını herkes biliyor, açık açık söylüyorum.
“Mehmet Akif’e saldıranlar içinde kokain kullananlar var”
Bu buzdağının görünen yüzü. Medya sektöründe bir şey olunca herkes bir anda eline küreği alıp yangını söndürmeye koşuyor. Mehmet Akif’i şahsen tanımam. Habertürk’te birkaç kez programına katıldım. Bunları yaşamamış olsaydı şimdi kapısında herkes sıradaydı. Ama bunları yaşayınca kendi mahallesindeki herkes küreği alıp kaçıyor. Ona saldıran insanlar içerisinde kokain kullananları görüyorum. Kokain bağımlısı insanların bile ‘Mehmet Akif uyuşturucu bağımlısı’ diye bağırdıklarını görüyorum. Buna gülüyorum. Bu iş bir mahallede kalmamalı; bütün mahalleye yayılmalı ki bunun gerçekten uyuşturucuyla mücadele olduğu anlaşılsın.
“Kıyametin kopması gerekirken olay magazinleştiriliyor”
Türkiye’ye ne zaman döneceğine ilişkin soruya Korkmaz, “Amerika’daki yargılamam tahmin ediyorum az bir zaman sonra sona erecek. Onu bekliyorum. Türkiye’nin iade talebini kabul ettiğini ve ülkeme dönmek istediğimi söyledim. Fatih Altaylı’nın programında da ifade etmiştim. Türkiye’de kendine iş adamıyım deyip ‘temizim’ diye gezen 100 kişiden 99’undan daha temiz olduğumu düşünüyorum. Bu benim haklılığımı gösteriyor. Bugün kara para aklama operasyonlarında gözaltına alınan iş adamları var. Benim dosyamın iddiası da aynı: suçtan elde edilen geliri aklamak. Normalde Türkiye’de kıyametin kopması, yer yerinden oynaması gerekirdi ama magazinleştiriliyor.” yanıtını verdi.
“Kriminal insanlar saygın koltuklarda oturuyor”
Korkmaz, şöyle devam etti:
“Eskiden kulüp başkanları kulüpleri için tüm varlıklarından vazgeçerlerdi. Şimdi insanlar kulüpleri kendi sorunlu ticari hayatlarını ve sorunlu karakterlerini gizlemek için kullanıyor. Ben Amerika’da bağımsız bir hukuk devletinde çıktım ve paranın suçtan elde edilmediğini belgeleriyle ortaya koydum. Türkiye’de bugün MASAK raporlarına bakıyorsunuz, paranın nasıl aklandığı 70 sayfa raporla dile getiriliyor. Ama taraftar hala “takıma bir şey olmaz” diyor. Ne alakası var kardeşim, bu kara para aklama operasyonu, takımla ne alakası var? Ne kadar kirli, kriminal insanlar var, saygın koltuklara oturdular. O koltukları da geçmişlerini örtmek için kullanıyorlar.”







